Yahu Ertuğrul, sana daha ne diyeyim?..
Ertuğrul'un yüzünden tarlalar kurdu, domatesler çürüdü... Seni gidi "uğursuz" Ertuğrul seniii...
ADNAN BERK OKAN
Seni gidi "ırkçı" seniiii...
Seni gidi "faşist" seniiii...
Seni gidi, "bölücü" seni...
Seni gidi "puşt" seniiii...
Seni gidi "şaklaban" seniiii...
Seni gidi "düztaban" seniiii...
Seni gidi "iflâh olmaz Beyaz Türk" seniiii...
Seni gidi, "Ahmat Kaya düşmanı" seniiii...
Seni gidi "Ogün Samast'a yol gösterici" seniiii...
Seni gidi, "Hrant Dink katlinin azmettiricisi" seniii...
Seni gidi "411 El/lik Kaosçu" seniiiii...
Seni gidi "Sit-comcu zalim" seniiii...
Seni gidi "Asker yardakçısı" seniiii...
Seni gidi "bilumum kötülüklerin babası" seniiii...
Kimi mi?..
Ertuğrul Özkök'ü tabiii...
Başka kimi olabilir ki?..
Ne kadar "melânet"(!) ararsanız onda...
Ne kadar "cenabetlik" (Allah bilir Umre'ye de "cünup" gitmiştir) varsa onda...
Çok eskilere kadar gidilse; İsrail Başkonsolosu Elrom'u bile onun kaçırıp öldürdüğü ispat edilebilir...
Daha da geri gidelim mi?..
Meselâ; Turan Emeksiz'i polis kurşunlarının üzerine itenin kim olduğuna?..
Gidelim anasını satıym...
Kesinlikle Ertuğrul itmiştir...
O tarihte henüz 13 yaşında mıydı?..
Tamam işte...
Yaşındaki rakam da tutuyor...
Tam "şeytanî"...
Vay benim Turan Emeksiz'im vay...
Demek ki aslında senin katilin de Ertuğrul'muş ha...
Nasıl da uyutmuş bizi yıllardır...
"Emeksiz" dedim de aklıma geldi...
Bu ülkede milyonlarca "yemeksiz"in sorumlusu kim?..
Aha buldum...
Kesinlikle Ertuğrul'dur...
Aabi...
Ertuğrul'un yüzünden tarlalar kurudu, domatesler çürüdü...
Seni gidi "uğursuz" Ertuğrul seniii...
Tabiii be...
Nasıl da unuttum...
"Uğur" dedim de aklıma geldi...
Uğur Mumcu'yu da havaya uçuran Ertuğrul olmasın sakın...
Vay "şerefsizzzz!" vayyyyy!...
Vay "puştttt!" vayyyyy....
Efendim, efendim?..
Yok canım o kadar da değil...
Çetin Emeç'i neden öldürsün?..
Yerine geçmek için mi?.
Üleeeennnn!..
Tuh aklıma tüküreyim!..
Hiç düşünememiştim...
Tabiii lan!...
Öldürmüştür valla...
En azından öldürtmüştür aaabi...
Vay "vicdansızzzzz!" vaaayyyy!
Ohhhh beeee!...
Artık ben de elinden medya gücü alınmış, amiral gemisinin (Hürriyet'in tabiii canım) güvertesinde dolaşıp geleni geçeni seyretmekten başka gücü kalmamış Eruğrul Özkök'e "çaktım" da rahatladım...
Başım göğe erdi...
Soğanlarım cücük verdi...
Nasıl olsa O'na vurmak, çakmak moda...
Nasıl olsa kim ki O'na çakıyor; yazdıkları okunuyor, anlattıkları dinleniyor...
Nasıl olsa kim ki O'na giydiriyor; sadece iktidarın değil; bütün köşe yazarlarının ("dost" sandıkları dâhil) gözünde yüceleşiyor...
Nasıl olsa kim ki O'nun eski yazılarından bir "potburi" sunuyor köşesinde, büyüklerinden "aferin" alıyor...
Nâgehan alçılarla kalıplar düzenlenip, köşelerde "kalıcılık" sağlanıyor...
Kütahya çinileriyle dişlerine, dişlerine vurulup kökleri mozaikleştiriliyor...
Eh yaniii...
"Ertuğrul'a Çakanlar Derneği" üyeleri, artık bu fukarayı da görürler heralde,...
Ve hatta...
Yanlarına kabul(!) edip "kanka" yaparlar...
Hooppp, hoooppp.
Ne o öyle?..
Başparmaklarınızı işaret ve orta parmağınızın arasından çıkarıp bana doğru sallıyorsunuz...
Yani birader...
Bundan daha güzel(!) kim çakabilir o Gâvur'a?..
Daha ne diyeyim yani Ertuğrul'a?..
Büyük Beyaz Türk'e gelinceeee...
O da şey değil ya hani...
Nankör kedi!..
Kendisine bu denli sanatsal bir çakımda (hiç küfür etmedim) bulunduktan sonra o mutad telefonlarından birini açıp gönlümü alır zahir...
En son, kendisine bir güzel "geçiren" Balçiçek'e ettiği telefon gibi meselâ!...
Beni hep, Aydın Doğan'ı meth etmek için arayacak değil ya...
