Vur Albay'ım vur ki fikrim pekişsin!
Yani ey ekran çakalları… Siz vurdukça karşınızdakinin fikrinin pekiştiğini görmüyor musunuz?..
Medya mahallesinin çakalları
zannediyorlar ki…
“Karşı mahallenin çakalına ne kadar
saldırır, ne kadar baskılarsam; onu o kadar hızlı ikna eder, bizim
mahalleye transfer ederim. Böylece onun yandaşları da benim
tarafıma geçer…”…
*
Ha vallahi
olmaz…
Ha billahi olmaz…
Olmaz çünkü…
Hemen fizik kanunu devreye girer…
Ve…
Etki, tepkiyi doğurur…
*
Yıllar yıllar önce
Selimiye Kışlasında yedek subaylık
(Teğmen) yapan bir arkadaşım anlatmıştı.
Türk komünistlerinin en ünlü ve en saygınlarından biri olan Mihri
Belli, tutuklu olarak bulunduğu
Kışla’da hemen her
sabah, faşist bir Albay’dan
dayak yiyerek başlarmış güne…
Albay attığı her yumrukta, Üstat’a komünizmden ne zaman vazgeçeceğini
sorarmış…
Üstat da yediği her yumruktan sonra
şöyle dermiş:
“Vur
Albay’ım vur ki fikrim pekişsin…”
*
Yani ey ekran
çakalları…
Siz
vurdukça karşınızdakinin fikrinin pekiştiğini görmüyor
musunuz?..
*
Oysa…
Birbirinizle kavga etmek yerine,
Başbakan Binali Yıldırım gibi tebessüm ederek ve tebessüm
ettirerek anlatsanız görüşlerinizi…
Birbirinizi değilse de…
Ekran başındakilerin, size benzemeyenlerini
bile ikna edeceksiniz…