Yalan söyleyen ben değil sensin ama...
Camiye cola şişesiyle giren birini "camide içki içti" diye haberleştiren sensin...
ADNAN BERK OKAN
Hükümete destek veren medyada bazı meslektaşlarımız:
"Gezi Parkı eylemcileri camide içki içip dinimize
hakaret ettiler" diye yazmaya halen devam
ediyor...
Peki...
"....ler" denilen kaç kişi?..
Bir (1) kişi...
O da colalı bir meşrubatla girmiş (fotoğrafı
büyütürken pikselliği bozmuyorsanız göreceksiniz ki delikanlının
elinde bira değil cola var)...
Ama buna rağmen işte o olmayan suç(!) bile bütün eylemcilere
yükleniyor...
Ve bir de şimdi şuraya bakın...
Ana akım medya televziyonlarından bir haber:
"17 polis, Antalya'da otoparka sığınan ve hiçbir şiddet
göstermeyen biri kız üç genci linç edercesine
dövdü"...
Hükümete destek veren medya:
"Birkaç polisin yanlışı bütün bir camiaya
yüklenemez"...
E "yuh" yani!..
Yahu; camide içki içilmediği halde, elinde cola şişesi olan
birini "içki içip, dinimize hakaret
etiler" diye veriyorsun da...
17 (on
yedi) polisin üç savunmasız ve
suçsuz genci linç edercesine dövmelerinde neden bütün
bir camiayı korumak ihtiyacını duyuyorsun?..
Ne o?..
Yoksa sen demokratik cumhuriyetin değil de polis cumhuriyetinin
yazarı mısın?..
Ve...
Mide bulandırdığının farkında değil misin?..
Bu ne menem yalakalıktır ki karakterinin felç olmasına göz
yumabilmektesin?..
Bilhassa İslâm dininin temeli
vicdandır, adalettir, hak verme duygusunun
yüceliğidir...
Ama hani nerede?..
Camiye cola şişesiyle giren birini "camide içki
içti" diye haberleştiren sensin...
Bu, olmayan suçtan suçlu üreten de yine sensin...
Ve...
O olmayan suçu bütün eylemcilerin üzerine yıkan da yine
sensin...
Ve sen; yalan söyleyen "sen"...
İftira atan "sen"...
Gazetecilikten çıkıp "müfterilik" edepsizliğine
yatay geçiş yapan sen "namuslu, dürüst, haysiyetli,
dindar"sın...
Ben, doğruları; sadece doğruları yazan ben
ise namussuz, din düşmanı, dış mihrak
tetikçisiyim" ha?..
Hadi oradan be!..
Maskara...
Edepsiz, arlanmaz; Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz sen
de...
Ey güzel
insanlar!..
Ey vicdan sahibi gerçek inananlar!..
Lütfen söyler
misiniz?...
Bu yalan ve iftiraya dayalı...
Ve daha da kötüsü...
Yalan ve iftiralarla taraflar arasındaki ayrışımı daha
keskinleştirmeye yönelik haberciliğin
neresinde "vicdan" var?..
Adalet nerede?..
Nerede hak verme duygusunun yüceliği?..
Bu edepsizliği yapan meslektaşlarıma sesleniyorum:
Hadi yaptınız bir hata...
17 polisin bir olup işkence ettiği o üç gence hiç
mi acımadınız?..
Hiç mi sızlamadı vicdanlarınız?..
Merhamet duygularınız bir yerlerinize mi
kaçtı?..
Ki...
O delikanlıların hakkını teslim edip, polise hadlerini
bildireceğinize;
polis hakılıymış gibi yapıp delikanlıları
azarlıyorsunuz...
Çok ayıp vallahi…
adnanberkokan@gmail.com