Yalçın Akdoğan
Star
Her ne kadar sadece "Barış Süreci" denilse de biz "Kalıcı Barış Süreci" demekte ısrarcı olacağız çünkü 30 yılda o kadar çok "Barış Süreci" yaşadık ki sayısını unuttuk...
Onun içindir ki bu defa "Kalıcı" sıfatını mutlaka kullanacak, elimizden geldiğinde barışın kesinlikle "kalıcı" olası gerektiğini zihinlere kazımaya çalışacağız.
Bu sitenin sürekli okurları "Kalıcı Barış Süreci"ni başlatanlara, katkıda bulunanlara nasıl da minnettar olduğumuzu bilir...
Ama bunu yaparken kimileri gibi kayıtsız şartsız, gözümüz kapalı her yapılana "evet" demediğimiz de yine bu sitenin okurlarının malumu...
Asıl arzumuz bu sürecin parlamento tarafından (MHP olmasa da olur) yürütülmesi, yıllardır geciktirilmiş demokratikleşme, özgürleştirme ve etnik kökene saygı getiren yasal düzenlemelerin meclisin büyük çoğunluğu tarafından ve uzlaşma ile kabul edilmesi gerektiğin seslendirdik...
Örgütün bu süreçte sadece sınır dışına çıkmasının yeterli olmayacağını hatta mümkünse yine Mecliste kabul edilecek yeni bir "infaz" kanunu ile o gençlerin emniyete teslim olduktan sonra salıverilmelerini (belirli bir süreyi elektronik kelepçe ile geçirmeleri şartıyla) önermiştik...
Olmadı...
Olmadı diye sürece cephe alacak değiliz...
Bu arada, Başbakan Baş Danışmanı Yalçın Akdoğan'ı da Karayılan'ın süreci yanlış anladığına ilişkin sözleri nedeniyle eleştirenlere hak vermediğimizi de hatırlatalım.
Akdoğan’ı belki de sürecin başından beri "en doğru" tespitini yaptığı için tebrik bile edecek; bugünkü Star'da "PKK'yı eleştirmek süreç karşıtlığı değildir" başlığı altında yayımlanan makalesinin son bölümünden de alıntı yapacağız.
1. PKK'yı eleştirmek, sürece karşı olmak değildir.
2. PKK'yı eleştirmek adına sürece karşı olmak da doğru değildir.
PKK'ya güvenmeyen ve farklı sebeplerle kavgalı olan birçok kesim var. Bu kavganın süreç üzerinden verilmesi ve sürece duyulan güvenin sarsılması büyük yanlış olur.
Korku ve vehim üretmek, kendimizi ademe (yokluğa) mahkum etmek anlamını taşır.
Muhtemel riskleri, sıkıntıları, güvensizlikleri bilelim ve tedbirli olalım, ama bunları odağa yerleştirip 'reddiyeci' davranmak, sorunu daha da derinleştirir.
Evet efendim;
Kalıcı Barış Süreci eğer bu çerçeveden sapmadan yürütülecek; "muhtemel riskler, sıkıntılar, güvensizlikler" bilinecek ve tedbirli olunacaksa biz sürecin de başarıyla devam edip mutlu sonla biteceğine inanıyoruz...
Bu nedenle Yalçın Akdoğan'ı "Günün Köşe Yazarı" seçerken, bu yazdıklarının da arşivimize geçtiğini, gelecekte (inşallah) tebrik amacıyla gündeme getirmek zorunda kalmayı çok istediğimizi de hatırlatırız...
Onun içindir ki bu defa "Kalıcı" sıfatını mutlaka kullanacak, elimizden geldiğinde barışın kesinlikle "kalıcı" olası gerektiğini zihinlere kazımaya çalışacağız.
Bu sitenin sürekli okurları "Kalıcı Barış Süreci"ni başlatanlara, katkıda bulunanlara nasıl da minnettar olduğumuzu bilir...
Ama bunu yaparken kimileri gibi kayıtsız şartsız, gözümüz kapalı her yapılana "evet" demediğimiz de yine bu sitenin okurlarının malumu...
Asıl arzumuz bu sürecin parlamento tarafından (MHP olmasa da olur) yürütülmesi, yıllardır geciktirilmiş demokratikleşme, özgürleştirme ve etnik kökene saygı getiren yasal düzenlemelerin meclisin büyük çoğunluğu tarafından ve uzlaşma ile kabul edilmesi gerektiğin seslendirdik...
Örgütün bu süreçte sadece sınır dışına çıkmasının yeterli olmayacağını hatta mümkünse yine Mecliste kabul edilecek yeni bir "infaz" kanunu ile o gençlerin emniyete teslim olduktan sonra salıverilmelerini (belirli bir süreyi elektronik kelepçe ile geçirmeleri şartıyla) önermiştik...
Olmadı...
Olmadı diye sürece cephe alacak değiliz...
Bu arada, Başbakan Baş Danışmanı Yalçın Akdoğan'ı da Karayılan'ın süreci yanlış anladığına ilişkin sözleri nedeniyle eleştirenlere hak vermediğimizi de hatırlatalım.
Akdoğan’ı belki de sürecin başından beri "en doğru" tespitini yaptığı için tebrik bile edecek; bugünkü Star'da "PKK'yı eleştirmek süreç karşıtlığı değildir" başlığı altında yayımlanan makalesinin son bölümünden de alıntı yapacağız.
1. PKK'yı eleştirmek, sürece karşı olmak değildir.
2. PKK'yı eleştirmek adına sürece karşı olmak da doğru değildir.
PKK'ya güvenmeyen ve farklı sebeplerle kavgalı olan birçok kesim var. Bu kavganın süreç üzerinden verilmesi ve sürece duyulan güvenin sarsılması büyük yanlış olur.
Korku ve vehim üretmek, kendimizi ademe (yokluğa) mahkum etmek anlamını taşır.
Muhtemel riskleri, sıkıntıları, güvensizlikleri bilelim ve tedbirli olalım, ama bunları odağa yerleştirip 'reddiyeci' davranmak, sorunu daha da derinleştirir.
Evet efendim;
Kalıcı Barış Süreci eğer bu çerçeveden sapmadan yürütülecek; "muhtemel riskler, sıkıntılar, güvensizlikler" bilinecek ve tedbirli olunacaksa biz sürecin de başarıyla devam edip mutlu sonla biteceğine inanıyoruz...
Bu nedenle Yalçın Akdoğan'ı "Günün Köşe Yazarı" seçerken, bu yazdıklarının da arşivimize geçtiğini, gelecekte (inşallah) tebrik amacıyla gündeme getirmek zorunda kalmayı çok istediğimizi de hatırlatırız...