Uğur Dündar'ın suçu ne?..

Meslek hayatı boyunca ”siyasal iktidarların” değil; fırıncıların, pastanecilerin ve at eti ile eşek etini karıştırıp sucuk üreten...

ADNAN BERK OKAN

Kamuoyuna, Ak Parti Hükümeti tarafından kovdurulduğunu anlatmaya çabalayan Uğur Dündar geçenlerde bakın ne demiş:

“… Aklınıza gelen bütün iktidarlar döneminde baskılara ve hışımlara uğradım. Bir tek Bülent Ecevit ve İsmail Cem'in TRT Genel Müdürlüğü döneminde baskı görmedim"


Kaldığım yerden devam

Ey köşe yazarı milleti!..
Her ne kadar eleştirsem de; inanın çok seviyorum sizi…
Bakın işte dayanamadım döndüm geri…


Yemediniz mi?..
Siz yemezseniz de, doğruyu söylediğimden eminim…
Hatırlar mısınız; Nazım Hikmet ünlü “Tahir ile Zühre Meselesi”nin bir yerinde şöyle diyordu:

 “Yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?.”

Demek istemem şu…
Sizi seviyorum diye sizin de beni sevmeniz şart değil…

Hooop Engin
kardeş…
Ayıp oluyor ama…
Utanmıyor musun:
 “Toprağını sev ulan hıyar” demeye?..

Valla ne derseniz deyin…
Ben yine de sizi sevmeye devam edeceğim…
İnsanlık görevimi yerine getireceğim…
Siz ister bilin kadrimi kıymetimi…
İsterseniz tenekeyle ölçün değerimi…
Yine de…
Bir debbahın en sevdiği deriyi, yerden yere vuruşu gibi…
Çoğu kere yerden yere vuracağım sizi…
Kimi zaman da…
Alkışa getireceğim sözü...
Demek istemem şu ey yazar milleti!..
Sizi seviyorum...
Seviyorum ama...
Sizin de beni sevmenizi beklemeden yapacağım işimi...
Bazen…
Muhallebi yerken kıracağım porselen dişimi…
Kimi zaman da…
Mermere geçireceğim çürük dişimi…
O halde; kaldığım yerden devam…

Tabii ki güldüm bunları okuyunca…
Çünkü…
Bendeniz Uğur Dündar’ı taaa Yeşilköy Çınar Oteli’nin pastane ve diskosunu
(aynı zamanda TRT Televizyonuna da iş yapıyordu) canım arkadaşım Tevfik’le ortak çalıştırdığı günden beri tanırım…
Ve…
Aradan geçen yaklaşık 40 yılda siyasal iktidarlarla ters düştüğüne hiç tanık olmadım…
Acaba…
Kendisi siyasal iktidarları severken, karşı taraf onu sevmiyor muymuş ne?..
O halde Nazım Usta'ya öykünerek şöyle desem uygun düşer mi?..

Sen iktidarı seviyorsun diye iktdarın da seni sevmesi şart mı?..
Hem...
Uğur Dündar olmak da ayıp değil, Uğur Dündar’ı kovmak da…
“En kahraman
gazeteci benim” demek de ayıp değil, “Nah sensin” demek de…
Bütün mesele…

Uğur Dündar’ı bile(!) eleştirebilmekte kardeş, eleştirebilmekte…

Meselâ asıl mesele…
“Uğur Dündar siyasi iktidara ters geldiği için kovulan gazeteci ayaklarına yatıyor” diyebilmekte…

Meselâ:
“Siz bakmayın arkadaşın siyasi iktidara ters geldiği için kovulan gazeteci ayaklarına yattığına… 40 yılı aşkın meslek hayatında bir kere bile herhangi bir siyasi iktidarın hışmına uğramamıştır… Ak Parti iktidarıyla da hep iyi geçinmeyi başarabilmiştir” deyip fiyakasını bozabilmekte…

Ve meselâ…
Asıl mesele Erdoğan’ın azametine karşı gelmekte değil…
Uğur Dündar kibrine(!) diklenebilmekte…


“Kovun şu adamı”!..

Ne 12 Mart’ın muhtıracı paşalarıyla kavgası olmuştur Dündar’ın…
Ne Demirel’in Milliyetçi Cephe hükümetleriyle...
Ne 12 Eylül darbecilerine kafa tutabilmiştir Uğur Bey kardeşimiz…
Ne Özal merhuma karşı tavır alabilmiştir…
Çiller Hanım ve Erbakan Hoca (merhum) döneminde RefahYol'a muhalefet ettiği doğrudur…
Doğrudur ama…
Demokratların değil, askeri darbe heveslilerinin safında el bağladığı için oluşmuş bir muhalefettir bu…
Yani...
Muhalefeti "Hükümete" karşı yapmıştır...
İktidarda olanlara karşı değil...
Çünkü refahYol sadece hükümet olabilmiştir...
İktidar ise her zaman olduğu gibi; Medya Karteli , İstanbul Sermayesi ve Ordu'nun tekelinde olmuştur...

