Yalçın Akdoğan’la paylaşmak istedim…

Sayın Başbakan ya da siz de halkımıza hitap ederken; “savaşlardan çok yorgun düştüğünüzü biliyorum” deseniz daha doğru olmaz mı?..

ADNAN BERK OKAN

Dün 1 Eylül Dünya Barış Günü idi…

Ama…

Bütün dünya savaşı tartıştı…

Savaşı konuştu…

Daha da fenası…

Türkiye, savaşı savundu…

Başkan Obama’nın ilân edilen saatten tam bir saat sonra yaptığı açıklamaya kilitlendi bütün dünya…

Başkan, “Savaş Çığırtkanları”nı dinlemedi…

Yani “Suriye’ye operasyon hemen yarın başlayacak… Esad’ın ölüm haberi gelinceye ve rejim yıkılıncaya kadar devam edecek” demedi…

Ya ne dedi?..

Amerika’nın bir “Hukuk Devleti” olduğunu…

“Başkan” olarak “Kongre”den daha yukarıda olmadığını cümle âleme gösterdi…

“Suriye’nin uyarılmasından yanayım ama bu tercihimi Kongre’ye taşıyacağım” dedi…

Peki…

Operasyon hiç mi yapılmayacak?..

Büyük ihtimalle MAFİA usulü bir “uyarı” operasyonu yapılacak tabii ki…

Yani…

“Dizden aşağı”…

Kaval kemiğine…

“Kendine gel leeennn!” tonunda…

Oysa biz o kadar alışığız ki “MAFİA” düzeninin en ileri(!) aşamasına…

Esed’in leşini istiyoruz…


Ama orası Amerika…

Orada “Başkanlık” sisteminin üzerinde anayasal kurumlar var…

Ve…

Dünya Barış Günü’nde savaşı tartıştığımız günden bir sonra evimize gelen bir dostumuzla yaptığımız sohbet üzerine kendimi bir an için Aziz Nesin’in “Gel de Yazma Ali Bey”i gibi hissettim…

24 yaşında, Amerika’da lisansüstü eğitimini yaparak ülkesine dönen oğlunu askere göndermek için hazırlanan bir annenin çektiği acılarını dinledim, gözlerinin içinde o acıları, kuşkuları gördüm…

Ve…

Yazmak zorunda kaldım…

Az sonra okumaya başlayacağınız bu yazıyı öncelikle bu konuya dikkat çekmek için yazdım…

 

Acılı anne Sosyolog…

Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu…

Çantasından çıkardığı bir kâğıttan şunları okudu önce:

“Cemil Bayık, daha büyük savaş tehdidi savuruyor, ikinci aşamaya geçilmezse sürecin biteceği şantajını tekrarlıyor, hükümetin belli adımları belli tarihler içinde atmasına yönelik dayatmalardan bir türlü vazgeçmiyor. Terör tehdidi ve dayatmasına hiçbir zaman eyvallah etmeyen hükümetin süreci zehirleyen bu tür şantajvari açıklamalara eyvallah etmesi de mümkün değildir”.

 

Akdoğan’la paylaşmak istedim…

İşim bu tür haber ve yorumları izlemek olduğu için hemen hatırladım…

Başbakan Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın bir TV kanalında yaptığı açıklamaların bir bölümüydü az önce okudukları…

Hanımefendi; birkaç gün önce bu köşede Steven Spielberg'in yönettiği, Oskarlı dev aktör Daniel Day-Lewis'in ise Lincoln "olduğu" filmden bir sahnedeki diyalogları da okumuştu zira en sadakatli okurlarımdandı…

Bana, mealen söylediklerini sizlerle ve ille de, değerli Başdanışman Yalçın Akdoğan’la paylaşmak istiyorum…

Buyurun lütfen…

 

Vatanseverlik güzel bir şey ama

- Politikacıların Kürtlere ne verecekleri veya vermeyecekleri umurumda bile değil…

Benden oğlumu çalmasınlar başka bir şey istemiyorum…

Sayın Akdoğan’ın açıklamalarını dinlediğim ana kadar iç huzurum az da olsa yerindeydi…

Çünkü oğlumun askerliği bitinceye kadar en azından ateşkesin devam edeceğini umuyordum…

Ama…

Son birkaç gecedir uyuyamıyoruz...

