Turkuvaz yeni yıla yeni projelerle girecek

Serhat Albayrak, yılbaşına kadar hayata geçirecekleri yeni projelerini Marketing Türkiye'ye anlattı...

Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve İcra Kurulu Başkanı Serhat Albayrak, yılbaşına kadar hayata geçirecekleri yeni projelerini Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu'na açıkladı...


 

Turkuvaz yeni yıla yeni projelerle girecek

 Kendini “aşırılıklardan uzak ama tüm yeniliklere açık” biri olarak tanımlayan Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve İcra Kurulu Başkanı Serhat Albayrak, ATV ve Sabah’ta çoğulculuğu ve çok renkliliği Türkiye’nin önemli değerlerinden bir olarak görüp milliyetçilikten, ırkçılıktan, cinsel ve sosyal ayrımlardan uzak” bir yayın anlayışını benimsediklerini dile getiriyor. Albayrak, yılbaşına kadar yayına başlayacak haber kanalının hemen ardından bir müzik, bir de çocuk kanalı kuracaklarını da açıklıyor. Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu Turkuvaz Medya Grubu’nun başındaki bu önemli isimle bir söyleşi yaptı.

Günseli Özen Ocakoğlu

Bir Çalık Grubu iştiraki olan Turkuvaz Medya, 2008 yılında Türkiye’nin en büyük medya kuruluşlarından biri olan Sabah-ATV Ticari İktisadi Bütünlüğü’nü devraldı. Bu girişim ile grup, medya sektörüne de adım atmış oluyordu. Sabah, Takvim, Fotomaç ve Yeni Asır gazeteleri ile günlük toplam 1 milyon adet gazete satışı gerçekleştiren grubun, ATV’nin yanı sıra Forbes, Para, Cosmopolitan, Şamdan, Sofra ve House Beautiful gibi 26 adet dergisi de bulunuyor. Beş matbaaya ve 26 bin noktaya dağıtım yapan geniş bir dağıtım ağına da sahip olan Turkuvaz Medya, Türkiye’deki iki önemli dağıtım kanalından birine sahip. Grup aynı zamanda Türkiye’deki televizyon ve gazete ilan pazarının yüzde 20’sini de elinde bulunduruyor.

 

Yaptıkları araştırmalarla yönetim stratejilerini belirleyen Sabah ve ATV yönetimi tüm altyapı yatırımlarını tamamlayarak rekabete daha güçlü hazırlanıyor.  Albayrak, şu ana kadar ki icraatlarından doğan sonuçların da pozitif olduğunu söylüyor. Ne de olsa Çalık Grubu Sabah ve ATV’yi satın aldıklarında medya, yeni yönetimin bu iki güçlü markayı nasıl yöneteceğine dair pek çok spekülasyon yapılmıştı. Acaba “yenilikçi, acar, genç, şehirli ve biraz da yaramaz” Sabah ile “aile ve dizi kanalı”  atv bundan sonraki yayın hayatında ne kadar etkilenecek, ne kadar tarafsız kalacaktı? Aslında pek de korkulan olmadı. Özellikle Sabah’ın yıkılmaz kaleleri gazetede kaldı ve markasına sahip çıktı.

 

Turkuvaz Medya’da icra kurulunun başında Serhat Albayrak’ın kariyer öyküsü Türkiye-ABD ekseninde adeta ilmek ilmek örülmüş… Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olduktan sonra, New York Pace Üniversitesi’nde finans alanında MBA’ini yapan Albayrak, iki yıl süren eğitimi süresince bir yandan da Wall Street’te Araştırma Analisti olarak çalışır. Bu dönem oldukça yoğun ve zorludur ancak yoğunluğa rağmen sosyal ilişkilerinden de vazgeçmez. Ülkede 28 Şubat dönemi yaşanırken, Amerika’da ideolojik ayrım gözetmeksizin tüm öğrencilerle birlikte Türk Öğrenci Birliğini kurar.

 

2000’de ülkeye döner ve Vestel’de kurumsal finansman departmanında çalışmaya başlar. Bu onun ilk yöneticilik deneyimidir. 2001-2003 yılları arasında Vestel’de Kurumsal Finansman Direktörlüğü ve Mali İşler Koordinatör Yardımcılığı görevlerinde bulunur. 2003 yılında 1998’de MBA öncesi bir süre çalıştığı Çalık Holding’e döner. Önce Tekstil Grubu’nda Genel Müdür Yardımcılığı sonra Holding’in Genel Müdürlüğü görevinde bulunur. 2006 sonu Star Gazetesi İcra Kurulu Başkanlığı görevine atanır. Sabah-ATV’nin satın alınmasından sonra ise tekrar Çalık Grubu’na geçer ve Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini üstlenir.

