Yahşi Batı’nın keyfini neden çıkaramadı?..
Yahşi Batı, Jackie Chan ile Owen Wilson'ın oynadıkları Shangay Şövalyesi'nden apartılmış...
GAZETECİLER.COM
Ahmet
Hakan bugünkü makalelerinden
birinde, neden "Ergenekoncu" olduğunu, kendisini "Ergenekoncu" olarak tanımlayanlarla "kafa" yaparak anlatıyor...
Biz çok
güldük...
ve sizin de
ince ince güleceğinizi tahmin ediyoruz...
İkinci
yazısına gelince...
Cem
Yılmaz'ın, son
filmi Yahşi Batı'yı
izlerken neden gülemediğini anlatıyor...
Bakın
nasıl...
Yahşi
Batı’nın keyfini neden çıkaramadım
Yahşi
Batı, Jackie
Chan ile Owen Wilson'ın oynadıkları Shangay Şövalyesi'nden
apartılmış...
Bire bir değil
ama "etkilenme"nin ötesine
geçmiş...
Aylardır,
içimiz dışımız Yahşi Batı
olduğu; adeta filmi
izlemeyenlerin ahrette hesap veremeyeceklerine
inandırıldığı için biraz da
"bıkkınlıkla" izledim
filmi…
Sonra da TV
ana haber bülteninde filmle ilgili haberler ilgimi
çekti...
Sinemadan
çıkan genç bir izleyici film hakkında şöyle
dedi:
“Genelinde
komik değildi… Sadece birkaç küfür sahnesinde karnım yarılıncaya
kadar güldüm, bir defa daha
izleyeceğim”…
Buyurun
efendim…
Sadece küfürlü
sahnelerine ve hem de karnı yarılıncaya kadar gülen
sinemaseverleri(!) güldüren bir film...
Ahmet
Hakan da aynı şeyi
söylüyor…
“….. ben de
milletimizin diğer fertleri gibi küfrü duyunca basacağım
kahkahayı…”
Recep
İvedik ve Cem Yılmaz’ın
filmleri işte bu küfürlerin yüzü suyu hürmetine gişe
yapıyor…
Halkımız küfür
etmeyi ve küfür işitmeyi seviyor…
Rahmetli
babacığımın kendine has küfürlerini keşke videoya
alsaydım…
Bugün film
yapar, köşe olurdum…
A.B.O.
|
BİR yanımda yeteneğinin hakkını veren ünlü
bir tiyatro sanatçısı...
Diğer
yanımda tiyatro ve sinema alanında faaliyet gösteren bir başka
isim...
Öbür
yanımda ise alemin tüm raconuna vakıf ünlü bir
arkadaş...
Hep
beraber “Yahşi Batı”yı seyretmeye gittik.
* *
*
Benim
Yahşi Batı’dan beklentim şuydu:
Hafif
depresif bir ruh halinden kurtulmam için küçük ve alçak gönüllü bir
katkı...
Beklentimi en aza indirgemiştim:
Cem
Yılmaz’ın gülmeye değer bulmayacağım türden şakalarına bile
gülecektim.
Kısacası tipik bir “Recep İvedik seyircisi”
kayıtsızlığı içindeydim.
Maganda kahkahası atacaktım. Kaptıracaktım...
Didiklemeyecektim...
* *
*
Fakat
ne mümkün!
Etrafımda “profesyonel deformasyon” dedikleri
marazi duruma kendilerini fazlasıyla kaptırmış “üç profesyonel
arkadaş” var...
Daha
filme gitmeden başlıyorlar ahkâm kesmeye...
Biri
“Acaba gişede ne yapar?” diye soruyor endişeyle...
Biri
Recep İvedik’in yine ezip geçeceğini söylüyor...
Sonra
öbürü lafa girip, “Cem Yılmaz filmleri” hakkında gayet profesyonel
analizler attırıyor...
* *
*
Ve
sonunda sinema salonundayız...
Cem
Yılmaz gayet aptal bir şaka yapıyor, ben tam güleceğim, sağıma
bakıyorum ciddiyet, soluma bakıyorum bir somurtma hali... Gülüşüm
dudaklarıma yapışıp kalıyor, ben de mecburen espriyi hiç beğenmemiş
gibi yapıyorum...
Bir
süre sonra...
Cem
Yılmaz, tıpkı Recep İvedik gibi küfür ediyor, ben de milletimizin
diğer fertleri gibi küfrü duyunca basacağım kahkahayı, ancak hem
sağımdaki hem solumdaki “profesyonel”den “küfür işitince gülenler”e
yönelik homurtular yükseliyor...
Ben
de doğal olarak gülmek yerine onlar gibi homurdanmaya
başlıyorum...
Haklarını yemeyeyim:
“Üç
profesyonel”in filmde güldüğü yerler de oluyor...
Ancak
“zavallı” ben, gülebileceklerini daha önceden tahmin edemediğim
için ıskalıyorum o yerleri...
* *
*
Filmin sonunda yorumlar geliyor:
Biri
“Cem Yılmaz çok dişi oynamış” diyor... Diğeri “Demet Evgar’da
pek bir şey bulamadım” diyor...
Öbürü
“Ben sadece Uğur Polat’ı beğendim” diyor.
Ben
tam “Ama Zafer Algöz çok iyiydi” diye araya girip filmle ilgili
olumlu bir çift kelam etmek istiyorum...
Bu
sefer de “Aman o da Vahi Öz’ü taklit etmiş” diyerek harcıyorlar
Zafer Algöz’ü...
* *
*
Bir
daha mı tövbe...
Bir
daha herhangi bir sinema filmine “sektör”den herhangi biriyle
gitmeyeceğim...
Ben
ne anlarım “dişi oyun”dan? Bana ne filmin gişesinden? Bana ne
memleketimizdeki senaryo eksikliğinden? Bana ne oyunculuğun
kalitesinden?
Ben
sadece ve sadece iki saat boyunca Cem Yılmaz’ın ince ya da kalın
şakalarına, skeçlerine, esprilerine kendimi kaptırıp gülmek
istemiştim.
Gerisi teferruattı...
Fakat
gelin görün ki profesyoneller yüzünden teferruatın esiri
oldum...