Ufak ya da büyük bencil hesaplar için değer mi?.
Büyük ihtimalle bir süre sonra yine "yanılmışız" diyeceklerini kendileri de bildikleri halde...
ADNAN BERK OKAN
Tecrübe/Deneyim “dil” gibidir…
Hem çok tatlıdır, sayısız yararı vardır…
Ama hem de “acıdır, dönüşü olmayan hatalara” yol açar…
Neden?..
Gereksiz özgüvenden…
“Ben her şeyin doğrusunu bilirim çünkü çok tecrübeliyim” ukalalığından…
Hayır…
Tecrübe bazen insanın gören gözünü kör eder…
Çünkü…
Gördüğünüz yepyeni bir durumdur…
Ne geçmişte karşılaşıp da çözdüğünüz soruna benziyordur…
Ne de aklınızdan geçen çözümle ortadan kaldırılabilecektir…
Malum öyküdür…
Köylünün biri çok yüksek bir ağaca çıkmış ama oradan bir türlü inemiyormuş.
Nasıl indirilebileceğini hiç kimse akıl edemeyince köyün en deneyimli, en akıllı, en bilge kişisi Nasrettin Hoca’ya başvurmuşlar…
Hoca ağacın altına gidip başını kaldırmış…
Dalların arasından zor görülen adam korku içinde, titrek bir sesle “Allah rızası için kurtar beni Hocam” demiş…
Hoca kalın ve uzunca bir urgan (Kalın ip) istemiş…
Getirmişler…
Hoca ipin ucunu yukarı fırlatmış bütün gücüyle bir yandan da bağırmış:
“Tut şu ipin ucunu sıkıca beline bağla…”
Bağlamış adam…
“Tamam mı?” diye seslenmiş Hoca:
“Tamam Hocam” demiş adam da…
Hoca var gücüyle çekince adam tepe üstü yere çakılmış…
Köylü sarmış hocanın etrafını…
“Yahu ne yaptın Hocam, adamın kafası patladı, kolları bacaklar kırıldı..”
Hoca başını kaşımış...
“Yahu” demiş… “Ben bir kere bu urganla birini kurtarmıştım ama kuyudan mı ağaçtan m onu hatırlayamıyorum”…
Canım yanıyor…
Çünkü…
Birçok “Usta” bilinen ya da “ustalıkları kendilerinden menkul” meslektaşımı işim gereği okumak zorundayım…
Okurken kahroluyorum…
Yüreğim yanıyor…
“Duayen” sıfatını hak etmiş kimilerinin deneyimlerinin hiç olmadığını…
Ya da…
Olduğunu ama ufak bencil hesaplar yüzünden deneyimlerini kullanmak yerine, çıkarlarını kullandıklarını görmek hem benim hem de mesleğim için tam bir felâket…
Balyoz, Ayışığı, Ergenekon, odatv, casusluk ve benzeri davalarda yüzlerce değerli insanımızın (Asker, gazeteci, iş adamı, özel meslek sahibi) "Uyduruk/Sahte/Üretilmiş" CD'lerle nasıl da perişan edildiğini hep birlikte gördük...
"Uyduruk/Sahte/Üretilmiş" CD'ler yüzünden karartılan hayatlara bugün ağıt yakan kimi meslektaşlarımız o uyduruk/üretilmiş/sahte CD'lerle yapılan yargılamaları, verilen mahkûmiyet kararlarını unutmuşlar; yepyeni mağduriyetleri yaratmak için haber yapıyor, yazı yazıyorlar...
Kurunun yanına tıkıştırdıkları çok daha fazla YAŞ'ı yaktıklarını ya görmüyorlar...
Ya da nefret ve intikam duygusuyla gözleri körelmiş...
Büyük ihtimalle bir süre sonra yine "yanılmışız" diyeceklerini kendileri de bildikleri halde...
Yani sevgili meslektaşlarım...
Lütfen akıl, vicdan, insaf...
Ya da Nasrettin Hoca'nın bir başka öyküsünü hatırlatarak:
"Bindiğiniz dalı kesiyorsunuz... Bizim mesleğimizin temeli güven... Ve siz işte o temeli yıkıyorsunuz..."
adnanberkokan@gmail.com