 

Yıllar içinde çalışılan işler farklı deneyimler kazandırır

Serhat Albayrak, matematik zekası olan bir yönetici. Bu nedenle de para işine aklı müthiş işliyor. Olayları analitik olarak değerlendiriyor. Boğaziçi’nde aldığı batılı ve pozitif eğitimin önemli olduğuna inandığını söyleyen Albayrak, işe ve sonuçlarına ilişkin her şeyin ölçülebileceğini söylüyor. Doğuştan sahip olunanlarla sonradan öğrenilebilir yeteneklerin birbirinden farklı olabileceğini söyleyen Albayrak, “Doğuştan sahip olduğunuz yeteneklerden farklı bir kariyer yapmak isteyebilir ve bunu sonradan öğrenebilirsiniz. Yöneticilik de bana göre sonradan öğrenilebilir yeteneklerden. Amerikan kültürünün getirdiği en önemli fark, yönetim becerisinin MBA aracılığıyla kazandırılmasıdır. Böyle bakınca da Amerikan kapitalizminin öne çıkan iki unsuru Amerikan markaları ve Amerikalı CEO’lardır. Amerikan sisteminin kendini ortaya koyduğu temel yaklaşımda var olan yetenekler geliştirilir ve kariyer de bazen geliştirilen bu yetenekler üzerine yapılır. Kişisel olarak finansla birlikte insan yönetimi konusunda kariyer yapmak da benim için bir karardı. Günümüzde ise bilgi artık bir internet bağlantısının ucunda... Bu nedenle de eğitim ile verilen bilginin pek önemi kalmadı. Önemli olan aldığınız eğitimi nasıl uyguladığınız. Sonuçta bakılması gerekli olan yer, bilgiyi kullanım biçiminizdir” diyor.

 

Boğaziçi Üniversitesi’nden Amerika’ya gittiğinde ise temel olarak bir Amerikan yaklaşımı almış olmasına rağmen kendisini şaşırtan bir başka uygulamadan söz eden Albayrak, “Wall Sreeet’de çalışmak üzere gittiğim finans kuruluşunda bana, ‘Sen Müslümansın. Yukarıda ibadet edebileceğin küçük bir odamız var’ dediler. Hiç kimse dil, din, cins, ırk ve cinsel tercihlerinden ötürü dışlanmayan bir yerdeydim. Orada “meritokrasi” denilen konu önem kazanıyor; yani sahip olduğunuz yeteneklerle iş yaparak yükselmek. İşte bu nedenden ötürü Amerika’da pek çok Hindu ya da Japon üst yönetimde yer alabiliyor. Bu da özgüven kazandıran bir şey… İyi ve güzel şeyler öne çıkıp, rekabet şartları da oluşturulduğunda her zaman iyi sonuçlar ortaya çıkar. Bizde de böyle güzel sonuçlar yaşanıyor. 10-12 yıl önce kapalı topluluklar halinde yaşarken şimdi birbirimize daha açığız. Bu da Türkiye için çok önemli” diye konuşuyor.

 

Çok dinler, kolay ulaşılırım

Peki, Serhat Albayrak kendi yönetiminde bu çok beğendiği “ötekileştirmeme” sistemini uygulayabiliyor muydu? “Bunu, bana değil de benimle birlikte çalışan arkadaşlarıma sormanız daha doğru olur. Fakat dinleyen, kolay ulaşılabilen biri olduğumu söyleyebilirim. Her konunun demokratik bir biçimde tartışılması gerektiğini düşünüyor ve bunu kendi çatımız altında uyguluyorum. Benim ve grubumuz için en önemli kısasların başında hakkaniyet yani adalet duygusu gelir. Herkese adil davranmak en genel prensibimiz” diyen Serhat Albayrak, medyada tüm işlerin insanla yapıldığını bu nedenle de çalışan mutluluğunun çok önemli olduğunu söylüyor.  

 

Yeni projeleri ve ulaşmayı istediği hedefleri var

Bir medya markasının başına gelebilecek en kötüsünden her şey birkaç kez üst üste aynı markaların başına gelince ne olur? Belki konu Sabah ve ATV olmasaydı pek çok şey! Oysaki satın alma sonrasında bu satın alma ve grupla ilgili ne çok spekülasyon ne çok yorum yapılmıştı! En yakın rakipleri 20 yıldan beri aynı patronla çalışmalarını sürdürürken Çalık Grubu’nun yapacakları epey merak konusu olmuştu.

