Utku Çakırözer
Adalet nasıl ki gerçekleşmek için öbür dünyayı ya da insan yargısını beklemezse…
Bir insanın emeğinin karşılığını önünde sonunda mutlaka alacak olması “İlahi Adalet” gibidir…
Yani…
Adalet nasıl ki gerçekleşmek için öbür dünyayı ya da insan yargısını beklemezse…
Emeğin adaleti de fazla gecikmeden gelir…
Örnek mi?..
Utku Çakırözer…
Türkiye medyasının mevcutları içinde sayısı giderek azalan gerçek gazetecilerinden biridir Utku…
Yorumlarını ideolojinin körleştirdiği, bencil hesapların yozlaştırdığı cüzdanla değil; vicdanının yönlendirdiği aklıyla yapar…
Meslektaşlarını, düşünce ve siyasi yandaşlıkları nasıl
olursa olsun "rakip" olarak görür...
Onları düşmanlaştırmaz...
Ve haliyle mücadelesini de daha iyi yerlere gelebilmek, daha etkin
bir makamı elde edebilmek, kamuoyuna daha doğru bilgiler vermek
için yapar...
Yani...
Mesleğini yaparken verdiği savaş mesleğinde yükselebilmek
içindir..
Kendi yaşamını sürdürürken düşmanlaştırdığı rakiplerini yok
edenlere benzemez Utku...
Nitekim sabır, sebat ve her zaman sadece
“gazetecilik” ahlâkını ön planda tutan anlayışıyla
Türkiye’nin en çok okunan olmasa da “en
etkin” gazetelerinden biri olan Cumhuriyet’in
genel yayın yönetmenliği görevini vicdanının, aklının ve
klavyesinin hakkıyla elde etti…
Tabii ki…
Bu hasletleriyle kazandı Cumnhuriyet Genel Yayın Yönetmenliğini...