'Vatan Gazetesi sahipsiz kalmış!'
Selahattin Duman tatilden döner dönmez gazeteye gitmiş. Ama gördüğü manzara kendisini şaşırtmış. Neden mi?
GAZETECİLER.COM
Doğan Grubu'ndaki operasyonları bilmeyeniniz kalmamıştır
heralde.
Vatan Gazetesi'nin yarısı nerdeyse Milliyet Gazetesi'ne geçiş
yaptı.
Önce size kısa bir hatırlatma yapalım:
Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu,
Milliyet Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmenliğine getirildi.
Tayfun Devecioğlu'ndan boşalan koltuğa Devecioğlu'nun yardımcısı
İsmail Yuvacan oturdu.
Devecioğlu'nun Milliyet'e Genel Yayın Yönetmeni olması, Sedat
Ergin'i de koltuğundan etti.
Milliyet'ten ayrılan Sedat Ergin, haftanın beş günü Hürriyet
Gazetesi'nde köşe yazacak.
Tayfun Devecioğlu, Milliyet'e geçerken, beraberinde Mehmet Tezkan'ı
da götürdü.
Ayrıca Vatan'dan Milliyet'e geçiş yapacak isimler arasında bir de
Ruşen Çakır var.
Bunları neden mi anlattık?
Vatan Gazetesi yazarı Selahattin Duman, bu operasyon olurken
Bodrum'da tatildeymiş...
Tatilden dönünce ilk işi gazeteye ayak basmak olmuş.
Bu bir teftiş değilmiş aslında ama gördüğü manzara karşısında epey
şaşırmış.
Neden mi?
Çünkü hiç bir şeyi bıraktığı gibi değilmiş.
İlk gözlemi 'gazeteyi sahipsiz bulmak' olmuş.
Durumun ne olduğunu öğrenmek için Zafer Mutlu'ya gitmiş ve
Tayfun Devecioğlu'nu sormuş...
Sonra ne mi olmuş?
Biz anlatmayalım en iyisi... Siz
Selahatttin Duman'dan dinleyin...
"Zafer Mutlu’ya vekil olarak bıraktığım Tayfun
Devecioğlu’nu sordum.. “Milliyet’e gitti.. Şimdi oranın paşası..”
dediler..
Allah Allah!
Bu Milliyet Gazetesi’ni bayiden alıp dürüm yapsan, iki ucunu
kıvırıp sıksan içinden bütün gazetelere yetecek kadar genel yayın
müdürü çıkar..
Yazı işlerinde okuması yazması olan herkesi birer kere bu makamda
denediler..
Sonra “Bu da olmadı..” deyip yeni bir paşa tayin ederken, eskisini
köşe yazarı yaptılar..
Milliyet’in durmadan sayfa artırmasının sebebi budur.. Eski genel
yayın müdürlerini köşe yazarı yaptıklarından gazeteye köşe
yetişmiyor..
EDİTÖRE NOT..
Şimdi sıra son genel yayın müdürü Sedat Ergin’e boş
bir köşe bulmaya geldi.. Ya gazeteye dört sayfa daha ekleştirip bir
köşe yaratacaklar..
Yahut yazısını sayfalardan birinin ortasından verip “Aha bu da orta
yazarımızdır..” diyecekler.. Sonra “Bir ilke daha imza attık..”
diye övünecekler..
Çare bulmak yine bana düşüyor..
Gördüğüm kadarı ile gazetenin birinci sayfasının köşeleri boş
kalmış.. En iyisi Sedat Ergin’i başyazar yapmak, sağ veya sol alt
köşelerden birine oturtmak..
Tayfun kardeşim, not aldın mı?
Bizim kattan komşum Mehmet Tezkan da ortalıklarda yok.. Tayfun
Devecioğlu giderken “Bende hatırası var..” deyip onu da
götürmüş..
Böylece “Vatan’ın başına Mehmet Tezkan geliyor..” haberini patlatan
Medya Tavacılar’ı ofsaytta bırakmış..
Buyur bakalım.. Başka bir köşe yazarı krizi daha çıkıyor
Milliyet’in başına.. İşin yoksa gazetede Mehmet Tezkan’a da yer
ara..
Bizim katın tezviratçılarının iddiasına göre Tayfun Devecioğlu
onsuz yapamazmış.. Her işte Mehmet Tezkan’a danışırmış.. Danışmasa
bile göz teması kurar ondan sonra kararını verirmiş..
Bu da bana inandırıcı gelmedi..
Birbirleri ile bu kadar paslaşıyorlardı da ne diye biri ikinci
diğeri yedinci katta oturuyordu? Buluştukları saatler akşam yemeği
saatleri..
Onda da birbirlerine “Beşiktaş bu hafta ne yapar?” diye
danışıyorlardı..
Bence Mehmet’i yedeğine alıp Milliyet’e götürmesinin sebebi
Beşiktaş maçlarından sonra birbirlerini karşılıklı teselli
etmektir..
Gerçi Sedat Ergin de Beşiktaşlıdır.. Mehmet’in işini pekâlâ
yapabilir, diye düşünenleriniz çıkacaktır.. Yapamazdı..
Sedat Ergin duygularını müzikle dile getiren, şiirsel ifadeye sahip
hassas bir insandır.. Hislendiği zaman gitar çalar..
Oysa Tayfun Devecioğlu ile Mehmet Tezkan’ın ihtiyacı başka
türlü..
OLUMLU ŞEYLER..
Yokluğumda her şey olumsuz gitmemiş tabii.. Temsil
Okay Gönensin kardeşimde gözle görülen, hissedilen bir enerji
patlaması var..
Eskiden ayda bir ya geliyor ya gelmiyordu..
Bu yaz iki gün arka arkaya gazeteye geldiği bile olmuş.. İddiaya
göre Okay’ı gaza getirmişler..
“Sıkı dur.. Selahattin Bey yazlık çalışmalarını tamamlayıp
döndüğünde seni gazeteye paşa yapacak..” demişler.. Bence
gayretinin sebebi bundan..
Tevekkeli durup dururken beni taaa Paris’ten arayıp “Bir istediğin
var mı?” diye sormuştu.. Ben de “Akşam sofrasının tesiriyledir..”
diye düşünüp ciddiye almamıştım..
Bizimki Bizans siyaseti yapıyormuş demek ki.."