Uykusu ağır olan gazeteciler!
Ergenekon'un ikiye ayırdığı medya, kendisiyle hesaplaşıyor. Star yazarı Karaalioğlu, bu konuda meslektaşlarını uyarıyor.
Bedrettin Dalan'a ait İstek Vakfı arazisinde çıkan silahlar
konusundaki duyarsızlığa itiraz ediyor Karaalioğlu... Yaptıkları
yayınlarla ilgili olumsuz görüş belirten meslektaşlarına sitem
ediyor bir başka deyişle...
"Uykusu ağır medya" diyor onlar için ve
ekliyor:
"Benim uykum o kadar ağır değil!"
İşte Karaalioğlu'nun star gazetesindeki yazısının
özeti:
"(...) Ama değil soru sormak, tam aksine ahlaksızca, ‘Darbe
yapmamışlar sadece teşebbüs etmişler, olsun sonra bakalım’
demogojisini yapanlar oldu. Aramızda, ‘Bu kadar silahtan ne
olur ki’ diyecek kadar gözünü, vicdanını karartanlar
çıktı.
Peki... Bir kurşun, bir tabanca bile ne yaptı, hatırlayalım. Bir
kurşun Hrant Dink’i öldürdü. Danıştay ve Malatya
katliamlarını yaptı. Muammer Aksoy’u,
Ahmet Taner Kışlalı’yı katletti. Bir bomba,
Bahriye Üçok’u Uğur Mumcu’yu alıp
götürdü.
(...) Ne hazindir ki 38 ulusal gazetenin yayınlandığı bu ülkede
8-10 gazete gerçekleri yazmasa, Ergenekon’un üzerine gitmese, soru
sormasa, sulandırma teşebbüslerini deşifre etmese; ülkenin yüz
yılda bir yakalayabileceği arınma fırsatı belki de heba olup
gidecekti. Yargının parmaklarının ucuna değen darbecileri ortaya
çıkarma fırsatı kaçacaktı... Neyse ki bu ülkenin özgür ama aynı
zamanda demokrat ve aynı zamanda da cesur medyası var. Kendi
içinden saldırılara karşı bile cesur medyası...
Bugün 27 Nisan... Eğer, demokrat medya ve toplum birlikte
e-bildiriye karşı tepki koymasaydı bugün belki de bazıları 27
Nisan’ın yıldönümünü kutluyor olacaktı.
Sevgili meslektaşlarım.
Gazetecilik yapacak yerde, soru soranları hedefe koyan yazar
arkadaşlarım...
Bugün, bu sabah Ergenekon soruşturması bitse, savcılar havlu atsa,
güvenlik güçleri bıkıp bıraksa, medya korkup kaçsa, huzura erecek
misiniz? Bu silahların, belgelerin üzerinde rahat rahat
uyuyabilecek misiniz? Hayır, benim uykum o kadar ağır değil. "