Vay beee!... Özkök bir hergele imiş meğer...

“Fırlamadır” demiş. “Sirayet ettiricidir” demiş. “Dönektir” demiş. “Çocuktur” demiş. “Yaratıcıdır” demiş. “Takıntısızdır”....

GAZETECİLER.COM
Ahmet Arsan bugün önceliği “kovulma olasılığını ortadan kaldıran” bir yazıya vermiş…
Sözümüz ona, istifa mektubu cebindeymiş…
Çünkü Özkök gitmişmiş…
Çünkü Vuslat Hanım’ın kendisine “hafiften gıcık” olduğunu uzaktan duyuyormuş falan…
“Bu durumda” diyor Arsan ve şöyle devam ediyor; “ ‘Özkök gitti, sıra sende’ deseler...
Yani beni de gönderseler...
Bir ‘okur tepkisi’ çıkmaz...
Belki... ‘Bizim mahalle’de bayram edenler bile olur... Öbür mahalleler ise zerre kadar mesele etmez.”
Bu kısmı okumak için
Ama Arsan’ın bir başka yazısı var ki; orada Ertuğrul Özkök’ün fırlamalıklarının yanında bir de nasıl bir “hergele” olduğunu belirtiyor Arsan…
Bakın nasıl…
 
 
 
Ertuğrul Özkök bir hergeledir
 
Burada yazmaya başladığım gün Ertuğrul Özkök, benim için “İslami kesimin hergelesi” demişti...
Aman Allah’ım...
Öyle bir yankı uyandırdı ki bu tanımlama... “Hergele” aşağı, “hergele” yukarı...
Fırsatçının ağzına bir düdük verilmişti ve onlar da düdüğün hakkını veriyorlardı Allah için...
İşte tam bu sırada...
Ertuğrul Özkök öyle bir hareket çekti ki... Çok hoşuma gitti...
Özkök, “Kesin tantanayı... Ben de bir hergeleyim” dedi ve işi bitirdi...
Geçen gün Ahmet Hakan, Ertuğrul Özkök için yazdığı yazıda bazı sıfatlardan söz etmiş:
“Fırlamadır” demiş. “Sirayet ettiricidir” demiş. “Dönektir” demiş. “Çocuktur” demiş. “Yaratıcıdır” demiş. “Takıntısızdır” demiş. “Coşkuludur” demiş...
Ama bir sıfatı unutmuş...
Ertuğrul Özkök hergelenin tekidir. En az benim kadar...