Vedat Bilgin

Hem Başbakan Erdoğan'a "danışmanlık" servisi veriyor ve hem de "Akil İnsanlar Heyeti" üyesi...

Vedat Bilgin sıradan bir akademisyen olsaydı bugünkü Bugün'de "Ortadoğu denklemine dahil olmak veya olmamak" başlığı altında yayımlanan makalesindeki analizlerine hiçbir sözümüz olmazdı...
Ama...
Bilgin sıradan biri değil..
Hem Başbakan Erdoğan'a "danışmanlık" servisi veriyor ve hem de "Akil İnsanlar Heyeti" üyesi...
O halde; yaptığı her analiz doğru olmasa bile "akılcı" olacak ve fakat başka akılları "kırıcı" olmayacak...
Oysa bugünkü makalesi hem "akılcılıktan uzak" ve hem de kendisinden başka akıllar için "kırıcı" denilecek kadar sert...
Bilgin Hoca, bataklığa girmek ile bataklığı gözlemek arasında fark olduğunu bilmiyor olamaz...
Haliyle, bir bataklığı kuturmak veya işleyip orayı yeşertmek için kör gözle o bataklığa girmenin şart olmadığını da bilmiyor olamaz...
Ama nedense bugünkü makalesinde bu en basit gerçekleri bilmiyormuş gibi analiz ediyor...
"Suriye bataklıktır girmeyelim" diyen düşünce sahiplerini hem "cehaletle" suçluyor ama hem de kendisi pek de akılcı olmayan önermelerde bulunuyor...
Ortadoğu'da yaşanan değişimin keyfi-iradi bir değişim olmadığını, soğuk savaş sonrası dünyada yaşanan değişmelerin yansıması olduğunu ima ediyor ve "Bu durumda, dünya ve Ortadoğu değişirken, Türkiye o eski durumunda, kabuğuna çekilmiş haliyle kalabilir miydi?" diye soruyor...
Yani Bilgin'e göre madem bir komşunuz siyasi ve sosyal olayların etkisiyle "değişim" yaşıyor o halde müdahele edeceksiniz..
Meselâ, komşunuz sekulerken "İslamcı" olduysa veya İslamcıyken, sekulerliğe geçiş yaptıysa evine girip ortalığı yakıp yıkacak mısın Hocam?..
Tabii ki Bilgin gibi değerli ve konumu itibariyle önemli bir akademisyen böylesi büyük hatalar yapınca kaybediyor...