Van için otosansür mü işliyor?

"Yayınların hükümete, muhalefete ve tabii Van söz konusu olduğu için BDP ve Kürt siyasi hareketine olası etkileri hesaplanıyor ve ona göre hareket ediliyor."

GAZETECİLER.COM - Vatan yazarı Ruşen Çakır'a göre "depremde medya genel olarak çok başarısız bir sınav verdi ve vermeye devam ediyor."

Yazısında "Kimsenin hakkını yemek istemem. İlk günlerde büyük kanallarımızın ana haberlerini Van’dan yapmış olmalarını; farklı gazetelerden az sayıda da olsa bazı meslektaşlarımızın ilerleyen günlerde de halkın dertlerini bizlere aktarmaya çalıştıklarını ve en önemlisi DHA’dan iki arkadaşımızın, Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir’in ikinci depremde hayatlarını kaybetmiş olduklarını tabii ki unutmuyorum." diyen Çakır ardından şöyle devam etti: "Ama medyanın Van performansının, yaşanan felaket(ler)in hayli gerisine düştüğü de son derece açıktır."

OTOSANSÜR MÜ?

Çakır, "Neden böyle?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Medyayı yıllardan beri bir tür esir almışa benzeyen ve onun her geçen gün daha fazla içinin boşalmasına neden olan otosansür.

Şöyle ki bugün birçok medya kuruluşu, depremle ilgili yapacağı yayınlarda öncelikle, halkın haber alma hakkını ve toplumsal bir sorun/acı hakkında kamuoyu oluşturmayı değil bunların doğurabileceği siyasi sonuçları gözetiyor. Yani yayınların hükümete, muhalefete ve tabii Van söz konusu olduğu için BDP ve Kürt siyasi hareketine olası etkileri hesaplanıyor ve ona göre hareket ediliyor.
"

Hasan Cemal'in Van'daki izlenimlerini aktardığı yazı dizisini hatırlatan Çakır, ardından yazısına şöyle devam etti:

Başbakan Erdoğan’ın medya kuruluşlarının sahip ve yöneticileriyle yaptığı toplantıda, adı (veya adları) nedense açıklanmayan bir (veya birden fazla) gazetecinin, herhalde ilk olarak Hasan Cemal’i ima ederek, bazı gazetecilerin Murat Karayılan’la mülakat yapmalarından şikayetçi olmasını hatırladım.

Galiba ülkemizde gazeteciliği de Allah’a emanet etmemiz gerekiyor.

Ruşen Çakır'ın yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.