Yalannn söylüyorsunuz ülennn!.. Yalaaaannnn!
“Biz denetimli satışı katlıyoruz bir bakıyoruz sizin satışlar da izimle beraber artmış… Kardeşim gidin denetime de bilelim”
GAZETECİLER.COM
“HABERTÜRK’ten okurlara mektup” köşesinin editörü bugün
rakiplerine Kadir İnanır gibi seslenmiş:
“Yalannn söylüyorsunuz ülennn!.. Yalaaaannnn!”
Neden?..
Çünkü biliyoruz ki Gazete HT’nin satışları denetime
tâbi…
Diğerleri ise ne söylerse ona inanıyoruz...
HT Editörü de bunun için şöyle haykırıyor:
“Biz denetimli satışı katlıyoruz bir bakıyoruz sizin satışlar da
bizimle beraber artmış… Kardeşim gidin denetime de
bilelim” falan…
HT editörü aylardır "Yalan
söylüyorsunuz!" diyor ama rakiplerden
"tık" yok...
Yahu arkadaşlar!..
Biliyoruz ki “sükût ikrardan gelir”…
Demek ki yalan söylüyorsunuz…
Yok eğer Gazete HT yalan söylüyorsa hodri
meydan!...
Çıkın ortaya “asıl yalancı sizsiniz!” deyin…
Diyebiliyorsanız tabii…
Habertürk'ün çağrısı aşağıda
Yok mu denetim yapacak müfettiş?
CUMA 313 bin adetlik net satış.
Cumartesi günü 305 bin adetlik net satış.
Dün, yani pazar günü kesin olmayan satış rakamı ise 330 bin.
Gazeteniz, satışlarını katlayarak artırıyor.
İşin komik tarafı, HABERTÜRK’ün satışları arttıkça diğer
gazetelerin satışları da HABERTÜRK’e paralel olarak artıyor.
Niye mi?
Bilmiyoruz.
Aslına bakarsanız biliyoruz tabii.
Denetim falan olmadığı için “HABERTÜRK bizi geçti” ya da “HABERTÜRK
arayı iyice açtı” dedirtmemek için ellerinde kalem, satışlarını
artırıp duruyorlar.
Biz buradan “Yalan söylüyorsunuz” diyoruz. Kıllarını
kıpırdatmıyorlar.
Bir gazeteye en ağır hakaret değil midir “Yalan söylüyorsunuz”
demek.
Bizce öyledir ama bunların kılı kıpırdamıyor.
Zannederiz sükûtları ikrardan geliyor.
Yani açıkladıkları satış rakamlarının yalan olduğunu biliyorlar ve
susuyorlar.
Hadi onlar biliyor ve susuyor.
Ya reklamcılar ve reklamverenler dernekleri?..
Onlar niye suskun ve sessiz?
Niçin bütün gazetelerin HABERTÜRK gibi ABC standardında
bağımsız
denetimden geçmesini talep etmiyorlar. Neden yalan satış rakamları
üzerinden hesap yapılmasına seyirci kalıyorlar.
Ya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı niye suskun?
Bazılarının piyasayı yanıltmasına, sektörün zarar görmesine neden
olan böyle bir duruma niye seyirci kalıyor bakanlık?
Ya Basın İlan Kurumu’na ne demeli?
Konu onu da yakından ilgilendiriyor.
Çünkü kamunun parasıyla gazetelere ilan veriyorlar ve bedelini
satış rakamlarına göre ödüyorlar.
Gazetelerin yalan yanlış satış rakamı açıklamaları onlara doğrudan
zarar veriyor. Onlar niye buna ses çıkarmıyorlar?
Buradan çağrı yapıyoruz.
Bazı gazeteler sahte satış rakamları açıklayarak kamuyu
dolandırıyor. Yok mu bunu denetleyecek müfettişler? Bu hırsızlık
değil mi, bu yolsuzluk değil mi?
Değerli okurlarımız, bu çağrıyı niye yapıyoruz biliyor musunuz?
Türkiye’de her şeyin şeffaf ve adil olabilmesi için şeffaflığın
basından başlaması gerektiğine inanıyoruz da ondan.
Yoksa 1. yılında 300 binleri aşan satış rakamlarıyla gazeteniz
HABERTÜRK’ün nereye doğru gittiğini, sizin gibi biz de
görüyoruz.
HABERTÜRK’ü geçmeleri için kalemin de yetmeyeceğini onlar da
biliyorlar. Biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz.
Ama yine de biz bir umutla bu sektörde herkesin bizim gibi şeffaf
ve dürüst olmasını istiyoruz.
Diğer taraflarda asla bizim gibi olamayacaklar ama en azından bu
kadarını istemeye hakkımız var.
Hepinize mutlu bir hafta dileğiyle...