Türkiye'nin en kötü yazarı Özkök'tür!

Özkök demokrasiyi savunmasın... Eksik olsun... Kendisine teşekkür edelim ve bu görevi üzerinden alalım. O da rahat etsin, biz de...

Sorsalar, 'Türkiye'nin en kötü yazarı kimdir?' diye...  "Ertuğrul Özkök'ü işaret ederdim." diyor Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç...  

"Üslup ve kompozisyon itibariyle sıfırdır. Renksizdir. Sevimsizdir. Satıraralarına sinmiş 'hesapçı' tavır can sıkıcıdır. Meşhur 'ama'ları ikrah ettiricidir. 'Suret-i hak'tan görünme çabaları bezdiricidir... " diyen Kekeç'in yine de bir 'ama'sı var...

"Bezdiricidir ama, Türkiye'nin en etkili kalemidir." diye ekleyen Star yazarı yinede Özkök'ün neyi yapmasını istemiyor?

(...) Bir barometredir. Bir göstergedir. Bir aynadır... Yazdıkları bir hesaba ve bir politikaya istinat etmektedir, bir eğilimi ele vermektedir, bir tutumu deşifre etmektedir.

Dolayısıyla, 'Ertuğrul Özkök bu konuda ne yazdı?' sorusu, her zaman önem teşkil etmiştir.

Sevsek de sevmesek de, onun yazdıklarına bakarız... Satıraralarını okuruz... Kızarız, tepki gösteririz, 'önemsemiyormuş ayaklarına yatarız' ama mutlaka okuruz.

Dursun Çiçek imzalı 'eylem planı'na ilk tepki gösterenlerden biri Ertuğrul Özkök oldu. Yazısında öyle sert, öyle zehir zemberek ifadeler vardı ki, şaşırdık.

Mesela, 'vahim bir provokasyon' diyordu... Mahut belgenin 'tam bir gerizekalılık örneği' olduğunu söylüyordu. Hatta, daha da ileri gidip Genelkurmay'da birtakım insanların 'nasıl hálá böyle planlar yapabilme cüreti gösterdiklerini' soruyordu.

Ne yalan söyleyeyim, okuyunca ürktüm, 'İnşallah, demokratik çevrelerin çıkışına lahika olur, sonunda özür dilemek zorunda kalmaz' diye düşündüm.

Ben böyle düşündüm ama, Ertuğrul'umuz başka 'mod'da...

Belgede yazılanlar feciymiş... Sızmasına mani olmamak daha da feciymiş... Bir Genelkurmay, en gizli belgelerin böylesine ortalığa saçılmasına nasıl mani olamazmış? Böyle bir belge hazırlamak 'cüret'se, bunun sızdırılmasına engel olmamak 'salaklık'mış.

Evet, salaklık...

Hazır sızmış belge üzerinde ileri geri konuşuyor; 'cüret', 'vahim provokasyon' filan gibi laflar ediyor, beleş tarafından 'demokratik gösteri' yapıyor ama, 'sızdıranlara' daha çok kızıyor, 'salak' diyor.

İnşallah bu 'salak' yüzünden de özür dilemek zorunda kalmaz.

Ben de şunu söylüyorum:

Ertuğrul Özkök demokrasiyi savunmasın... Eksik olsun... Kendisine teşekkür edelim ve bu görevi üzerinden alalım. O da rahat etsin, biz de rahat edelim.