Umre'de hocayı dinlerken ağlayan ünlü

“Dünyanın gelmiş geçmiş tek Hacı çekirgesi” demedi ama gülümsemesi “öyle” dergibiydi…

 GAZETECİLER.COM (ÖZEL) 

MFÖ’nün M’i Mazhar Alanson, Habertürk TV’de, Balçiçek Pamir’in konuğu oldu.
"Mazhar Olmak" isimli kitabının “tanıtımının” da yapıldığı programda bol kahkaha, neşe, espri ve kalite vardı.
Bugüne kadar 6 kez Umre’ye gittiğini anlatan Alanson, tavaf sırasında bulduğu bir çekirgeyi cebine koyduğunu ve yanında İstanbul’a getirmeyi düşündüğünü öylesine şirin anlattı ki…
Cebinde çekirge ile tavaf yaparken bir yandan da rüyasında çekirgeyi görebileceğini tahayyül edermiş aynı anda. Alanson’un rüyasına giren çekirge ünlü sanatçıya sitem etmekte, “bıraksaydın ben de Kabe’yi tavaf edecektim” demekteymiş…
Aklına takılan bu ihtimal nedeniyle ürperip çekirgeyi yere bırakan Alanson, bunları hatırlattıktan sonra konuyu şöyle bağladı:
“Ama bu arada çekirge benim cebimde Kabe’yi tavaf etmiş oldu”…
“Dünyanın gelmiş geçmiş tek Hacı çekirgesi” demedi ama gülümsemesi “öyle” dergibiydi…
 “Bodrum Bodrum” isimli bestesinin şiirini evlendikten sonra tamamladığı için, değişiklik yapmak zorunda kalan Alanson, o güne kadar 1. tekil şahıs kullandığı şiirin kalan bölümünde, eşinden korkarak 3. tekil şahsa geçiş yapar…
“Bir zamanlar âşık oldum ama şimdi adı neydi unuttum” diye yazacağına “oldun…., unuttun” der…
Amacı, eşinden önce orada bir başkasına âşık olmuş olma ihtimalini ortadan kaldırmaktır…
Bu değişikliği öğrenen reklâmcı Ali Taran şöyle der.
“ o zaman Bodrum da Bodrun olmalıydı Mazhar!”…
 Ali Taran’ın koyduğu tepkiyi Balçiçek Pamir’in programında açıkladı.
Kısa dönem askerliğini Tuzla’da yapan Alanson’un çok ünlü iki asker arkadaşından biri NOBEL ödüllü romancımız Orhan Pamuk, diğeri ise ünlü aktör Kadir İnanır’mış.
Orhan Pamuk o zamanlar henüz ünlü değil ama Kadir İnanır film çeviriyormuş…
Ve yine “ağır abi” havalarındaymış…
Herkese karşı mesafeli davranırmış…
Bu arada Cem Yılmaz’la aralarındaki buzların eridiğini anlatmayı da ihmal etmedi Alanson…
Yahşi Batı’nın galası için davetiye göndermiş Cem Yılmaz…
"Orada el sıkışacağız artık" dedi Alanson.
Bugüne kadar hiç karşılaşmamışlar ama bir önceki film galası kırgınlığı sürmüyormuş… Arada telefonlar edilmiş, mesajlaşmışlar…
"Ara sıra arkadaşlıklarda mola vermek iyidir. Uçakta bile metal yorgunluğu olur biliyorsunuz!" dedikten sonra sevimli bir kahkaha atan Mazhar Alanson – Balçiçek Pamir sohbeti son derecede keyifliydi…
 
 
İşte programdan diyaloglar:
 
Mazhar Alanson programda ayrıca toplumsal meselelere de değindi ve demokratik açılımdan taş atan çocuklara kadar çeşitli konulardaki görüşlerini belirtti.

Mazhar Alanson: Genel kitleye hitap benim için çok önemlidir. Özel müşteri şarkısı vardır, o vardır, şu vardır. Biz repertuarımızı değiştirmiyoruz, mesela Diyarbakır'a da gittik konsere. Orada sevmedikleri sanatçılar olursa bazen şişe atıyorlarmış ama bize hiç atmadılar. Üstelik de başımıza poşu da takmadık, kendi halimizde çıktık hiç de onlara özel bir muamele yapmadık.

