Yalçın Akdoğan kiminle evli?
Uzun süre bakanlık yapan Yalçın Akdoğan’ın cuntacı terör örgütü FETÖ sorununa bakışıyla bir köşe yazarı ya da ekran yorumcusunun bakış açısı aynı olamaz…
GAZETECİLER.COM-
Yalçın Akdoğan; 02.09.2016 tarihli Star’da “Ölümcül tehlike” başlığı altında
yayımlanan makalesini okuduktan sonra “Bekâra karı boşamak kolaydır” deyimini hatırladım…
Kaba bir deyimdir ama çok şey anlatır:
Çünkü…
Bekârın boşayacak bir karısı yoktur…
Ne demek mi istiyorum?..
Anlatayım o halde…
* * *
Köşe yazarları ve ekranlarda siyasi yorum yapan kişiler deyimdeki “Bekâr”dır…
Devlet insanları ise “Evli” olandır…
Yorumcular, uygulanan politikaların analizini yaparlar…
Devletleri yönetenler ise o politikaların bizzat uygulayıcılarıdır…
Yani…
Yorumcu tribünde maç izleyip yorum yapandır…
Devlet insanı ise sahada top oynayan…
Tribündeki, bir gol kaçırıldığında küfür kıyamet “yuh ulan o gol kaçar mı?” diye
saydırır…
O anda topa vuran oyuncunun pozisyonunu bilmez…
Topun düştüğü yerdeki zeminin durumundan haberi yoktur…
Oyuncunun kaslarının ne hale gelmiş olduğunu aklına bile getirmez…
* * *
Yeşil sahanın dışına çıkayım…
Politika ve medya arenasına döneyim…
Yorumcu önüne getirilen yüzlerce siyasi veya toplumsal olaydan herhangi biri
üzerinde yapar analizini…
Yani…
Neyi analiz edeceğine kendi karar verir…
Oysa Devleti yönetenlerin böyle bir tercih hakkı yoktur…
O, önünde bulduğu bir siyasi / toplumsal sorunu ya da sorunlar yumağını çözmek
zorundadır…
Yorumcunun yanılgısı kendisine kaybettirir sadece…
Ama…
Devleti yönetenler milyonlarca yurttaşına, ülkesine ve bazen bütün insanlığa
kaybettirir yanıldığında…
Yorumcu kaybettiğinde işine devam eder…
Devleti yönetenler makam ve mevkiini kaybeder…
Yorumcu yüzlerce tahmininden birini söyler ve çıkar işin içinden…
Yanılmışsa en çok “pardon” der…
Devleti yönetenlerin ise “tek tahmin” hakkı vardır ama “pardon” deme
şansına sahip değildir…
Ve…
Tahmininde yanıldığında hem kendisi hem de yönettiği veya yönetimine katıldığı
ülke için her şey bitmiştir…
Çünkü…
Yaşanan yaşanmıştır ve hayat isimli film rulosunun geri sarılma imkânı sıfırdır…
* * *
Yani…
Uzun süre bakanlık yapan Yalçın Akdoğan’ın cuntacı terör örgütü FETÖ sorununa bakışıyla bir köşe yazarı ya da ekran yorumcusunun bakış açısı aynı olamaz…
Akdoğan “tek doğru tahmin şansı” olan tarafta…
Ve siyasi evli…
Evli olduğu ise bir kişi değil “devlet, ülke”…
Yani…
Siyasi ve toplumsal bekâr yorumcunun aklına gelen tahmini yapma imkânı da lüksü de var…
Yanılgısı ise vaka-i adiye…
* * *
Son söz…
Sevgili meslektaşlarım…
Özgür yorum yapmak sizin en temel hakkınız…
Ama…
Bir de sorumluluklarınız yok mu?..
Hakkı olan birinin sorumsuz olması dünyanın hangi mesleğinde var ki bizim
mesleğimizde olsun?..
