Yaşar Nuri Öztürk çünkü...
Yaşar Nuri Öztürk’ün “Dayanılmaz hafifliği” gerçekten sıkıyor artık… Bilgi deseniz müthiş… Hazır cevaplık: mükemmel… Zekâ: muazzam… Söylediklerinde haklılık: dağ gibi… Ama sevimsiz…
Yaşar Nuri
Öztürk’ün “Dayanılmaz hafifliği” gerçekten
sıkıyor artık…
Bilgi deseniz müthiş…
Hazır cevaplık: mükemmel…
Zekâ:
muazzam…
Söylediklerinde
haklılık: dağ gibi…
Ama sevimsiz…
Ama kendini beğenmiş…
Ama ukalâ…
Ama hazımsız…
Ama hoşgörüsüz…
Ama ökesi dizginsiz…
Ama hakaretamiz…
Şimdi de “sükût orucu”na
başlayacağını açıklarken kendisine biçtiği “Değer” ancak Tanrı’nın
özel kulları için lütfedebileceği ölçüde yüksek…
“Sükût orucuna
başlayabilirim” başlığı altıda yayımlanan
makalesinin bir yerinde:
“Sükût orucu, konuşması kıyametler
koparacak büyük ruhların susmasıyla vücut bulan bir oruçtur”
diyor…
Pes yani Yaşar Nuri…
Pes ki Pes…
Bırak da büyük ruh olduğunu
başkaları söylesin…
Bu kadar kendini översen elbette
“kaybetmeye mahkûm” olursun…
Kendini ölçüsüz beğendiği, buna
karşılık kimseleri beğenmediği için Yaşar Nuri Öztürk
kaybetti...