Balçiçek Pamir: Diğer sanatçılar poşu takıyorlar mı?

Mazhar Alanson: İllaki bir iki kelime Kürtçe söz söylüyorlar.

Balçiçek Pamir: Şimdi moda ama.

Mazhar Alanson: Ama onlar yiyecek gibi değiller o işleri.

Balçiçek Pamir: Yemezler tabii, bunca sene birşey yapma sonra iki kelime Kürtçe söz kullan, olmuyor yani o kadar da basit değil herhalde.

Mazhar Alanson: Bir de o bölgenin gençleri, sanıyorum şartları buradakiler gibi değil, ekonomik tabii, siz de yazılarınızda değiniyorsunuz, çocuklar konusunda. Acaba kaç çocuğun evinde laptop var?

Balçiçek Pamir: Taş atan çocuklardan bahsediyorsunuz değil mi?

Mazhar Alanson: Evet o çocuğun bir laptopu olsa, akşam arkadaşlarıyla gidebileceği bir yeri olsa böyle olmaz. Çünkü küçücük bir çocuğun siyaset düşünecek hali yok, o çocuğu oraya sürükleyen, şartlar.

Balçiçek Pamir: Ne hissediyordunuz şu Türkiye'nin haline baktığınızda.

Mazhar Alanson: Üzülüyorum. Bir ara Amerika'dan dönüşte acaba 70'li yıllara mı dönüyoruz diye düşündüm. Haberler geldi, sokaklarda olaylar oluyor diye ama benim hala umudum var, umutluyum ben. O işler hallolur, fakat ben siyasi yönünden çok kültürel yönüyle ilgileniyorum. Yılmaz Erdoğan çok güzel Ahmet Arif şiirleri okur. Yaptık öyle bir çalışma, şimdi onun daha temiz bir kurgusunu yapmak istiyoruz. Ahmet Arif bir Türk şairdir ama bir Kürt şairdir de aynı zamanda. Ülkede siyasi anlamda bu konularda bir çaba, hakikaten bir iyi niyet var. Onu görüyorum ben, şu anda eşimin parti ile olan ilişkisi var diye demiyorum ama.

Balçiçek Pamir: Şimdi bir de öyle bir derdiniz var sizin değil mi?

Mazhar Alanson: Yok hayır öyle bir derdim yok. Bu konuda çok samimiyimdir, eleştireceğim bir konu olursa eleştiririm.
Balçiçek Pamir: Etrafınızdan mahalle baskısı gördünüz mü, belki Biricik hanıma sormak lazım bunu ama 'Ne işin var senin AK Parti'de diyen olmadı mı?

Mazhar Alanson: Yok öyle bir şey diyen olmadı ama o zaten belediye ile bazı ortak projeler yapıyordu orada bir vesile oldu. Önce partili olmadan olsam dedi sonradan kendiliğinden oldu.

KOZMİK ODA ÜZERİNE ŞARKI YAZILACAK KELİMEDİR!

Balçiçek Pamir, Mazhar Alanson'a Sezen Aksu'nun demokratik açılımla ilgili olarak açtığı bir telefon yüzünden büyük tartışmalara konu olduğunu hatırlattı ve bu konudaki düşüncelerini sordu. Alanson'un cevabı ilginçti: Sanatçıların bu konularda fikirleri alınmalı. Yani Kevin Costner bile oralardan destekliyorum dedi diye adama sen filmini oyna, sen şarkını söyle dediler.

Balçiçek Pamir: Evet ama Kevin Costner çok komikti.

Mazhar Alanson: Evet ama bütün siyasiler de doğru döylemiyor, siyaset sanatı bazen bir çeşit yalan söylemek zorunda olduğunuz bir sanattır. Ama sanatçıların fikirleri çok önemlidir onların benzetmeleri. Keşke Cem Yılmaz, Beyazıt Öztürk, Okan Bayülgen bu konularda serbest olsalar da espiri yapabilseler.

Balçiçek Pamir: Mesela bir kozmik oda esprisi ne güzel olur değil mi?