Unutmayın lütfen…
Hak ve sorumluluk birbirinin mütemmimidir…
“İ” harfi varsa eğer; “dikine bir düz çizgi” ve üzerinde bir “.” Olmak zorunda…
Birinden biri olmazsa o ya “ı”dır ya da sadece “.”…
Yakup Murat
Yalçın Akdoğan; 02.09.2016 tarihli Star’da “Ölümcül tehlike” başlığı altında
yayımlanan makalesini okuduktan sonra “Bekâra karı boşamak kolaydır” deyimini hatırladım…
Kaba bir deyimdir ama çok şey anlatır:
Çünkü…
Bekârın boşayacak bir karısı yoktur…
Ne demek mi istiyorum?..
Anlatayım o halde…
* * *
Köşe yazarları ve ekranlarda siyasi yorum yapan kişiler deyimdeki “Bekâr”dır…
Devlet insanları ise “Evli” olandır…
Yorumcular, uygulanan politikaların analizini yaparlar…
Devletleri yönetenler ise o politikaların bizzat uygulayıcılarıdır…
Yani…
Yorumcu tribünde maç izleyip yorum yapandır…
Devlet insanı ise sahada top oynayan…
Tribündeki, bir gol kaçırıldığında küfür kıyamet “yuh ulan o gol kaçar mı?” diye
saydırır…
O anda topa vuran oyuncunun pozisyonunu bilmez…
Topun düştüğü yerdeki zeminin durumundan haberi yoktur…
Oyuncunun kaslarının ne hale gelmiş olduğunu aklına bile getirmez…
* * *
Yeşil sahanın dışına çıkayım…
Politika ve medya arenasına döneyim…
Yorumcu önüne getirilen yüzlerce siyasi veya toplumsal olaydan herhangi biri
üzerinde yapar analizini…
Yani…
Neyi analiz edeceğine kendi karar verir…
Oysa Devleti yönetenlerin böyle bir tercih hakkı yoktur…
O, önünde bulduğu bir siyasi / toplumsal sorunu ya da sorunlar yumağını çözmek
zorundadır…
Yorumcunun yanılgısı kendisine kaybettirir sadece…
Ama…
Devleti yönetenler milyonlarca yurttaşına, ülkesine ve bazen bütün insanlığa
kaybettirir yanıldığında…
Yorumcu kaybettiğinde işine devam eder…
Devleti yönetenler makam ve mevkiini kaybeder…
Yorumcu yüzlerce tahmininden birini söyler ve çıkar işin içinden…
Yanılmışsa en çok “pardon” der…
Devleti yönetenlerin ise “tek tahmin” hakkı vardır ama “pardon” deme
şansına sahip değildir…
Ve…
Tahmininde yanıldığında hem kendisi hem de yönettiği veya yönetimine katıldığı
ülke için her şey bitmiştir…
Çünkü…
Yaşanan yaşanmıştır ve hayat isimli film rulosunun geri sarılma imkânı sıfırdır…
* * *
Yani…
Uzun süre bakanlık yapan Yalçın Akdoğan’ın cuntacı terör örgütü FETÖ sorununa bakışıyla bir köşe yazarı ya da ekran yorumcusunun bakış açısı aynı olamaz…
Akdoğan “tek doğru tahmin şansı” olan tarafta…
Ve siyasi evli…
Evli olduğu ise bir kişi değil “devlet, ülke”…
Yani…
Siyasi ve toplumsal bekâr yorumcunun aklına gelen tahmini yapma imkânı da lüksü de var…
Yanılgısı ise vaka-i adiye…
* * *
Son söz…
Sevgili meslektaşlarım…
Özgür yorum yapmak sizin en temel hakkınız…
Ama…
Bir de sorumluluklarınız yok mu?..
Hakkı olan birinin sorumsuz olması dünyanın hangi mesleğinde var ki bizim
mesleğimizde olsun?..
Unutmayın lütfen…
Hak ve sorumluluk birbirinin mütemmimidir…
“İ” harfi varsa eğer; “dikine bir düz çizgi” ve üzerinde bir “.” Olmak zorunda…
Birinden biri olmazsa o ya “ı”dır ya da sadece “.”…
Yakup Murat