Yasemin Çongar: 'Biz sadece gazetecilik yaptık'

Taraf'ın eski genel yayın yönetmen yardımcısı Yasemin Çongar Baransu'nun tutuklanmasını köşesinden yorumladı.

'Balyoz Planı' davasında yargılanan bazı sanıklara 'kumpas' kurulduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında mahkemeye sevkedilen Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu, 'devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etme' ve 'devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma' suçundan tutuklandı.

Baransu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından, 'Balyoz Planı' davasında yargılanan bazı sanıklara 'kumpas' kurulduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, dosya üzerinden tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi.

Taraf'ın eski genel yayın yönetmen yardımcısı Yasemin Çongar Baransu'nun tutuklanmasını köşesinden yorumladı.

t24.com.tr yazarı Yasemin Çongar konuyla ilgili "Balyoz haberlerini yayınlayan gazetenin eski bir yöneticisi ve o haberlerde imzası olan biri olarak, bu konudaki gerçeğin ortaya çıkmasını tüm kalbimle istiyorum" ifadesini kullandı.

İşte, Çongar'ın Mehmet Baransu'yla ilgili köşe yazısı:

Mehmet Baransu'nun tutuklanması üzerine...

Mehmet Baransu elde ettiği belgeleri haber yaptı ve haber yapılmak üzere gazetesiyle, o dönemde benim de aralarında olduğum Taraf yazı işleri yönetimindeki kişilerle paylaştı.

Bahse konu olan haberler bir darbe hazırlığı yapıldığını gösteren belgelere dayanmaktaydı ve bu belgeler Taraf'ın o günkü yönetimince gazeteye yansıyan haberler dışında çoğaltılmadı, paylaşılmadı, gazete bürosu dışına çıkarılmadı ve bir süre sonra da devletin talebi üzerine belgelerin asılları Baransu tarafından savcılık makamına tutanakla teslim edildi.

Şimdi Baransu neyle suçlanıyor?
 
Şu ya da bu nedenle Baransu’ya kızanlar bu sorunun gerçek cevabından uzak duruyorlar; bir gazetecinin tutuklanmasına gerekçe yapılan asıl konuyu ya gözardı ediyor, ya da açıkça veya zımnen onaylıyorlar.
 
Baransu’nun “sahte belge” hazırladığı iddiası da, “askeri casusluk” yaptığı iddiası da rahatça telaffuz edilebiliyor.
 
Bir gazeteci elindeki belgelerde “sahtecilik” yapsa ya da bu belgelerin “sahte” olabileceğini düşünse, bunları kendi eliyle devlete teslim eder mi?
 
Bir gazetecinin amacı askeri sırları başka ülkelere satmak olsa, yani casusluk yapsa, bunu o sırlarla ilgili haberi gazetesinin manşetinden duyurarak, elindeki belgeleri de kendi devletine teslim ederek yapar mı?
 
Baransu’nun tutuklanma gerekçesi ise, öyle anlaşılıyor ki, bu dedikodularla ilgili değil.

(...)


Öte yandan, eğer belgelerde darbe suçunun “yokmuş” varsayılmasına yol açacak bir tahrifat yapılmışsa, darbeciliğe karşı hukuksal mücadele açısından, adaletin yerini bulması ve gerçeğin ortaya çıkması açısından etkisi yıllarca sürecek bir toplumsal mağduriyet yaşayacağız.
 
Darbeleri ve darbecileri aklama meraklıları buna aldırmayacaklardır; onlar  “Balyoz sahte” deyip konuyu kapatmak isteyebilirler, şimdi Baransu’nun o belgeleri temin etmekle suçlanmasına sevinebilirler.
 
Adaletin yerini bulmasını, gerçeğin ortaya çıkmasını samimiyetle isteyenler ise, bizlerin gerçekliğine kani olarak haber yaptığımız “Balyoz” belgeleriyle ilgili soruları artık esas muhatabına, devletin kurumlarına, orduya sormalılar.
 
Gerçeğin ortaya çıkması kimlerin faaliyetinin “darbecilik,” kimlerin faaliyetinin “sahtecilik,” kimlerinkinin “gazetecilik” olduğunu gözler önüne serecektir.
 
Biz gazetecilik yaptık.