Bu kez de açar telefonu ve kendisini över...
Balçiçek'e övdüğü gibi...
adnanberkokan@gmail.com
Seni gidi "ırkçı" seniiii...
Seni gidi "faşist" seniiii...
Seni gidi, "bölücü" seni...
Seni gidi "puşt" seniiii...
Seni gidi "şaklaban" seniiii...
Seni gidi "düztaban" seniiii...
Seni gidi "iflâh olmaz Beyaz Türk" seniiii...
Seni gidi, "Ahmat Kaya düşmanı" seniiii...
Seni gidi "Ogün Samast'a yol gösterici" seniiii...
Seni gidi, "Hrant Dink katlinin azmettiricisi" seniii...
Seni gidi "411 El/lik Kaosçu" seniiiii...
Seni gidi "Sit-comcu zalim" seniiii...
Seni gidi "Asker yardakçısı" seniiii...
Seni gidi "bilumum kötülüklerin babası" seniiii...
Kimi mi?..
Ertuğrul Özkök'ü tabiii...
Başka kimi olabilir ki?..
Ne kadar "melânet"(!) ararsanız onda...
Ne kadar "cenabetlik" (Allah bilir Umre'ye de "cünup" gitmiştir) varsa onda...
Çok eskilere kadar gidilse; İsrail Başkonsolosu Elrom'u bile onun kaçırıp öldürdüğü ispat edilebilir...
Daha da geri gidelim mi?..
Meselâ; Turan Emeksiz'i polis kurşunlarının üzerine itenin kim olduğuna?..
Gidelim anasını satıym...
Kesinlikle Ertuğrul itmiştir...
O tarihte henüz 13 yaşında mıydı?..
Tamam işte...
Yaşındaki rakam da tutuyor...
Tam "şeytanî"...
Vay benim Turan Emeksiz'im vay...
Demek ki aslında senin katilin de Ertuğrul'muş ha...
Nasıl da uyutmuş bizi yıllardır...
"Emeksiz" dedim de aklıma geldi...
Bu ülkede milyonlarca "yemeksiz"in sorumlusu kim?..
Aha buldum...
Kesinlikle Ertuğrul'dur...
Aabi...
Ertuğrul'un yüzünden tarlalar kurudu, domatesler çürüdü...
Seni gidi "uğursuz" Ertuğrul seniii...
Tabiii be...
Nasıl da unuttum...
"Uğur" dedim de aklıma geldi...
Uğur Mumcu'yu da havaya uçuran Ertuğrul olmasın sakın...
Vay "şerefsizzzz!" vayyyyy!...
Vay "puştttt!" vayyyyy....
Efendim, efendim?..
Yok canım o kadar da değil...
Çetin Emeç'i neden öldürsün?..
Yerine geçmek için mi?.
Üleeeennnn!..
Tuh aklıma tüküreyim!..
Hiç düşünememiştim...
Tabiii lan!...
Öldürmüştür valla...
En azından öldürtmüştür aaabi...
Vay "vicdansızzzzz!" vaaayyyy!
Ohhhh beeee!...
Artık ben de elinden medya gücü alınmış, amiral gemisinin (Hürriyet'in tabiii canım) güvertesinde dolaşıp geleni geçeni seyretmekten başka gücü kalmamış Eruğrul Özkök'e "çaktım" da rahatladım...
Başım göğe erdi...
Soğanlarım cücük verdi...
Nasıl olsa O'na vurmak, çakmak moda...
Nasıl olsa kim ki O'na çakıyor; yazdıkları okunuyor, anlattıkları dinleniyor...
Nasıl olsa kim ki O'na giydiriyor; sadece iktidarın değil; bütün köşe yazarlarının ("dost" sandıkları dâhil) gözünde yüceleşiyor...
Nasıl olsa kim ki O'nun eski yazılarından bir "potburi" sunuyor köşesinde, büyüklerinden "aferin" alıyor...
Nâgehan alçılarla kalıplar düzenlenip, köşelerde "kalıcılık" sağlanıyor...
Kütahya çinileriyle dişlerine, dişlerine vurulup kökleri mozaikleştiriliyor...
Eh yaniii...
"Ertuğrul'a Çakanlar Derneği" üyeleri, artık bu fukarayı da görürler heralde,...
Ve hatta...
Yanlarına kabul(!) edip "kanka" yaparlar...
Hooppp, hoooppp.
Ne o öyle?..
Başparmaklarınızı işaret ve orta parmağınızın arasından çıkarıp bana doğru sallıyorsunuz...
Yani birader...
Bundan daha güzel(!) kim çakabilir o Gâvur'a?..
Daha ne diyeyim yani Ertuğrul'a?..
Büyük Beyaz Türk'e gelinceeee...
O da şey değil ya hani...
Nankör kedi!..
Kendisine bu denli sanatsal bir çakımda (hiç küfür etmedim) bulunduktan sonra o mutad telefonlarından birini açıp gönlümü alır zahir...
En son, kendisine bir güzel "geçiren" Balçiçek'e ettiği telefon gibi meselâ!...
Beni hep, Aydın Doğan'ı meth etmek için arayacak değil ya...
Bu kez de açar telefonu ve kendisini över...
Balçiçek'e övdüğü gibi...
adnanberkokan@gmail.com