Yakup Yılmaz, Babahan’ı fena bozdu!
çoğumuzun sevmediği Dinç Bey nasıl da kovmuştu onu: “Bugün Aydın’ı bana satan adam yarın da beni ona satar” diyerek…
GAZETECİLER.COM
Mehmet Yakup
Yılmaz, Aydın Bey’in Rodos Şövalyelerinden…
Rodos’a
yaptıkları ziyaretten bir gün önce Tansu Çiller’e demediğini
bırakmayıp, Bir gün sonra Rodos’ta, Tansu hanım kocası ile “kadeh
tokuşturan” bir kişilik…
Ama bu sefer
(belki de ilk kez) haklı…
Çünkü…
Ergun
Babahan’ı fena yakalamış ve
çakmış…
Bakın
nasıl…
Babahan’ın hafızasında bir sorun
var!
Ah Ergun ah…
Yazdığın doğruları bir küçük hafıza
kaybı ile nasıl da yıkmışsın…
Hayır, bir şey değil
de...
Eline “koz” verdiğin kişi
malûm…
Dinç Bilgin’e gelip Aydın Doğan hakkında neler
söylemişti hatırlıyor musun?..
Ve elindeki bilgilerle Aydın Doğan’ı
nasıl da yok edebileceğini…
O, çoğumuzun sevmediği Dinç Bey
nasıl da kovmuştu onu: “Bugün Aydın’ı bana satan adam yarın da beni
ona satar” diyerek…
Sen işte böyle bir kötü ruh
sahibinin eline koz veriyorsun…
Biraz dikkat be
kardeşim!..
A.B.O.
|
1994
seçimleri 27 Mart günü yapıldı.
O
tarihte gazetelerin sahiplik durumu şöyleydi. Hürriyet: Erol
Simavi. Sabah: Dinç Bilgin. Milliyet: Aydın Doğan.
Yani
Hürriyet’in yayınlarının Aydın Doğan’ın tercihleri ile bir ilgisi
olamazdı.
Hatta
durum tam tersiydi.
Hürriyet ve Sabah ortaklaşa kurdukları dağıtım
şirketiyle Milliyet’i batırmayı hedef almışlardı. Hürriyet ile
Sabah arasında o tarihte korkunç bir rekabet yoktu, tam tersine
ciddi bir işbirliği vardı ve hedef Aydın Doğan idi.
Aydın
Doğan içinde sıkıştığı bu çemberden Hürriyet’i satın alarak
kurtuldu. Aynı yılın Temmuz ayında. Seçimlerden beş ay
sonra!
Ergun
Babahan belli ki Sabah’ın Ahmet Çalık’a satılmasından sonra
yaptıklarını unuttuğu gibi o yılları da unutmuş.
Olabilir, hafıza-i beşer nisyan ile
malûldür.
Ama
hayali hatıralar ile bugün için siyasi sonuçlar çıkarması doğru
değil.
Öte
yandan bu işteki herkes; Babahan’ın Sabah’taki yakın çalışma
arkadaşları, Doğan Grubu’nun yöneticileri ve biz sıradan
gazeteciler Ahmet Çalık, Sabah’ı satın aldığında Babahan’ın nasıl
davrandığını gayet iyi biliyoruz.
“Gazeteyi tarikatçılar satın aldı, bana ve
arkadaşlarıma gazetelerinizde iş verin” diye Aydın Doğan’ın
kapısını çaldığını, Mehmet Ali Yalçındağ’ın evinde bir yemekte
buluştuklarını biliyoruz. Doğan’dan gazetelerde yöneticilik talep
ettiğini de! Aydın Doğan’ın “Mevcut gazetelerdeki arkadaşları
kaydırıp size iş yaratamam ama isterseniz gelin, size olanak
vereyim, kendi gazetenizi çıkarın” dediğini de
biliyoruz.
Aydın
Doğan o zaman iyiydi de, şimdi neden “kötü” oldu, anlayabilmek
zor.
Ergun’u, Sabah’a yazı işleri müdürü olduğu
günlerden beri tanırım.
Bu
yaptıkları, mesleki geçmişine yakışmıyor, bir dostu olarak uyarmış
olayım.