Eşimle neredeyse sabaha kadar “ya terör yeniden başlarsa” diye birbirimize sorup “inşallah başlamaz” diyerek bir birimizi teselli etmeye çalışıyoruz…

Ama hayır olmuyor, bunu başaramıyoruz...

Sayın Akdoğan’ın terörün yeniden hortlayabileceğine ve hükümetin de elbette ve haklı olarak sessiz kalmayacağına ilişkin açıklamaları kalbimizi de beynimizi de delip geçiyor bir ok gibi…

Allah aşkınıza Adnan Bey Allah aşkınıza daha çok yazın barışı, hatta her gün yazın…

Hükümetimizin vazifesi, devletimizin onurunu korumak için terör örgütüne karşı tabii ki dik durmak, taviz vermemektir…

Ama…

Hükümetimizin asıl görevi yurttaşlarının en değerli temel hak ve özgürlüklerinden biri olan yaşama hakkını garantiye almak değil midir?..

Burası Esad’ın ya da Saddam’ın ülkesi mi ki önce, “devletin onuru” adı altında bu ülkenin egemenlerinin çıkarlarını korumayı düşünüyorlar…

Peki, evlâtlarımızın canları devletin onuru kadar değerli değil mi ki politikacıların umurlarında bile olmuyor?..

Mısırlı Esma için ağlayan Sayın Başbakanımızı çok iyi anlıyorum…

Ama o da beni ve benim gibi anneleri lütfen anlasın…

Çünkü biliyorum ki benim oğlum bir serseri terör kurşunuyla öldüğünde benden ve kocamdan başka kimse ağlamayacak…

Kürtler sınır dışına çıkmıyormuş…

Tabii çıkmazlar…

Hem o insanlara “tutuklanmayacaksınız, Ordu müdahalede bulunmayacak” diye söz verecek ama hem de generallerin, “sahada karşılaşırsak tutuklarız, direnirlerse vuruşuruz” deyişlerine engel olamayacaksınız…

Vatanseverlik güzel bir şey ama Adnan Bey evlât sevgisinden daha üstün hiçbir sevgi yok şu dünyada…

 

Fukara bir terörist

Bunları bana söyleyen hanımefendi savaşları ve hele iç savaşları ille de terörü sebep ve sonuçlarıyla en iyi bilenlerden…

Son sözleri şunlar oldu:

 - Biz oğlumuzun bu ülke çocuklarının alabilecekleri en üst düzey eğitimi aldıktan sonra zavallı ve fukara bir terörist delikanlının silahından çıkacak mermiyle dağlarda bir taş üstünde ölmesi için harcamadık o kadar emeği…

 

Sevgili Akdoğan;

Başkan Obama’yı dinlediniz mi?..

Mutlaka dinlemişsinizdir…

Sizi en çok hangi cümlesinin etkilediğini bilemem…

Ama beni en çok etkileyen cümlesi, kendi halkına hitap ederken, “savaşlardan çok yorgun düştüğünüzü biliyorum” deyişi oldu…

Ne dersiniz?..

Sayın Başbakan ya da siz de halkımıza hitap ederken; “savaşlardan çok yorgun düştüğünüzü biliyorum” deseniz daha doğru olmaz mı?..

Lincoln filmindeki “Kuzeyli anne”nin söylediklerini de hatırlıyor musunuz?..

“Eğer kölelik kaldırıldığında bu savaş bitecekse tabii ki köleliğin kalkmasını isteriz”

 

Değerli kardeşim;

Eğer Kürtlerin siyasi taleplerini yerine getirecek anayasal düzenlemeler yapıldığında terör gerçekten de bitecekse; hiç durmayın, gerekirse referandumu göze alın ve gerekli bütün anayasa değişikliklerini sadece BDP’yi yanınıza alarak yapın…

Ve…

Son zamanlarda terör örgütü sözcülerinin söylemlerini de lütfen duymazdan gelin…

Ortamı daha da geren siz olmayın…

Zira son açıklamanız, muvazzaf ve potansiyel asker annelerinin morallerini çok feci bozdu...

Unutmayınız…

Bu ülkenin ana – babaları da bu terörden çok yoruldular…

adnanberkokan@gmail.com