'Yandaş' yazar 'muhafazakarları' bombaladı

Ben de tiksiniyorum... Bunlardan ikrah ettim... Fatih Altaylı'nın köşesine gönderilen yazı...

GAZETECİLER.COM - Fatih Altaylı dün köşesinde "muhafazakâr medyanın yazarlarına "biraz empati yapmalarını" öneren bir yazı kaleme almıştı.
İşte o yazı üzerine Fikri Akyüz bir yazı göndermiş...
Ama öyle böyle bir yazı değil...
Muhafazakar kesimi hayli kızdıracak cinsten...
Çünkü Fikri Akyüz diyor ki;
"Bunlardan ikrah ettim..."
"Tiksiniyorum..."
Ve daha neler...

İşte Fatih Altaylı'nın köşesinden verdiği o yazı;

"Ben artık bu muhafazakâr ya da liberal denilen bazı köşe yazarlarından ikrah ettim. Tiksiniyorum. Evet, bu muhafazakâr denilen isimler, saydığınız isimlerden Şamil Tayyar, Hasan Karakaya aynı muameleye maruz kalsaydı böyle düşünmezlerdi. Ben içeri girseydim, benim yanımda olurlar mıydı, bakın orasını tam kestiremiyorum! Çünkü muhafazakâr medya, daha ben içeride değilken beni dışladı. Fakrü zaruret içinde değilim ama bu gidişle hapiste olmayıp 'yanda' da olan biri olarak fakrü zaruret içinde olacağım.

Dışlanmamın sebebi çok basit: Mustafa Karaalioğlu'na küçük bir özeleştiri yapması için bir eleştiride bulunmuştum. O gün bugündür Akif Beki, Karaalioğlu, Ergun Babahan, Yusuf Ziya Cömert, İbrahim Şahin, Erhan Başyurt gibi isimlerin tamamı gazetelerinde yazdırmayı, kanallarına çıkarmayı bırakınız, hep birlikte el ele vererek benim resmen önümü kestiler.

İKTİDARDAN NEMALANAN MUHAFAZAKARLAR...

(...) Ben AK Parti'yi hâlâ destekliyorum, mutaassıplıktan nefret ederim ama yaşam tarzım hâlâ muhafazakâr. Bununla birlikte, devletin liberal esaslar çerçevesinde donanması gerektiğini düşünüyorum. Fakat muhafazakâr medyadaki bazı isimler iktidardan nemalanmaya başlayınca muazzam bir güç sarhoşluğu içine girdi. Artık ben bunların samimiyetine inanmıyorum. Samimiyet deyince... Geçen gün Gerçek Hayat isimli dergiden aradılar ve şu soruyu cevaplamamı istediler:

(...)

BABAHAN'IN İTİRAFLARI SAMİMİ DEĞİL

Ben bu itirafları, özellikle Ergun Babahan'ın itiraflarını hiç mi hiç samimi bulmuyorum. Babahan, Neşe Düzel'e diyor ki: 'Erbakan'a, 'Türkiye'yi Suudi Arabistan yapacak' diye bir güvensizlik vardı. Bizim de o sırada, solculuktan gelen ateist damarımızla dinle ilgili her şeye şüpheyle bakan laikçi damarımız birleşmişti. Refah yol koalisyonunun, hayat tarzımızı değiştireceğini düşünüyorduk ve askeri doğal müttefikimiz olarak görüyorduk.'

Peki yarın AK Parti bir şekilde yeniden iktidara gelemezse, Babahan'ın Cumhuriyet Gazetesi'ne şöyle bir demeç vermeyeceğini kim garanti edebilir? 'AK Parti döneminde askere 'Türkiye'de darbe yapacak' diye bir güvensizliğimiz vardı. Bizim de o sırada gücü elinde tutan sonradan görme bazı muhafazakâr yazarlarla irtibatımız vardı. Askerin hayat tarzımızı değiştireceğini düşünüyorduk ve AK Parti'yi doğal müttefikimiz olarak görüyorduk.'

KONTÜR AYDINI BABAHAN

Ben bu anlamda liberal kalemler arasında Mehmet Barlas'ı, Ali Bayramoğlu'nu, Gülay Göktürk'ü daha samimi buluyorum. Babahan gibi isimler 'konjonktür' aydınlarıdır. Hatta 'kontür' aydınları dersek daha doğru olur. Zira kontür aydını, 'Kontürüm bitiyor, sen arar mısın?' der, hatta bununla da yetinmez, olur olmaz kişilerin cebini çaldırıp çaldırıp kapatırlar. Sonra bu her arayış, kendisine yeni kontür olarak döner.

Arada bir, 'Darbe yaz 1997'ye gönderme yap, TRT'de program yapımcılığı cebine girsin' derler.

BEKİR COŞKUN BU MUHAFAZAKARLARDAN DAHA SAMİMİ

Evet Fatih Bey, adam gibi adam sıfatına layık üç dört muhafazakâr yazar dışında bu muhafazakâr yazarların samimiyetine zerre kadar inanmıyorum. Ve Allah bana imkân verirse, bunlarla tek tek bu dünyada da kalemimle, konuşmalarımla hesaplaşacağım.

Örneğin, Bekir Coşkun'u bunlardan daha samimi buluyorum. Tamam, yazıları beni acayip irrite ediyor, ama adam samimi. Zira, o katılmadığım fikirlerini 25 yıldır, kıvırmadan tekrarlıyor. Konjonktüre göre yazmıyor.

'Bizimkiler' öyle mi?