Umur Talu Özkök'e öyle laflar etti ki!
Habertürk yazarı Umur Talu, gammaz tartışmasına öyle bir yerden girdi ve Özkök için öyle laflar etti ki! İşte Talu'nun sözleri.
Habertürk yazarı Umur Talu, Hürriyet gazetesi eski Genel Yayın
Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün başlattığı "gammaz" tartışmasına bugün
köşesinden katıldı. Talu, Özkök'ün geçmişteki davranışlarını
okurlarına hatırlattığı yazısında çok ağır tanımlamalar
kullandı.
"Medyada "gammazlama" furyası hakikaten iğrenç. Bu, E.
Özkök böyle demeden önce de öyleydi; o bu tespiti yaptı diye de
"iğrenç" olmaktan çıkmadı." diyen Talu
sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzden, o E. Özkök de olsa, tespiti
yerinde. Ciddi yanlışı şu: Gammazcılık bu devre has
değil!"
Sinsi veya resmi muhbirlerden, iktidarlarla veya komutanlarla
oturup kara listeler hazırlayanlara kadar, her devrin ahlaksız,
vicdansız, densiz, dengesiz, utanmaz gammazcısı mevcuttu. Ve
"meslektaş gammazlama" her devirde iğrençti.
Gazetecilik yeterince tiksinip bunları kusup atmamış olsa bile.
Bu devrin "yandaş" veya "iktidara
muhalif" diye "sözde muhalif" kimi
tipitipi ise hakikaten "gammazkolik" olmuş...
Fesat fesadı geçiriyor! Gammazcılığın karekökü zaten fesat... Ama
bu zıkkımın kökünün karesi de yalakalık."
YAĞMUR YEMİŞ RİMEL
Talu yazısında ilginç kozmetik örnekleriyle sürdürdü Özkök
hakkındaki görüşlerini ve meslektaşlarını gazete manşetleriyle
hedef gösterdiğini iddia etti:
"Gammazcılık teşhisini yapan son kişi olarak tarihe geçen
E. Özkök, zaten bundan tiksinecek son kişilerden
biri olarak da tarihe geçmişti. Doğru tespit, o yüzden, yağmur
yemiş rimel gibi yüzünde salınıyor.
Meslektaşlarını, yönettiği gazete manşetinden namluya dahi hedef
gösterebilmiş, "hain" diye sokaktaki tetikçiye
dahi gammazlayabilmiş bir tıynetten söz ediyoruz."
"BENİ AYDIN DOĞAN'A ŞİKAYET ETTİ"
Talu, bir dönem yazdığı yazıları Özkök'ün ortak partonları olan
Aydın Doğan'a nasıl şikayet ettiğini de anlattı köşesinde:
"Bu devasa tıynetin mütevazı iyi niyeti elbette epey sonradan
dilediği özürdür; öyle bir utancın utancıyla makam terk
edecek kadar şövalye ruhu olmasa dahi!
Bir dönem kişisel tarihime de katran gibi bulaşmış o nevi pudra
tozu, allık döküntüsü, cila kırıntısı ve rimel akıntısının,
satırları gammaz kalemiyle çizilmiş yazılarımı kapıp
patronuna (patronumuza!) koşturmuşluğu da vardı.
O yazıların hükümetle ilişkileri nasıl zedelediğine... Patronun çok
istediği ve kendilerinin, gazeteci kimlikleriyle, telefon
ahizelerinde, Başbakanlık koridorlarında, Meclis kulislerinde
yalakalığını yaptıkları "gazetecilik düşmanı"
kanunlara karşı, yani "patronun (patronumuzun!) çıkarlarına karşı"
nasıl "ihanet" yazıları olduğuna dair kokuşmuş
koşturmuşluklar!"
ÇÖLAŞAN'IN KİTAPLARI
Talu, Emin Çolaşan ile Özkök arasındaki kavgalara da değindiği
köşesinde "Hadi ben abartmış olayım ama; gammazcılığı
üstüne, kırk yıllık yazarları Emin Çölaşan kaç tur kitap yazdı,
üstelik mahkemede de o kitaplar satır satır
aklandı!" dedi ve yazının finalini de şöyle
yaptı:
"1. E. Özkök'ün tüm gammazcılar için söyledikleri
doğrudur.
2. Bu doğruyu E. Özkök'ün söylemiş olması,
doğrunun doğruluğunu değiştirmez.
3. Doğrunun doğruluğu, bir ihtimal, yamuğun yamukluğunu bir
nebze değiştirebilir. Olabilir yani.
Bu da hiç yoktan iyidir. Beni sadece sevindirir."
Umur Talu'nun önceki
yazılarını okuyabilirsiniz.