Ve o dönemde…
Ne Erbakan (merhum) ne de Tansu Hanım, Uğur Bey’in patronlarından birine gıyabi ya da vicahi “kovun şu adamı” demiştir…
Bırakın böyle bir talimatı, “ricacı” bile olmamışlardır…
Olsaydılar da kim dinlerdi ki onları?..


Siyasi gazetecilik yapmışmış gibi…

Yani…
Uğur Bey
hayatı boyunca sadece bir kere “siyasi gazetecilik” yapmıştır…
Meslek hayatında sadece bir kere siyasi gazetecilik yaptığı içindir ki “iktidara muhalefet ettiğinden ötürü” denilerek işinden kovulmanın onurunu hiç yaşayamamıştır…

Yok efendim…
Dündar’ı TRT’den kovan da olmamıştır…
Zira…
Uzan Ailesi
çok daha fazla para verdiği için transfer olmak maksadıyla ve kendi rızasıyla ayrılmıştır Devlet televizyonundan…

Hâsılı…
Uğur Bey meslek hayatı boyunca ”siyasal iktidarların” değil; fırıncıların, pastanecilerin ve at eti ile eşek etini karıştırıp sucuk üreten sur içi kasaplarının korkulu rüyası olmuştur…
Gizli kamerasıyla cinci hocalara "Hodri Meydan!" çekmiştir...
Hatta bunlardan birisi kendisini Uğur Bey'in programında bir gazeteci hanım tarafından tuzağa düşürülmüş olarak görünce intihar etmiştir...

Yani?..
Ak Parti Hükümeti’ni ve Başbakan’ı çoookkk incitecek veya yolsuzluğa karıştıklarını anlatan herhangi bir haber yapmış da Erdoğan kendisinden şikâyetçi olmuş falan değildir?..
Erdoğan "vefalı" adamdır...
Hem de Uğur Dündar'ın katkılarıyla hükümet olduğunu bilecek kadar vefalıdır...

Yahu, “Siyasi Yasaklı” olduğu halde Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’ı, CHP Genel Başkanı Baykal’a muhatap edip ekranda sadece ikisini buluşturan, o günlerde mecliste gurupları olan diğer  siyasi parti genel başkanlarını görmezden gelen Uğur Dündar değil miydi?..
Madem Bülent Ecevit ve İsmail Cem arkadaşa hiç baskı yapmadı…
Peki…
O halde...
Kendisi neden DSP Genel Başkanı ve Başbakan Ecevit’le Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanı İsmail Cem’i bir kalemde silip attı?..
Neden 2002 seçimleri öncesi o ikisinin yerine siyasi yasaklı Erdoğan’ı “monte” etti televizyon programına?..


Patronaj kendisini istemedi…

Demek istemem o ki…
Bugüne kadar hiçbir siyasi iktidar Uğur Dündar’la uğraşmadı?..
Hiçbir siyasi iktidar Uğur Dündar’ı işinden kovdurmadı…
Çünkü…
Uğur Dündar gelmiş geçmiş (RefahYol hariç) bütün hükümetlerle “uyum” içinde çalıştı…
Hiçbir gazete veya televizyondan kovulmadı…
Tabii ki STAR’dan da…
Peki ne oldu?..
Ne olacak?..
Yeni patronaj kendisini istemedi…

Neymiş?..
STAR TV’deki odasını toplarken bir tek Allah’ın kulu da çıkıp “yahu nereye gidiyorsunuz?” diye sormamış?..

Uğur Bey!..
Kovulan bir gazeteci/yazar/televizyoncuya “nereye gidiyorsun?” diye sorulduğu görülmüş şey mi?..
Hem…
Adamlar o soruyu soracak olduktan sonra neden kovsunlar ki?..

Hâsılı...
Uğur Dündar
olmak ayıp değil…
Hatta kovulmak da ayıp değil…
Asıl iş, siyasal iktidarlara gerçekten de muhalefet edebilmekte…
Yani…
Olup olmadığından emin olmadığım “yürekte” kardeş, yürekte…
Bilmem anlatabildim mi?..
Ya da…
Bilmem anlayabildin mi?..

adnanberkokan@gmail.com