Yavuz Baydar o mektubu yazdı mı?

Sabah'ın okur temsilcisi Yavuz Baydar, "Ertuğrul Özkök'ün yerine Ahmet Altan'ı davet edin" diye mektup yazdı mı?

Akşam gazetesinden Nagehan Alçı, Sabah gazetesi okur temsilcisi Yavuz Baydar'ın Dünya Editörler Forumu isimli uluslararası gazeteci örgütüne yazdığı bir mektup ile Türkiye'den Ertuğrul Özkök yerine artık başka isimlerin foruma davet edilmesi gerektiğini söylediği iddiasını Baydar'a sordu. İşte Baydar'ın o mektup ile ilgili sözleri. 


Birkaç gündür internet sitelerinde hararetle tartışılan bir haber var.    İddia şu: Sabah gazetesinin okur temsilcisi Yavuz Baydar, Dünya Editörler Forumu'na (WEF) bir mektup yazdı. O mektupta foruma her yıl Ertuğrul Özkök'ün davet edildiğini, bunun değişmesi gerektiğini anlattı. Sebep olarak da Özkök'ün artık yayın yönetmeni olmamasını gösterdi. Bununla da kalmadı, Özkök'e alternatif olarak Ahmet Altan ve Ekrem Dumanlı'yı önerdi.

***
Burada bırakıldığında hikaye gayet 'seksi', ama bu hikayede büyük bir eksik yok mu? Neden haberi yapan Odatv ya da ondan alan diğer siteler Baydar'la konuşma lüzumu hissetmemiş? Ortada hakikaten mektup var mı? Varsa, Yavuz Baydar bunu nasıl açıklıyor?

***
İş başa düştü,  Baydar'ı aradım. 'Nedir bu mektup işi?' dedim. Anlattı.
'Dünya Gazeteciler Örgütü (WAN) toplantısına devamlı katılırım. WEF ile de  ilişkim çok eskiye dayanıyor. WAN'la ilgili olarak geçtiğimiz yıldan beri yaşanan bir sıkıntı var. Hatırlarsan, Haydarabad'da yapılmıştı son WAN toplantısı. O toplantıda Doğan Grubu'na kesilen vergi cezasının kınanmasına Sabah, Star ve Zaman gazetelerinin temsilcileri karşı çıkmış ve toplantıyı terk etmişlerdi. Gazetecilere uygulanan baskının, salt Doğan'a vergi cezasından ibaret olmadığını ileri sürmüşlerdi. Böyle limoni bir durum varken eskiden gelen hukukumuza dayanarak beni aradılar. 'Bu işi tamir etmek için ne yapabiliriz?' diye sordular. Onlara cevabımı e-mail olarak ilettim. Yani ortada mektup yok, e-mail var.'

***
'Peki o e-mailde ne yazdınız?' diye sordum. Bunun üzerine Baydar, bana  maili gönderdi. Yani 'meşhur' mektubu gördüm. Şöyle yazmış Baydar:
'Bildiğiniz gibi üç medya grubu WAN'ı protesto etti. WAN bir hamle yapmazsa bu gruplar geri gelmeyecek. Bu da yalnızca Doğan Grubu'nun bünyenizde kalacağı anlamına geliyor. Bu, temsil açısından doğru olmaz. Böyle bir şeyi önlemek için üst düzey bir yetkili  Türkiye'ye gelse ve  Haydarabad'da tepki koyan medya grupları ile görüşse iyi olur. Başka bir önerim de şu: Özkök'ün üyeliği doluyor, Doğan Grubu dışında alternatif isimler düşünün. Taraf'tan Ahmet Altan, Zaman'dan Ekrem Dumanlı ya da Doğan dışından herhangi başka bir isim de olabilir.'

***
'Peki neden Ahmet Altan ve Ekrem Dumanlı?' diye sorduğumda şu yanıtı verdi: 'Alternatif isim olarak aklıma ilk Ahmet Altan geldi çünkü tam ben o maili yazarken Altan Leipzig'de basın özgürlüğü ödülünü almıştı. Ekrem Dumanlı Doğan Grubu dışında diye yazdım. İsmail Küçükkaya da diyebilirdim, başka bir gazeteden başka biri de. Benim çıkış noktam Özkök'ün yayın yönetmeni olmaması değildi ki... Tek derdim bu kutuplaşmanın ve sorunun aşılması için çözüm üretmekti. Bakın yakında Lübnan'da toplantı düzenlenecek. Böyle devam ederse bu gerginlik aynen sürecek.'

***
Bu açıklamayı dinleyince insan sormadan edemiyor: Bir haber muhatabına sorulmadan neden hazırlanır? Bu ülkedeki kutuplaşmayı bazıları hangi amaçla kaşır? Gazetecilik önceden etiketlediklerine vurmak için onlara bazı senaryolar biçmekten mi ibarettir?