Yavuz Semerci, Yiğit Bulut'la dalgasını geçti!
Yiğit Bulut ile Yavuz Semerci arasında "fare" yüzünden patlak veren polemikte yeni gelişme. Semerci, aklına gelen parlak öneriyi köşesinden paylaştı.
GAZETECİLER.COM
Habertürk'te Yiğit Bulut'u konu alan yeni bir polemik daha çıktı. Gazetenin yazarlarından Yavuz Semerci, Bulut'un internet sitelerine gösterdiği tepkiye cevap verirken dalgasını geçmeden edemedi.
Yiğit Bulut İnternet sitelerinin yalan haber yaptığını ve bu sitelere kimsenin reklam vermemesi gerektiğini savunmuştu. Gazeteport'un kurucusu olan Yavuz Semerci ise Bulut'un önerisini daha da geliştirmiş ve resmi bir sansür kurumu tasarlamış. Kuruşun başına da Yiğit Bulut'u öneren Semerci "Bulut’u kızdırmaktansa, özgürlükleri biraz kısıtlamak daha makul geldi bana!" dedi.
İşte Semerci'nin Yiğit Bulut'a yaptığı o ilginç öneri:
Yalan haberciliğe destek vermeyin…
Yiğit Bulut önceki gün köşesinde internet sitelerinde yalan ve çarpıtılmış haberler yayınlandığını belirterek reklam verenlere çağrıda bulundu ve “Bu tip sitelere reklam vermeyin. Maddi olarak desteklemeyin” dedi.
İnternet tarafında da yoğun mesai harcıyorum. Bu nedenle Yiğit Bulut’a katılıyorum. Kendisini destekliyorum. Ve reklam verenlerin kendisini ciddiye almama ihtimalini düşünerek çağrıyı bir de ben yinelemek istiyorum. Yalan haber üreten, dedikodu sitelerine reklam vermeyin.
***
Ama aklıma takılan teknik bir konu var. Bu tip siteleri nasıl tespit edeceğiz? İşte bu noktada aklıma parlak bir öneri geldi.
Onu paylaşmak istiyorum.
Reklam verenler ve gazetecilerden oluşan bir kurum oluşturalım. Bu kuruma üye olacaklardan aylık bir bedel alalım. Bu kurumun bir sekretaryası olsun. Bu kurul, yalan yanlış haber yayınlayanlar ve başka sitelerden haber aşıranları tespit ederek yayınlasın. Hatta bu kurum, BDDK, TMSF, SPK gibi resmi bir kimliği olursa şahane olur. (Hazır hükümetin kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi var. Üç madde yeter.) Diyelim bu kurulun açıkladığı yalan haber yazan sitelere reklam verilmeye devam ediyor. Hemen devlet devreye girsin. Reklam verenlerin kamu ihalelerine girmesi yasaklansın. Uzatana ceza verilsin!
Ben bu kurumun başkanlığına Yiğit Bulut’u öneriyorum. Kendisinin fevkalade başarılı olacağına eminim. Kurulun başkan yardımcılıklarına da atanacak kişileri HSYK üstlensin.Dedim ya Bulut’a katılıyorum…
Görev onu çağırıyor!
(Not: Bu önerimi basın özgürlüğü açısından vahim bulanlara tek bir lafım var: Haklısınız. Ama Bulut’u kızdırmaktansa, özgürlükleri biraz kısıtlamak daha makul geldi bana!)
Habertürk'te Yiğit Bulut'u konu alan yeni bir polemik daha çıktı. Gazetenin yazarlarından Yavuz Semerci, Bulut'un internet sitelerine gösterdiği tepkiye cevap verirken dalgasını geçmeden edemedi.
Yiğit Bulut İnternet sitelerinin yalan haber yaptığını ve bu sitelere kimsenin reklam vermemesi gerektiğini savunmuştu. Gazeteport'un kurucusu olan Yavuz Semerci ise Bulut'un önerisini daha da geliştirmiş ve resmi bir sansür kurumu tasarlamış. Kuruşun başına da Yiğit Bulut'u öneren Semerci "Bulut’u kızdırmaktansa, özgürlükleri biraz kısıtlamak daha makul geldi bana!" dedi.
İşte Semerci'nin Yiğit Bulut'a yaptığı o ilginç öneri:
Yalan haberciliğe destek vermeyin…
Yiğit Bulut önceki gün köşesinde internet sitelerinde yalan ve çarpıtılmış haberler yayınlandığını belirterek reklam verenlere çağrıda bulundu ve “Bu tip sitelere reklam vermeyin. Maddi olarak desteklemeyin” dedi.
İnternet tarafında da yoğun mesai harcıyorum. Bu nedenle Yiğit Bulut’a katılıyorum. Kendisini destekliyorum. Ve reklam verenlerin kendisini ciddiye almama ihtimalini düşünerek çağrıyı bir de ben yinelemek istiyorum. Yalan haber üreten, dedikodu sitelerine reklam vermeyin.
***
Ama aklıma takılan teknik bir konu var. Bu tip siteleri nasıl tespit edeceğiz? İşte bu noktada aklıma parlak bir öneri geldi.
Onu paylaşmak istiyorum.
Reklam verenler ve gazetecilerden oluşan bir kurum oluşturalım. Bu kuruma üye olacaklardan aylık bir bedel alalım. Bu kurumun bir sekretaryası olsun. Bu kurul, yalan yanlış haber yayınlayanlar ve başka sitelerden haber aşıranları tespit ederek yayınlasın. Hatta bu kurum, BDDK, TMSF, SPK gibi resmi bir kimliği olursa şahane olur. (Hazır hükümetin kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi var. Üç madde yeter.) Diyelim bu kurulun açıkladığı yalan haber yazan sitelere reklam verilmeye devam ediyor. Hemen devlet devreye girsin. Reklam verenlerin kamu ihalelerine girmesi yasaklansın. Uzatana ceza verilsin!
Ben bu kurumun başkanlığına Yiğit Bulut’u öneriyorum. Kendisinin fevkalade başarılı olacağına eminim. Kurulun başkan yardımcılıklarına da atanacak kişileri HSYK üstlensin.Dedim ya Bulut’a katılıyorum…
Görev onu çağırıyor!
(Not: Bu önerimi basın özgürlüğü açısından vahim bulanlara tek bir lafım var: Haklısınız. Ama Bulut’u kızdırmaktansa, özgürlükleri biraz kısıtlamak daha makul geldi bana!)