 

Serhat Albayrak o dönemi şöyle anlatıyor: “Belli çevrelerce hem ihale süreci, hem kullanılan kredi hem de Çalık Grubu’nun medya sektöründeki deneyimsizliği gibi haksız eleştirilerle kamuoyunda baskı oluşturulmaya çalışıldı. Fakat zaman geçtikçe görüldü ki, Türkiye’nin en büyük medya gruplarından birinin başında, bu yatırımı uzun vadeli düşünen çok sesliliğe inanan ve çalışanlarının haklarını savunan bir yönetim var. Yayınların içeriğine gelince, bu konuda da yine belli çevrelerce, haksız eleştirilerin hedefi olduk. Bu eleştirilere de cevap vermemeyi ve sessiz kalmayı tercih ettik. İlk zamanlarda yapılan o eleştiriler artık yapılmıyor. Çünkü Çalık Holding’in değerleri çerçevesinde Sabah ve ATV’nin uzun yıllardır sürdürdüğü etik ve gerçek habercilik konusunda hiçbir taviz vermeden ilerliyoruz. Kadromuz, çoğulculuğu ve çok renkliliği Türkiye’nin önemli değerlerinden bir olarak görüp hiç kimseye milleti, ırkı, cinsiyetini, sosyal düzeni ayrımcılık yapmadan, gazetecilik meslek ilkeleri çerçevesinde görevlerini sürdürüyor. Bu arada bana göre üstünde durulması gereken çok önemli bir konu da nüfus okur ve yazar sayısı artarken gazete okur sayısının, tirajların düşmesidir. Bu alana en son giren grup olarak en az bizim olsa da hepimizin sorumluluğu var. Ama bana göre bu sorumluluğu daha çok hissetmesi gerekenler var. Şimdi bize düşen görev, medyaya duyulan güveni arttırmak, mesleği gazetecilik olanlara işi yaptırmaktır.”

 

NY Times bir ilkti

Televizyona gelince Albayrak yeni projelerinden başlıyor anlatmaya… “Öncelikle, bir haber kanalı kuruyoruz. Yılbaşına kadar bu projeyi hayata geçirmiş olacağız” diyen Albayrak, ardından bir müzik ve çocuk kanalı kurma çalışmalarının devam ettiğini söylüyor. “En kısa zamanda bu kanalları da hayata geçireceğiz. Bulunduğumuz noktayı daha ileriye taşıyacak çalışmalarımız sürekli devam edecek” diye ekleyen Serhat Albayrak, The New York Times’dan  da söz ediyor: “The New York Times birlikteliğimiz, Türk basınında yepyeni bir dönemin başlangıcıdır. Uzun çalışmalar sonucunda, dünyanın en prestijli referans gazetelerinden New Yok Times’ı okurlarımızla buluşturduk. Artık her pazar, Sabah okuyucuları, Sabah Gazetesi’nin yanında dünyanın en prestijli yayınlarından New York Times’ı da okuyabiliyor. Sabah Gazetesi, doğru ve tarafsız haberciliğiyle her kesime eşit mesafede duruyor. Önceliği ise halkın haber alma özgürlüğü. Belki de en önemli konu Sabah’ın genlerinde var olan yenilikçilik anlayışı. İşte bu nedenle her zaman Türkiye’nin en saygın gazetelerinden biri oldu ve ilkleri yapma konusunda öncü tavrını sürdürüyor.”

 

İşten çıkarmadık ekibi güçlendirdik

“Doğal olarak ilk zamanlarda Sabah-ATV çalışanlarında önyargıların oluşabileceğini öngörüyorduk. Sabah ve ATV’de değil, grubun hiçbir şirketinde bu tür uygulamaların olmadığını, iş ahlakının ve hakkaniyetin bizim için çok önemli olduğunu çalışanlarımıza anlatmaya çalıştık. Bu nedenle çalışanlarımızı işten çıkarmanın aksine ekibimizi güçlendirdik ve piyasayla paralel olmasına rağmen, ücretleri düşük olanlara daha çok olmak üzere çalışanlarımızın maaşlarında düzeltmeler yaptık. Çünkü biz gelene kadar dört kez sahip değiştirmiş, iki kez de TMSF’nin yönetimine girmiş bir medya kuruluşunun çalışanlarından söz ediyorduk. Onların motivasyonu işin başarısı için çok önemliydi”