Ünlü sinema yazarından 'tuhaf' öyküler

Sinemanın usta kalemi Atilla Dorsay, yazdığı şiirleri geçtiğimiz yıllarda kitaplaştırdıktan sonra şimdi de öyküleriyle okurlarının karşısına çıkıyor.

GAZETECİLER.COM - Başta sinema olmak üzere farklı konularda çok sayıda kitaplar yazmış olan Sabah gazetesi köşe yazarı Atilla Dorsay, şiirlerini geçtiğimiz yıllarda kitaplaştırdıktan sonra şimdi de öyküleriyle okurlarının karşısına çıkıyor.

İşte Recep Usta'nın kaleminden Dorsay'ın öykü kitabı:

"Tuhaf Aşk Öyküleri" alt başlığıyla çıkacak olan Hepsi Senin İçin adlı öyküler, Altın Kitaplar tarafından yayınlandı.

Geçtiğimiz Şubat ayında, Dünyanın Öyküsü adlı derginin ilk sayısıda yayınlanan "Müze Memuru Mithat'la Şişman Ayten" adlı öyküsünün de içinde yer aldığı Hepsi Senin İçin'de Atilla Dorsay'ın altı öykü ve bir deneme yazısı yer alıyor. Ortak noktaları aşk olan öykülerde tutkulu, takıntılı, hastalıklı, saf ve fedakâr ama mutlaka aşık olan tiplerle karşılaşıyoruz.

Atilla Dorsay'ın sinema birikimi ve günlük hayata dair gözlemlerini kullanarak renklendirdiği öykülerinin dikkat çeken diğer bir özelliği de, alışkın olmadığımız veya dikkatimizi bile çekmeyecek tiplemelere yer verdiği öykülerde dikkatle ördüğü kurgusu ve şaşırtıcı finalleri.

Kitaptaki ilk öykünün ismi, "Aşk Filmlerinin Unutulmaz Çifti". Atilla Dorsay bu öyküde; Türk sinemasının 70 yılların hemen başında yakaladığı o parıltılı döneminde, birçok aşk filminde baş rolleri paylaşmış olan Emir ve Bahar adlı oyuncu çiftten söz ediyor. Konuları aşk olan ama her birinde farklı temaların işlendiği çok sayıda aşk filmlerinde birlikte rol almış olan ikili, 1974 yılından sonra yaşanan siyasi sıkıntılar ve hemen arkasından sinemamızı adeta yok eden seks filmleri furyasıyla birlikte eski popülaritelerini kaybediyorlar. Yıllar sonra artık yaşlanmaya başlamış olan Bahar evine kapanıp, Emir'le birlikte rol aldığı filmleri seyrederek zaman geçirmeye başlıyor. Filmlerin büyüsüne kendini iyiden iyiye kaptıran Bahar, yıllar önce içten içe ilgi duyduğu Emir'e karşı tutkulu bir aşk hissetmeye başlıyor. Rol aldıkları filmlerin her birini, destansı aşklarının belgeleri olarak görmeye başlıyor.

Öykünün arka planında Yeşilçam'ın 70'li yıllardan sonra yaşadığı iniş çıkışları ustalıkla özetleyen Atilla Dorsay, Bahar ve Emir çifti etrafında ördüğü tutkulu aşk öyküsünü kitabın alt başlığına uygun şekilde tuhaf bir sonla noktalıyor.

Öykülerinde zaman ve mekân unsurlarına da dikkat eden Atilla Dorsay, mekân olarak bir öyküsünde Samatya'yı bir öyküsünde de Kurtuluş'u seçiyor. Hikâyeyi anlatırken bu yerlerintarihini, havasını ve dokusunu da okuruna hissettirmeyi ihmal etmiyor.

60'lı yılların sonlarında Türk sinemasının yaşadığı ilerlemeyi fark edip gözlemlediği gelişmeleri okurlarıya paylaşmak üzere eleştiri yazılara yazmaya başlayan Atilla Dorsay'ın sinema yazarlığı serüveni o günden bu yana aralıksız devam etti.

Sadece Yeşilçam'la sınırlı kalmayıp dünya sinemasını da yakından takip eden Atilla Dorsay'ın sinema hakkındaki yazılarından oluşan yaklaşık 40 kitabı yayınlandı.

İsmi sinemayla adeta özdeşleşmiş olan yazarın şehircilik, fotoğraf ve yemek kültürü konularında da yayınlanmış kitapları var.