Ünlü televizyoncunun 38 yıl önceki hali

Kim bu biliyor musunuz? Medya Mahallesi'nin ablası... Ayşenur Arslan'ın gençlik günleri...

Ayşenur Arslan… Namı-ı diğer mahallenin ablası. Meslekte 35 yılını devirmiş usta gazeteci-televizyoncu... Bizi kırmadı, yakın zamana kadar oğlu Sinan’la beraber şimdilerde ise yalnız yaşadığı evinin kapısını kimselere açmazken İnternethaber'den Zeynep Kurtbay'a açtı. 

Evi pırıl pırıl… Her şey yerli yerinde. Milim hesabı. Neredeyse obsesif denecek kadar, karanlıkta elini attığı her şeyi yerinde bulacak kadar aşırı titiz, düzenli. 

Yıllarca medya mahallesinin mutfağında haber mönüsünü özenle, titizlikle hazırlayıp sofrayı harikalarla donatırken aslında göremediğimiz, ama Ali Kırca’nın yüzü, gözü, sesi, eli, kolu, her şeyi olduğunu bildiğimiz Ayşenur Arslan’ı bir de evinin mutfağında yemek yaparken görelim, gösterelim istedik.

Ama ögrendik ki Ayşenur Arslan’ın yolu neredeyse mutfağa hiç düşmüyormuş. Yemek yapmakla işi yokmuş. Çok seneler önce oğlu Sinan küçükken giriyormuş da mutfağa Sinan eve servis gıdalarla tanıştığında rahat etmiş. Öyle diyor. İnsan ister istemez iyi ki de öyle olmuş diyor.. 

Evinde vazgeçemedikleri şamdanlar, çiçekler, fotoğraflar, tablolar,  1 fincan çay ya da kahve.. İşten gelişte de bir kadeh buzlu vişne likörü..
Ve kızlarını; gündemi; Doğan grubundaki satış iddialarını merak eden anne babasından gelen telefonlar.. İşte Ayşenur Arslan’ın ev hayatı.

Merdivenlerde asılı tablo Haşmet Babaoğlu’nun eski eşi Nilgün Gedikoğlundan hediye.

Gedikoğlu, Ayşenur  Arslan’ı resmetmiş.

Bir diğer önemsediği tablo da 3 kız kardeş tablosu. İşsiz günlerinde borçla aldığı tablo Bihrat Mavitan’a ait. Sehpada da Ayşenur Arslan’ın 3 kızkardeş çektirdigi fotoğrafı.  
 

Evdeki zamanının büyük bölümünü geçirdiği çalışma odası. Yığınla kitaplar..
Medya mahallesini konuşalım istedik. 35 yılın ardından pişmanlıklarını, kalp kırıklıklarını anlatırken ‘Çok yorgunum, çok sıkıldım’ deyiverdi. Sanki CNN Türk ekranlarında sabahları saat 11.10’da o enerjiyi o heyecanı aşılayarak bizi dürtükleyen o değilmiş gibi.
Geçmişe döndüğünde belki de hatırlamak istemediklerindendi bu umutsuz sözleri.
 

Yoksa bakmayın siz ona. Sabahları 35 yıldır olduğu gibi saat 07.30’da iş aşkı ve heyecanıyla fırlıyormuş yatağından… Saat 9’da işte oluyormuş. En az 10 gazeteye göz atmış ve güne dair yazılarla ilgili fikir edinmiş olarak.
 

Dedik ya mahallenin ablası ama kırgınlıkları çok. Başta Ali Kırca’ya.
Sonraki anchorman’i Mehmet Ali Birand’a… ‘Ben Birand’a bitter çikolata gibi acı geldim’ diyor.

Kimler için daha da ne mi diyor? Ya albümünden çıkan anılar... Onlar da yarın…

Albümünün sayfalarını aralayalım... Büyük fotoğraf ve üstteki fotoğraf İtalya hatırası... Yıl 1971...Üniversitede İtalyanca eğitimi görürken gittiği bir yaz tatilinde.

BU RÖPORTAJ ÇOK KONUŞULACAK...

    - 'Biz bir rüya gördük çok sayıda kişi birlikte gördük.'

    - 'Terbiyesizlik etmemek adına eleştirilerden uzak duruyorum.'

    - 'Ntvdeki rakiplerimi çok kıskanıyorum.'

    - 'Emre Aköz'e bulunduğu yerde mutlulukar dilerim.'

    - Yöneticilerin yatağına girmiş çok kadın tanımıyorum ya benden sakladılar ya ben çok aptalım.

    -Ali Kırca'ya kırgınlığım çok büyük, çağırsa asla gitmem.

     

    - Oray Eğin rahatsız edici bir peri gibi. - Ayşe Özyılmazel'i oğluma gelin alırım

    YARIN....