Umur Talu
Abdülkadir Selvi gibi bir zamanlar gerçekten "doğru gazetecilik" yapan bir meslektaşımızın giderek....
Umur Talu bugünün
"Kazananı"...
Evet...
İtiraf ediyorum...
Günlerdir “Abdülkadir Selvi Gazeteciliğ”ini
eleştirdiğim için bana demediklerini bırakmayan kimi okurlara karşı
savunmasız, yalnız kalmış olmamın üzüntüsünü gideren yazısı
nedeniyle yapıyorum bu seçimi...
Evet...
Bir Usta'yı yanımda görmek gururumu okşadı...
Ama arkadaşlar (Tabii ki kimileriniz); lütfen elinizi bulunduğu o
yerden çekip bir defa da vicdanınıza koyun...
Abdülkadir Selvi gibi bir zamanlar gerçekten
"doğru gazetecilik" yapan bir meslektaşımızın
giderek gazeteciliği bırakıp siyasi taraflardan birinin (bugün
iktidarın, yarın bilinmez kimin) sözcülüğünü yapması kabul
edilebilir mi?..
Talu diyor ki:
İktidar - Cemaat gerilimi belki sakinleşir
ama geriye epey tortu, miras ve vesika kaldı. Biri de, bir
vakit gazeteciliğini önemsediğimiz bir meslektaşın, iktidar safında
kendini tutamayıp sıraladığı, "2004'ten önce kaç valiniz vardı, kaç
oldu? Kaç milletvekiliniz, bakanınız, kaç üniversiteniz vardı?
Ticaret hacminiz neydi, ne oldu?" diye yazıp sorması!
Böyle sorgulayıcı, soruşturmacı gazetecilik hakikaten
ilginç!
Kamu görevlerinin böyle kotayla, hediyeyle, takasla, ticaretle,
minnetle yahut nefretle verilip alınması ayrıca tam devlet
ciddiyeti.
Fakat yöntem güzel.
Sıradan insanlara, işçiye, memura, esnafa, köylüye de sorulabilir:
Sizin kaç valiniz, kaç bakanınız, kaç üniversiteniz vardı, kaç
oldu? Ticaret hacminiz ne âlemde?
Yahut onlar için en doğrusu şu olabilir mi: Saatiniz kaçtı, kaç
oldu!
Lütfen bu okuduğunuz cümleler içinde yanlışı olan bir tek cümle,
bir tek kelime var mı?..
Yok...
Peki deyin ki benim Selvi kardeşle derdim
var...
İyi ama Umur Talu'nun da mı derdi var
Selvi ile?..
Evet...
Umur Talu öylesine doğru ve haklı şeyler yazıyor
ki kazanıyor...