'Ulusalcılar CHP'yi Kemalistler Cumhuriyet'i kaptırdı'
Akşam yazarına göre "Bu öfke rüzgârı içinde ulusalcılar CHP'yi, Kemalistler Cumhuriyet gazetesini paralel yapıya kaptırdı."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun başında olduğu bir heyet, Silivri Cezaevi'nde Taşhiye kumpasından tutuklu Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve Yakup Saygılı'ya destek ziyaretinde bulunması üzerine Akşam yazarı Kurtuluş Tayiz köşesinden ulusalcıların CHP'yi, Kemalistlerin de Cumhuriyet gazetesini Cemaat'e kaptırdığını ileri süren bir yazı kaleme aldı.
Tayiz köşesinde: "Yeni CHP" denilen şeyin, Gladyo'nun yeni sürümü olan Cemaat'in CHP'yi ele geçirme projesi olduğunu anlamıyorlar mı? Oyunu, kurulan tezgâhı ne zaman görecekler? yazdı ve ekledi: Bu öfke rüzgârı içinde ulusalcılar CHP'yi, Kemalistler Cumhuriyet gazetesini paralel yapıya kaptırdı.
İşte Tayiz'in yazısından çarpıcı bölümler:
CHP'nin geldiği noktayı göstermesi bakımından bu ziyaret oldukça önemli. Bu ziyarete başkanlık eden Sezgin Tanrıkulu kaset komplosundan hemen sonra Kemal Kılıçdaroğlu vasıtasıyla CHP yönetimine monte edildi.
Bu grup, "Yeni CHP" sloganıyla partiyi, Cemaat'in siyasi şubesi haline getirdi. Ziyaret ettikleri isimlerden biri milletin vicdanını yaralayan Taşhiye kumpasının baş sorumlusu bir isim; diğeri ise Erdoğan'ı ve bazı bakanları yasadışı dinlediği ortaya çıkan, daha doğrusu dinlemeleri yaptığını itiraf eden ve darbeye teşebbüs suçlamasıyla yargılanan paralel yapının bir polis şefi.
Bu tablo karşısında "eski CHP"liler ne düşünüyor acaba? Onlar Erdoğan'a düşmanlıkla oyalanırken "Yeni CHP"liler, partilerini bir istihbarat şebekesinin uzantısı haline getirdi. CHP'liler partilerinin çalındığını göremiyor mu? "Yeni CHP" denilen şeyin, Gladyo'nun yeni sürümü olan Cemaat'in CHP'yi ele geçirme projesi olduğunu anlamıyorlar mı? Oyunu, kurulan tezgâhı ne zaman görecekler?
* * *
CHP nasıl olur da ulusalcılara kan kusturan bu derin
yapının elemanı istihbaratçı polislerin tarafına geçer? Bu
durumu CHP geleneğine veya alışkanlığına yoranlar olabilir.
"Dün darbeci askerlerin tarafındaydılar, bugün de darbeci
polislerin; bunda şaşılacak bir şey yok" diyenler az
değil. Ama ben yine de bunun bir siyasi kültür veya alışkanlık
olduğunu sanmıyorum.
Eğer CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından içeriden ele geçirilmeseydi, bugün kendilerine darbe yapanların tarafında olmazlardı. Baykal'a kaset komplosuyla başladı CHP'yi ele geçirme operasyonu; 17-25 Aralık'ta ise artık CHP, paralel yapının emrine amade hale getirilmişti. Cemaat ve Doğan medyasının aynı tarihlerde Erdoğan'a ve muhafazakârlara yönelik düşmanlığı körüklenmesinin, siyasi gerilimi arttırmasının, kutuplaşma yaratmasının tek sebebi ulusalcıların ve Kemalistler'in darbeyi görmesini engellemekti.
Bu öfke rüzgârı içinde ulusalcılar CHP'yi, Kemalistler
Cumhuriyet gazetesini paralel yapıya kaptırdı. Doğan grubu
zaten Gladyo'nun emrinde. Şimdi dönüp baktıklarında acaba CHP'yi
tanıyabiliyorlar mı? Partinin en ağır topları bile sus-pus olup
köşesine çekildi. CHP'nin ele geçirilme operasyonunun farkında
olanlar, paralel yapının korkusundan sesini çıkaramadı.
Paralel yapıya dik duramadıkları için önce şahsiyetlerini,
sonra da partilerini kaybettiler. Bu teslimiyetçiler korosunun
başını ise maalesef Baykal çekiyor; bir operasyonla koltuğunda oldu
ama hâlâ yeni bir operasyonla koltuğuna geri dönebileceğini ve
itibarını kazanabileceğini sanıyor. Bu yüzden her fırsatta
"İktidar şöyle, iktidar böyle" türünden çıkışlar
yaparak Cemaat'e mesajlar yollamaya çalışıyor. Baykal, asıl
iktidarın onu koltuğundan eden, başına bu çorabı ören derin yapı
olduğunu bilmiyor mu?
* * *
Kısacası ulusalcıların, Kemalistlerin ve bu merkeze
eklemlenmiş solun durumu içler acısı. Bu ana gövde veya
siyasi çevre, bir yandan iç güvenlik paketine itiraz edip iktidarı
polis devleti kurmakla suçluyor; ama diğer yandan, polis devletini
inşa etmeye soyunan ve darbeye kalkışan polis şeflerine destek için
cezaevi ziyareti yapıyor! Paralel yapının savaşını
veriyorlar, kendilerinin değil. Kendi savaşlarını vermeye
başladıkları gün vesayetten kurtulup gerçek muhalefet özelliği
kazanacaklar. Bunun yolu da derin devlete tavır almaktan geçiyor.
Buna akılları yeter elbette ama yetmeyen yürekleri.