Var mı bunun hesabını soracak gazeteci
"Bu yasalarla hak, hukuk, adalet olmaz" diye savaşan gazete, gazeteci var mı peki?..
GAZETECİLER.COM
Hıncal
Uluç bugün “toplumsal” bir yaraya dikkat
çekiyor.
Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki
maden ocağında meydana gelen ve 19 yurttaşımızın ölümüyle
sonuçlanan faciayı ve suçlularını sahneye
çıkarıyor…
Kimler mi bu
suçlular?..
Buyurun okuyun
lütfen…
Hukuk var mı?.. Gazete?..
Gazeteci?..
Türkiye’de siyasetçi ve gazetecinin
ortak ve en büyük yalanı “her şey halk için” diyerek söylenir,
“onlaaaar!... O nasırlı öpülesi eller!…….” palavrası ile
perçinlenir…
Bu ülkede “ölüm, öldürme,
öldürülme” sıradan bir olaydır eğer; “ölen, öldürülen, öldüren”
sıradan, arkasında sermaye, medya ve siyasi gücü olmayan biri
ise…
Bu ülkede siyaset ve medya, “daha
çok ölüm” isterler ki birinin gücü belli olsun, diğerinin ise
reytingi artsın…
A.B.O
|
Bursa'da maden kazasında 19 kişi
öldü..
Kaza mı acaba?.. Yoksa bile bile
lades, cinayet mi?..
Bu 19 kişi niye
öldü?..
Bu 19 ölümün sorumlusu
kim?.
Bu sorumlu (lar) hakkında hangi
işlem yapıldı bugüne dek, bilen var mı?.. Yazan var mı?.. Bu 19
canın hesabını soran var mı?..
O zaman başlığa
dönelim..
Bu ülkede "Hukuk var mı?. Adalet
var mı?. Canın kıymeti var mı?. Bedeli var mı?. Hesap soran var
mı?. Üzerine giden, unutturmayan, yeni canlar gitmesin diye
görevini yapan var mı?.."
Olaya bakar
mısınız?..
Milletle alay eder gibi, madeni
altı ay kapamışlar.. Ne zaman?.. Biriken grizu patladıktan, 19 kişi
öldükten sonra.. Yahu madenin en güvenilir zamanı şimdi. Olan gaz
patlamış bitmiş. Yenisinin birikmesi altı ay sürer.. Altı ay sonra
açın da gene patlasın, 19 kişi daha ölsün?..
Ölüm üzerine mizah yaptığımı
sanmayın. Kara mizah bile değil bu.. Gerçek.. Aynen.. Kelimesi
kelimesine..
Hıncal
Uluç’un bugün yaptığı da aslında
yalancıktan bir çıkıştır ve hiçbir inandırıcılığı
yoktur…
Çünkü çevresi; sağı – solu, önü –
arkası o çok eleştirdiği gazeteci milleti ile doludur…
Olay gecesi aynı grupla konuyu
değil, “kakara kukara – gır gır şamata” eğlenceyi tercih
etmişlerdir…
A.B.O
|
"Yahu savaşı niye
kaybettiniz?.."
"Efendim 40 sebebi
var.."
"Say!.."
"Bir.. Mermimiz
yoktu.."
"Tamam.. Gerisini
sayma.."
"Yahu bu grizu niye
patladı?.."
"40 sebebi var.. Birincisi.. Grizu
ölçüm aleti yoktu. Tamam.. Gerisini sayma.."
İnanılır gibi değil..
Olaya bakar
mısınız?..
Maden sahibi zaten karanlık
biri..
Gazeteler öyle
yazıyor..
Zaten aydınlık biri, 580 lira
maaşla yer altına adam indirir mi?..
Patlamayı geç.. Yuttuğun kömür
zerreleri ile akciğerden ölüme mahkûmsun. Madencinin ortalama yaşı
ne, bilen var mı?.. Yazan var mı?.
