Yalçın Akdoğan
Ekonomi nasıl da hemen düzene girmek üzere oysa... Nasıl da ihtiyacımız var itidale...
“Yüzsüzler” diye atıyor yazısının başlığını…
Ve…
Aynı yazıda şunları yazıyor…
Birkaç saat sonra gerçek sonuçların çıkacağını
bilmelerine rağmen utanmadan milleti yanlış yönlendirmeye
kalktılar. Yüzlerinde patlayan şamarın kızarıklığı ortadayken her
zamanki gibi pişkinliğe sarıldılar. Bunların hayatı yalan
olmuş…
Herşeyi yalan üzerinde dönen ve pişkinlikte sınır tanımayan
insanların muhtemelen ar damarları tamamen çatlamış oluyor. Sokağa
çıkacak yüzü kalmayan insanların hala konuşup ahkam kesiyor olması
bunu gösteriyor.
Kim mi bunları yazan?..
Kim mi diye birilerine hakaret eden…
Söyleyeyim…
Yeni Şafak’ta “Yasin Doğan” müstearıyla yazan Yalçın Akdoğan…
Oysa akil insan, Erdoğan’a yıllarca evinin ve gönlünün kapılarını açan...
Patronu bile yüz vermezken Erdoğan’ı başının üstünde taşıyan…
Onu sürekli ekrana çıkaran…
Her daim destekçisi olan Taha Akyol ne diyordu bugün?..
Bir kere daha hatırlatayım:
“…. iktidarın alkışa değil, itidale ihtiyacı olduğunu belirtmeyi de gerekli buluyorum”.
Akyol’un bu cümlesini biraz da değiştirerek yazayım…
“Başbakan’ın alkışa değil, kendisine itidal tavsiye edecek çalışma arkadaşlarına ihtiyacı var”.
Ve...
Bir de ayrıca, AK Parti eski milletvekili
Süleyman Gündüz'ün dünkü Yeni
Şafak'ta "Yeni bir dönem başlamalı"
başlığı altında yayımlanan makalesinin bir yerinde bakın ne
diyordu:
“Seçim sonrasında ayrıştırıcı siyaset dilinin
bütünleştirmeye yönelmesi gerekir. Bu kısır döngüden çıkıp,
sabırla, adaletle, kin ve öç alma duygusuna alan bırakmadan,
kırmadan, dökmeden ortaya çıkan tahribatın telafi edilmesi gerekir.
Başka Türkiye yok; yaralarımızı birlikte saracağız, bu gerilimli
ortamdan el ele çıkacağız.”
İki akil insan ve Erdoğan
sevdalısının bu yumuşacık üslûbuna karşılık...
Ortamı yumuşatması, gerginlikleri törpülemesi (Ekonomi nasıl da
hemen düzene girmek üzere oysa... Nasıl da ihtiyacımız var itidale)
gerekirken karşıtlığı körükleyen Başbakan Başdanışmanı
Yalçın Akdoğan kaybetti...