Türkiye’nin sanat elçisi TRT-TÜRK’te…

Burhan Öcal da gerçek sanatçılarımızın en önde geleniydi… En çok uluslar arası konser verenlerinden biriydi…

GAZETECİLER.COM - Burhan Öçal telefonla aradığında saat 24.00’e yaklaşmak üzereydi…
Joke Perestroyka'dan içeri girmek üzereydik...
Öçal'ın telefon konuşması uzayınca kapıda durup oyalandık biraz...
“Barselona’ya 2 saatlik mesafedeyim" demişti az önce… "Az sonra havaalanına geçeceğim… Oradan da Viyana’ya uçacağım… Cumartesi gecesi TRT Türk’te Bodrum’dan canlı yayın peformansım var mutlaka izle”…
Sesi yorgundu...
"Yahuuuu!.. Gecenin bir yarısında bu da neyin nesi böyle” demeye varmadan Öçal’ın en az elleri ve parmakları kadar hızlı konuşan dili devam ediyordu…
Doğduğu kentin (Kırklareli) Belediye Başkanı’na kırılmıştı…
Bazı yerel sanatçıların isimleri sokak adı olarak verilmişti de kendi adı unutulmuştu…
Gecesini gündüzüne katıyor, dünyanın en ünlü müzisyenleriyle ortak sahne alıyordu ama medyadan gereken desteği göremiyordu…
Oysa yaptığı “ulusal” bir görevdi…
Dünyanın en etkili politikacı, devlet ve işadamlarıyla sanatçılarına konser veriyor, “Türk – Türkiye” isimlerini şerefle duyuruyordu…
Bize kalan tek şey ise (ne yazık ki) “Takma kafana tokadan başka bir şey sevgili Burhan” diyerek ulusal bazda ünlü sanatçımızı teselli etmek oluyordu…
Yaklaşık 50 yıla yaklaşan arkadaşlık ve dostluğun verdiği güçle ve “çokbilmiş” bir ses tonuyla “yorgun dostumuz”u sakinleştirmeye çalışıyorduk…
“Neden TRT-TÜRK?” diye sorduğumuzda aldığımız cevap ilginçti:
“Çünkü ciddi… Çünkü tüm dünyaya yayın yapıyor…”
“Programın adı ne?”
“Atölye… Göreceksin çok ses getireceğiz… İyi işler yapacağız TRT ile”…
“Hah işte böyle… Bırak şimdi geçmişi, geleceğe bak… Sana yapılanları değil, senin yaptıklarını ve yapacaklarını anlat herkese”…
“Haklısın ama inan çok yorgunum”…
“Hepimiz yorgunuz Burhan!.. Söyle bakalım atölyede ne yapacaksın?”
“Neler yapmayacağım ki… Konuklarım olacak… Onlarla perküsyon yapacağım… Şarkılar söyleyeceğiz… Heykelli, resimli, seramikli bir atölye düşün işte…”
“Cumartesi mi demiştin?”
“Cumartesi (11.07.2009) saat dokuzda (21.00)…
“İzleyeceğiz… Karımla, gözlerinden öpüyoruz…”
“Ben de sizi öpüyorum…”
Aslında bu konuşma çok beklenmedikti…
Çok yakın dostumuz Burhan Öcal telefon etmese…
Ağlanmasa da bizim aklımızdaydı O’nu aramak…
Çünkü daha iki gün önce gerçek sanatçılarımıza destek olmamız gerektiğini söylemişti Hadi Özışık…
Burhan Öcal da gerçek sanatçılarımızın en önde geleniydi…
En çok uluslar arası konser vereniydi…
Geçtiğimiz yıl Davos’ta harikalar yaratmış tüm dünya medyası konserlerine büyük yer ayırmıştı ama…
Bizim medyamız Davos’ta yapılan kimi geyik muhabbetlerini büyütürken Öçal’ın uluslar arası önemli kişilere verdiği müzik ziyafetini görmezden gelmişti…
Haftada en az bir kez telefonla ve çokça da yüz yüze konuştuğumuz Burhan Öçal’ın gereken ilgiyi görmediğine, görmesi için kendisinden beklenen zırvalıkları da yapmayacağına inanıyoruz…
Ve GAZETECİLER.COM olarak uluslar arası sanatçılarımıza biraz daha fazla destek istiyoruz…
Çok mu?..