Madencinin nasıl ölüme mahkûm
eşekler gibi çalıştırıldığını bilen var mı?.
Pardon.. Eşekleri öyle
çalıştıramazsınız..
Münevver
Karabulut cinayetinde öldürülen genç kızın
ailesinin arkasında ünlü bir rakı tekeli olmasaydı bilhassa
HABERTÜRK olayın üzerinde o kadar duru muydu?..
Nitekim katil zanlısı çocuk teslim
olup, çocuğun babasının da ortağı olduğu rakı fabrikası diğer rakı
tekeline bedava denilecek fiyata verilince Gazete HABERTÜRK, tam
sayfa rakı ilânlarıyla ödüllendirildi…
Bu kez bir madende, bir sermaye
sahibinin açgözlülüğü nedeniyle “9 gariban öldü” Gazete HT’de “Tık”
yok…
A.B.O
|
Panter Emel başta, yığınlar sokağa
dökülür. İş yeri basar, televizyon basar, Taksim'de yürür.. Bu
ülkede hayvanın sahibi var, insanın yok.. O beş yüz seksen lirayı
ayda kazanman için günde sekiz saat çalışman değil, günde bilmem
kaç kilo kömür çıkarman gerekiyormuş, anlaşman öyle.. Çıkaramadın
mı, gittin..
Daha önce de altı ay kapatılmış bu
maden.. Yani ocak da sabıkalı..
Kontrol etmiş, eksikleri
belirlemiş, altı ay süre vermişler "Düzelt" diye..
Kapamadan.. Bir yandan
çalışacak..
İnsanlar bu ölüm çukuruna inmeye
devam edecekler, eksikler "Güya" tamamlanırken..
Yani uçak arızalı.. Uzmanlar
geliyor.. "Şusu, busu eksik" diye rapor veriyorlar.. Devlet de
karar veriyor.. "Sana altı ay süre, eksikleri tamamla.. Ama uçmaya
da devam et.."
Sonra uçak "Gümmm!.." 19
ölü..
Kim suçlu?..
Uçağın sahibi..
Eksik uçağın uçmasına izin veren
devlet..
Bu rezilliğin farkında bile
olmayan medya.
19 ölüme rağmen "Bu ölümlerin
suçlusu kim?. Katiller aramızda nasıl hala dolaşıyor" diye hesap
sormayan köşe yazarları..
Hadi canım.. Onlar uygar ülkede
olur. Bizde suçlu, muçlu yok..
Bursa Cumhuriyet Savcısına
soruyorum..
"Şu ana kadar tutuklanmış,
hakkında dava açılmış bir kişi var mı?."
19 ölü var.. Herkes elini kolunu
sallayarak geziyor ülkemde..
Ve gene ülkemde, hem de Yargıtay
kararı ile "Olmayan, ama olduğu iddia edilen" bir örgüte üye diye
dünya çapında bir tıp uzmanı, dünya çapında bir organ nakli cerrahı
tutuklu.. Gazeteci Mustafa Balbay tutuklu..
Ama 19 ölümden tutuklu
yok..
Bu nasıl hukuk?.. Bu nasıl
adalet?.
(...)
"Bu yasalarla hak, hukuk, adalet
olmaz" diye savaşan gazete, gazeteci var mı peki?..
Yani birinci, ikinci ve üçüncü
güçlerin, yani, yasama, yürütme ve yargının eksiklerini,
yanlışlarını belirleyip, savaş verecek dördüncü
güç?..,
Onlar halkın yanında
mı?..
Ne gezer.. Onların derdi gücü,
tiraj, reyting ve reklam..
Bursa'da 19 garibin ölümü kimin
umurunda ki..
Biz daha çok pisi pisine
ölürüz..
(Not: Bu yazı yazıldıktan sonra
dün öğlen üzeri bazı sorumluların gözaltına alındığını, aranan ocak
sahibinin kayıp olduğunu ajanslar geçtiler.)