Utanmaz günahkârlarsınız çünkü...
İnsanların inançları gereği giyinmelerini “çağ dışı” ve hatta “yobazlık” olarak niteliyor ama sokak ortasında, it gibi duhul halde (sözüm ona) sevişmelerine sesini çıkarmıyor…
ADNAN BERK OKAN - Türk Medyası, küresel ısınmanın önüne geçilebilmesi için maşallah pek gayretli…
Neden?..
Dünyamızın ve haliyle insanlığın geleceğinin kurtulması için…
Ama…
Aynı medyamız;
İnsanlığın daha ahlâklı bir toplum olarak bir arada yaşaması…
Herkesin birbirini sevmesi…
Birbirlerine düşmanlık beslememesi…
Kimsenin, kimsenin karısında, kızında, malında, mülkünde gözü olmaması…
Kimsenin kimseyi öldürmemesi…
Kimsenin kimseye yalan söylememesi…
Kimsenin, kimsenin gözünü çıkarmaması…
Kimsenin, kimsenin dinine, diline karışmaması…
Kimsenin, kimsenin inancını, yaşam biçimini aşağılamaması…
Kimsenin, kimse ile zırt pırt ve elbette ekonomik çıkarlar adına savaşmaması için parmağını bile oynatmıyor…
İnsanların inançları gereği giyinmelerini “çağ dışı” ve hatta “yobazlık” olarak niteliyor ama sokak ortasında, it gibi duhul halde (sözüm ona) sevişmelerine sesini çıkarmıyor…
Bir hanımefendinin yazılarında dini inançlarından söz etmesinin laikliğe aykırı olduğunu iddia edebilecek kadar kendinden geçiyor da, “tek gecelik” ilişkilerini anlatan bir başka hanımefendiye “hoop!” diyemiyor…
İşlenen cinayetlere bakar mısınız?..
Ya para için…
Ya seks yüzünden…
Dizi filmlerin “ağırlıklı” konusu ne?..
Para ve seks…
Yahu madem bu aptal filmleri çevirmekten ve gösterime sokmaktan vazgeçemiyorsunuz; bari araya “reklâm” gibi, insanın nefsine hâkim olamayarak nasıl bir suçlu (ve elbette günahkâr) durumuna düşeceğini anlatan bölümler de koyun…
Sigaranın üstüne “öldürür” diye yazıp, içimini yasaklıyor; filmlerde sigaralı sahnelere sansür uyguluyorsunuz ama…
Filmlerde insanları birbirlerini “kommen” oynarmış gibi tabanca ile öldürürken gösteriyorsunuz…
Çocuk yaşta bir delikanlının sevişmeyi kabul etmeyen sevgilisini testere ile biçtiğini ağzınızdan sular akarak ve her gün anlatıyor...
Delikanlının mutlaka en ağır cezaya çarptırılmasını istiyorsunuz ama…
Dünyanın en kanlı filmlerini çeken yönetmenleri birer “sinema ustası” olarak sunmaktan da acayip keyif alıyor, bilmem kaç defa çekilen “Testere” filmini mutlaka izlemeleri için okurlarınızı teşvik ediyorsunuz…
Amcaların, dayıların; yeğenlerine; üvey babaların evlâtlıklarına zorla tecavüz ettiklerini sahnelemekten (ensest)…
"Aralarına yastık koyduk” diyerek genç kız ve erkekleri çırılçıplak seviştirmekten hiç çekinmiyorsunuz…
"Seviştiğim erkekler içinde en iyisi sendin" itirafını iltifat kabul etmeyip cinayet işleyen adamı lânetliyorsunuz...
Caniler için söylediklerinizde haklı olabilirsiniz ama...
O ortamların üreticileri olarak utanma duygusu kalmamış birer günahkârsınız!..