Yasin Doğan kaybetti çünkü...

Bir köşe yazarı bir siyasi parti liderine ve tabii başbakan'a danışmanlık yapabilir mi?..

Bir köşe yazarı bir siyasi parti liderine ve başbakan'a danışmanlık yapabilir mi?..
Tabii yapabilir...
Bir siyasi parti lideri ve başbakan danışmanı köşe yazarlığı yapabilir mi?..
Elbette yapabilir...
Ama...
Şu atasözünü asla unutmadan:
"Söyle bana dostunu söyleyim sana kim olduğunu"...

Yeni Şafak Gazetesi köşe yazarlarından Yasin Doğan (Mahlas) aynı zamanda Başbakan Erdoğan'ın bir numaralı danışmanı...
Başbakan'ın konuşmalarını yazıyor...
Stratejisini çiziyor...
Aynen bir film yönetmeni gibi "şurada gülümseyecek, burada öfkelenecek, burada kırıp dökeceksiniz (one minute)" diye akıl veriyor...
Az sonra okuyacaklarınız, Yasin Doğan'ın Yeni Şafak'ta başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntılandı:

Siz bir takıma stad yapacaksınız, teşekkür yerine tepki göreceksiniz, vatandaşın evine yol-su götürecek, refahını-özgürlüğünü artıracaksınız küçümsemeyle karşılaşacaksınız, işadamının zenginliğine zenginlik katacaksınız hor görüleceksiniz, her türlü saldırıya, hakarete göğüs gereceksiniz, en ufak bir eleştiri de gök kubbe başınıza yıkılacak... Bu normal bir durum mudur? Demokrasilerde bunların hepsi olur diyebilirsiniz. Ama demokrasilerde sorumluluk hep bir tarafa yıkılmaz, herşey bir taraftan beklenmez.

Okudunuz mu?..
Hoşgörü var mı?..
Yok..
Empati var mı?..
Yok...
Sempati var mı?..
Yok...
Ya ne var?.
Despotizm var...
Diyet isteme var...
"Senin tek özgürlük hakkın var ey halkım!.. Başbakanınını sevmek, her hal ve şeraitte onu gördüğün her yerde alkışlamaktır. Muhtaç olduğun hizmetler sana ve ailene servis edilmiştir..."

Burada tek eksik, imza yerinde "Kömürcü Temel" yazmayışı...
Çünkü "gel de anla" başlıklı makaleyi ve sizlere sunduğumuz alıntıyı ancak bir kömürcü yazabilirdi başbakan danışmanı değil...
O halde...
Yasin Doğan kaybetti...