Mazhar Alanson: Sanatçı için kozmik oda müthiş bir kelimedir, üstüne şarkı yazılacak bir kelimedir, ressam olsam ben hemen kozmik oda diye bir resim yaparım. Sanatçıya kulak verilmesi lazım. İnsana kendi dilinde isim koymayı yasak edersen. Yani biz ne bilirdik, Güneydoğu Anadolu deyince Fikret Okyam'ın gözüne sinek konmuş kız çocuğunu bilirdik. Ondan sonra işi nereye getirdiler, siz de bilirsiniz herhalde, yok 'Kürt diye birşey yoktur, o bölgede kar vardır yürürken kart kurt sesi çıktı' ya kadar gitti bu olay. Bu böyle değil kültürel boyutta, eşitlik isterken tabii ki Türkiye eşit.

Balçiçek Pamir: Eşit haklar peşindeler zaten.

Mazhar Alanson: Tabii ki eşit haklara sahibiz ama o da kültürel açıdan kendini göstermek istiyor. Ha bu işin içinde bir örgüt var o başka. Ateş düştüğü yeri yakar, orada bacağını kaybetmiş gazi geldiği zaman o şeyi tanımaz.

Balçiçek Pamir: Benim hala umudum var cümlesini tekrarlayabiliyor muyuz?

Mazhar Alanson: Evet bunlar çözülemeyecek şeyler değil. Sanatçılar da herkes de kendi fikirlerini söylemeli.

''ULAN MAZHAR, KÜTÜK BİLE AĞLARKEN SENİN ŞU HALİNE BAK!'

Mazhar Alanson kitabında yer verdiği umre ziyaretlerinden anılarını da şöyle anlatıyor: Benim duam bitiyor, hocanın duası başlıyor, eller dua pozisyonunda aklıma birden, insanlara daha iyi seslenebilmek, onları daha iyi görebilmek için peygamber efendimizin üstüne çıktığı kütük geliyor Kütük o üzerinden indiği zaman ağlamış, herkes de duymuş, anlatılan bu. İçimden dedimki 'Ulan Mazhar, kütük bile ağlarken senin şu haline bak' derken bir ağlamaya başladım. Neyse ki oradaki insanların gözleri de kan çanağı gibi.

Mazhar Alanson soyadı yüzünden yıllardır herkesin kendisini Ermeni veya Yahudi zannettiğini, kendisini umrede görünce böyle düşündükleri için pişman olup helalleşmeye geldiklerini de anlattı ve umredeyken kendisine ve eşi Biricik Suden'e Afife ve Mahmut diye takma isim aldıklarını da ekledi.

Balçiçek Pamir: Ne kattı size Umre, kaç kez gittiniz?

Mazhar Alanson: Umre bana bayağı bir şey katmış ve katıyor ki ben altı kez filan çaktırmadan gittim.

Balçiçek Pamir: Mesela bir çekirge anınız var orada onu da anlatır mısınız?

Mazhar Alanson: Tavaf etmeye gidiliyor o sırada da çekirgeler var, yerler çekirgelerle dolu. Ben de hatıra olsun diye mevta bir çekirgeyi alıp ön cebime koydum. Gittim tavafımı yaptım tam dönüyorum aklıma geldi, işte sanatçı deliliği dedikleri o herhalde. Dedim ki ya bu yarın öbür gün gelip rüyamda kocaman dikilip karşıma 'Ulan ben ne güzel tam Kabe'nin orada  takılıyordum beni ne buralara getirdin'derse. Dönüşte bunu düşüne düşüne yine aldığım yere bıraktım, sonra otele yaklaşırken de düşündüm dedim ki 'Bu çekirge kendini tavaf ettirdi, ne mübarek bir çekirge.'

Balçiçek Pamir: Sormazsam olmaz siz bir Gün şarkıcı Çelik ile karşılaşmıssınız ve ona 'Çelik n'aber Atatürk nasıl?' demişsiniz hakikaten bunu yaptınız mı?

Mazhar Alanson: Yaptım ama Çelikçim o sıralar Atatürk üzerine çok şeyler yapıyordu orada Kenan Doğulu vardı, Mustafa vardı Burak falan hepsi, keratalar bu işi buraya kadar getirdiler. Çelik de çok sevdiğim çok temiz kalpli bir kardeşim.