Türkiye’de moderatörlük ve Şirin Payzın...

Dün gece de iyi hazırlanmıştı ama iki pastan fazlasını yapamayan futbol takımları gibiydi…

ADNAN BERK OKAN

Ey moderatörler!..

Yani…

Türkiye televizyon ekranlarında tartışma programlarını “yönetenler”!..

Ya da tartışmacılara “başkanlık” edenler!..

Veya sözlük anlamıyla söylemem gerekirse, “ortam yatıştırıcıları”!..

Çok iyi niyetli olduğunuzdan şüphem yok…

Ama…

Hemen hepiniz programa sıkı çalışarak gelmiyorsunuz…

“Tembelsiniz” yani…

Hemen hepinizin yaptığı şu:

Önce konuyu tespit ediyorsunuz…

Sonra konuklarınızı…

Konu ve konuklarınız hakkında bilgi toplayıp soracağınız sualleri hazırlıyorsunuz…

Sonra da…

O soruları önünüze koyup programa başlıyorsunuz…

Bu arada unutmadan…

Konuğunuz konuşurken siz önünüzdeki sorulara baktığınızdan,  konuşmacının konsantrasyonunu bozduğunuzun farkında değilsiniz…

Dünyanın en usta hatibi bile olsa, birisinin gözlerinin içine ya da yüzüne bakmadan, kendisinin dinlendiğini hissetmeden konuşamaz…

Dikkat ediyorum…

Bu ayıbı ve elbette aynı zamanda hatayı hepiniz yapıyorsunuz…

 

Lütfen arkadaşlar…

Lütfen…

Madem sordunuz sorunuzu, cevabını alırken dikkatinizi muhatabınızdan ayırmayın…

Kaldı ki…

Siz önünüzdeki sorular içinden herhangi birini seçmek için düşünürken, konuğunuzun bir önceki sorunuza verdiği cevabın ne olduğunu da dinlemiyorsunuz…

Dilmediğiniz içindir ki karşı soruyu da soramıyorsunuz…

Çünkü…

Sorduğunuz soruya verilen cevabın doğru olup olmadığını anlayamıyorsunuz…

Ya da…

Konuğunuzun “demagoji” veya “algı operasyonu” yapıp yapmadığıı konusunda sağlıklı karar veremezsiniz…

 

Neden böyle oluyor?..

Söyleyeyim…

Çünkü…

Demagog ya da açık, samimi bir konuktan gelebilecek muhtemel cevaplar konusunda daha önceden antrenman yapmıyorsunuz…

Haliyle hazırladığınız soruya gelen cevaplara, karşı sorularla müdahale edip konuğunuzun içindekileri dökmesini sağlayamıyorsunuz…

Bazı uyanıklar alenen demagoji yaparak, izleyicileri yanlış bilgilerle yönlendiriyorlar…

Daha önceden öyle bir cevap verebileceğini tahmin etmediğiniz için hemen hazır olan bir başka soruya geçiyorsunuz…

 

Oysa…

Programa çıkmadan önce çalışsanız…

Hazırlıklı gelseniz…

Soracağınız soruya gelecek olası cevapların neler olabileceğini de öngörüp ona göre karşı cevaplar hazırlasanız; göreceksiniz ki çok daha kaliteli ve zevkli bir tartışma olacak…

Unutmayın…

Size program yönetme imkânını verenler, sadece soru sormanız için görevlendirmiyorlar sizi…

Zira soru sormak kolaydır…

Asıl olan sorduğunuz soruya verilen cevabın demagoji ya da algı operasyonu olup olmadığını anlamak ve hemen karşı soruyu sormak olmalıdır…

Son zamanlarda merkez medyanın haber kanallarında tek veya çok konuklu programları yöneten moderatörleri dikkatle dinledim…

Karşı soru sorma yeteneklerini halen geliştiremediler…

O durumda da tartışmayı, söyleşiyi ya da sohbeti yöneten moderatör değil, konuğu ya da konukları içindeki uyanıklar oluyor…

Hatırlatayım dedim…

 

Not:

Şirin Payzın dün gece CNNTÜRK’te Başbakan Başdanışmanı Etyen Mahcupyan’ı konuk etti…

Şirin ekranların en başarılı moderatörlerinden…

Şeytanın avukatlığını yapmakta pek mahir…

Dün gece de iyi hazırlanmıştı ama iki pastan fazlasını yapamayan futbol takımları gibiydi…

Muhteşem bir sorunun ardından gelen dar alanda paslaşma misali zekice cevaplara en çok bir tek karşı soru sorabildi ki; Mahcupyan o sorulara da asla o sorunun cevabı olmayan yanıtlar vererek Şirin’i başka soruya geçmek zorunda bıraktı…

Her şeye rağmen güzel programdı…

Bir türlü Beşiktaş – Rizespor maçına dönemedim…