Vatan yazarı Koru'ya inat devam ediyor!

Vatan yazarı Mustafa Mutlu, Star'dan Fehmi Koru'ya inat, kitap tanıtımlarına devam ediyor.

GAZETECİLER.COM - Vatan yazarı Mustafa Mutlu, Star'dan Fehmi Koru'ya inat, kitap tanıtımlarına devam ediyor. Hem de bir meslektaşının, 82 yaşındaki gazeteci Lütfü Akdoğan'ın kitabını tanıtan Mutlu bakın o kitap için neler yazdı:

Lütfü Akdoğan, 82 yaşında... Gazeteciliğe 1950 yılında başlamış...

Bugünkü kuşak elbette onu, haberlerinin altındaki imzasından hatırlayamaz ama kendisi Türkiye'nin ilk "savaş muhabirlerinden..."

Meslek hayatı boyunca on savaşın, yirmi de ihtilalin içinde yaşadı, sekiz kez ölümle burun buruna geldi. Beyrut'ta onun da içinde olduğu bir otomobilde Suriyeli eski bir bakan ile şoförü öldürüldü.

Orta Doğu'yu adım adım dolaştı. Dönemin tüm Orta Doğulu liderleriyle özel röportajlar yaptı ve bunlar sadece Türkiye'de değil, dünyada da büyük yankı yarattı...

Mısır Devlet Başkanı Nasır'la tavla oynayacak kadar yakınlaştı, sürgündeki Kral Suud'un "sırdaşı" oldu. Suriye'de, Ürdün'de, Irak'ta, Lübnan'da onun haberleri hep gündemi belirledi.

Böylesine popüler bir gazeteciyken bana göre birçok gazetecinin düştüğü tuzağa düştü ve 1965'te Adalet Partisi'nden milletvekili seçilip TBMM'ye girdi.

Sonraki yıllarda gazeteciliğe dönse de o artık "siyasi bir kimlik" taşıyordu... Üstelik Süleyman Demirel'in en yakın çevresinde gösterilecek kadar siyasi bir kimlik...

***

Lütfü Akdoğan, siyaset dönemiyle birlikte 62 yıla ulaşan gazetecilik macerasını ve ayrıca siyasetçi olarak yaşadıklarını otobiyografik bir "üçlemede" topladı.

İlk cilt 2002'de, ikinci cilt 2008'de yayınlandı. Akdoğan bu kez üçüncü cildi çıkardı ve bu ciltte 1970 ile 2000'li yıllar arasında tanığı hatta kahramanı olduğu bazı siyasi olayları gazeteci gözüyle anlattı.

***

Lütfü Akdoğan, 3. cildin önsözünde 62 yıllık gazetecilik hayatı boyunca iktidara gelen 44 hükümetten de davacı olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor:

"Çok sevdiğim ve saydığım Genel Başkanım, Cumhurbaşkanım Sayın Demirel'in hoşgörüsüne sığınarak şunları söylemek istiyorum:

1946'dan bugüne kadar ülkeyi idare eden 44 hükümet ile bu hükümetlerin antidemokratik yöneticilerinden, aynı zihniyetteki bürokrasiden davacıyım.

Bu 44 hükümeti yönetenlerin çoğu yazılarımı beğenmedikleri için telefonlarımı dinledi, beni zaman zaman sorguladı, haksız yere takip etti, hatta hapse dahi attı. Ama ben yine hâlâ ülkem, bayrağım, vatandaşım, kardeşlerim, hürriyet, adalet, eşitlik diye haykırıyorum.

Sakın üzülmeyin sayın başbakanlar, sayın cumhurbaşkanları... Artık 'hoşgörü yaşları'nda olduğum için her şeyi unutmak istiyorum. Bir başka ifadeyle helalleşiyorum. Yani sizi öbür dünyaya dahi havale etmiyorum."