Wall Street Journal'ın editörü, Murdoch'ı anlattı

Aslı Aydıntaşbaş, İngiltere'yi sallayan telekulak skandalı ve Murdoch'ı Wall Street Journal’ın yorum editörü Robert Pollock ile masaya yatırdı...

GAZETECİLER.COM
İngiltere'de yaşanan Murdoch depremi ABD ve Avustralya'ya sıçrarken Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş konuyu Wall Street Journal’ın yorum editörü Robert Pollock'la konuştu. Bütün dünya Murdoch İmparatorluğu’nu tartışırken, medya devinin en önemli gazetesi Wall Street Journal’ın yorum editörü Robert Pollock, Milliyet’e Murdoch’la çalışmanın nasıl olduğunu anlattı.



İşte Aydıntaşbaş'ın Pullak'la yaptığı Murdoch röportajı:

“Gizli gündem olsa bilirdim”

Gazetenin yorum sayfalarının başındaki Robert Pollock,  “İçeriden Bakış” başlıklı makalesinde, sanılanın aksine Murdoch’un “yazıların uzunluğu” dışında gazetenin editoryal çizgisine müdahale etmediğini söylüyordu.
Dün Pollock’a telefonla ulaştım. Murdoch İmparatorluğu’nun ana üssündeki işleyişle ilgili anlattıklarını, harfine dokunmadan aktarıyorum...

Neden böyle bir zamanda Murdoch’u savunmayı seçtiniz?
İnsanlar WSJ’un da “Foxlaştığı”, patronaj etkisi altında olduğunu yazıp duruyor ve bunun gerçekle alakası olmadığını söyleme ihtiyacı hissettim. Murdoch 2007’de gazeteyi satın aldıktan sonra bir gün öğle yemeğinde bizlere yaptığı tek yorum, “Kısa yazıları, uzun yazılara tercih ederim” cümlesiydi.

Yani hiç telefon açıp “Şu siyasetçiyi dstekleyin” ya da “Bir arkadaşım makale yollamak istiyor, gazeteye koyun” dediği olmadı mı?
Asla. Gazeteyi ilk aldığında makamı bizim odalarımıza yakındı ve sık sık karşılaşırdık. (Bazen sayfaları beğendiğine dair bir cümle ederdi) Ama ne siyaset, ne siyasilerle ilgili tek bir yorum yapmadı. Biliyorum insanlar aksini düşünüyor ama durum böyle. Eğer gerçekten gizli bir gündemi olsa, siyaseti gazete üzerinden şekillendirmek istese, yorum sayfalarının editörü olarak bunu ilk bilmesi gereken ben olurdum.

Ama. Murdoch gazetelerinin genelde benzer bir siyasi çizgisi var: sağ ya da muhafazakâr, İsrail yanlısı, vs...
Evet ama biz 25 yıldır öyleyiz. Pozisyonumuz Murdoch aldıktan sonra değişmedi ki. 25 yıldır istikrarlı olarak aynı muhafazakâr çizgideyiz.

“Siyaseti gazeteciler belirler”

Patronlardan talimat gelmiyorsa herhangi bir konuda ne tutum alacağınıza ya da kimin yorum yazılarını basacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?
Şubat 2007’den bu yana gazeteye giren yorum ve makaleler benim kişisel sorumluluğumda. Oraya giren her makaleye ben karar veriyorum. Editoryal çizgi de Paul Gigot yönetiminde belirleniyor. Hiçbir zaman da yönetimden, Rupert Murdoch’dan ya da gazetenin önceki sahiplerinden bir yazının konması ya da konmaması için baskı gelmedi. Kimse “Şu adayı destekleyin” demedi. Makaleler, benim iradem ya da gazetenin editorial çizgisine gore belirleniyor. Genelde iyi yazılmış olmaları, konunun gündemde olması, zamanlama gibi faktörlere dikkat ediyoruz. Bazen gazetenin editorial çizgisi dışındaki farklı görüşlere de yer veriyoruz. Ama gazete sahibi karar vermiyor.

Peki gazetenin ediyoryal çizgisi nasıl oluşuyor? Gazetecilerden oluşan bir yayın kurulunuz var. Orda mı tartışılıyor?
Doğru. Bu kurul ve yorum sayfaları, muhabirlerin olduğu haber merkezinden tamamen bağımsız. Amerika’da gazetelerin yorum sayfaları ve haber sayfaları arasında kesin bir ayrım vardır. Köşe yazısı dışında gazetenin görüşü imzasız başyazılarda ifade edilir.

“Murdoch karışmıyor”

 Mesela Eylül’de BM’de Filistin devleti ilan edilecek. Tahminim buna karşısınız. O zaman bu meseleyi kendi aranızda yayın kurulunda mı tartışıyorsunuz?
Doğru. Ama Filistin devlet ilanına karşı tutum belirlediğimiz konusunda o kadar emin olmayın. Konunun iki cephesinde de iyi argümanlar var ve biz iki görüşe de yer veren makaleler yayınladık.

Peki medya patronları değil de gazetecilerin bağımsız politika belirliyor oluşunun okur için bir anlamı var mı?
Okurlar okudukları gazetenin bağımsız olarak en iyi değerlendirmeyi yaptığına inanmak istiyor. Gazete sahibinin karıştığını bilmek, o gazeteye olan güveni sarsar. Dediğim gibi, bize karışan olmadı. New York Times’da bu kadar özgürlük olduğundan emin değilim. Biz sadece bağımsız değil bence halihazırdaki en bağımısız gazeteyiz.

Peki bu yazıyı yazmanızı kimse rica etmedi mi? Bir telkin ya da tartışma da olmadı mı?
Hayır. Kimse istemedi. Zor bir karardı. Fakat etrafta yazılıp çizilenler gerçekte yaşananlardan o kadar farklıydı ki, düzeltme gereği hissettim. Gecenin bir vakti uykudan uyanıverdim ve oturup kafamdakileri yazdım.

Sonuçta Murdoch’a haksızlık yapılıyor diyorsunuz. Peki neden?
Bakın Wikileaks’de de etik dışı ve illegal yöntemlerle edinilen bilgiler yayınlandı, hatta bu bilgiler (Afganistan, Irak gibi) bazı yerlerde insanların hayatını tehlikeye attı. Ama NYT gibi gazeteler ahlaken doğru yaptıklarını iddia ederek bu bilgiyi yayınladılar. Medyada sol geleneğin hakim olduğu, sağa karşı bir önyargı olduğu muhakkak. Murdoch da hep sağcı olarak anılıyor. Oysa benim tanıdığım kadarıyla sadece kapitalizm, serbest piyasa ve hükümetlerin hayata müdahil olmaması gerektiğine inanan biri. Ama bunun dışında kişisel anlamda sağcı olduğunu bile söyleyemem.


Yazının tamamı için
Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor