'Türkiye Kürtlerle sorunlarını ortadan kaldırıyor'

Anadolu Ajansı'nın Kürtçe Yayınları Editörü Adem Demir, AA'nın Kürtçe yayın yapmasının devletin, Kürtlere bakışının tamamıyla değiştiği anlamına geldiğini söylüyor.

GAZETECİLER.COM - Anadolu Ajansı, 1 Eylül'de medya kuruluşlarına Kürtçe'nin Sorani ve Kurmanci lehçesinde haber geçmeye başladı. Bir zamanlar 'Bilinmeyen bir dil' diye tanımlanan Kürtçe'nin devlet ajansının yayın yaptığı bir dil haline gelmesi, ciddi bir değişimin sinyallerini veriyor.

Anadolu Ajansı Kürtçe Yayınları Editörü ve Irak temsilcisi Adem Demir Yeni Şafak'a konuştu. Demir değişimi  'Türkiye, kendi Kürtleriyle var olan sorunlarını ortadan kaldırıyor' sözleriyle ifade ediyor. Kürtçe yayın ilkelerini anlatan Demir, bu yayın 20 yıl önce yapılmış olsaydı kazanımların çok daha fazla olacağını söylüyor.

93 yıllık bir geçmişe sahip Anadolu Ajansı'nda Kürtçe yayın yapma fikri ilk ne zaman oluştu?

Ben AA'da yeni sayılırım. Zira başlayalı henüz beş ay oldu. Edindiğim bilgilere göre, Sayın Kemal Öztürk bu işe başladığında Anadolu Ajansı 100. Yılın Vizyonu adında bir proje gerçekleştirdi. Bu projenin amacı 2020 yılında 11 dilde yayın yapan bir ajans haline gelmek ve dünya ajansları arasında ilk sıralarda yer almak. AA, Türkçe, Arapça, İngilizce, Boşnakça, Rusça ve Kürtçe olmak üzere altı dilde yayın yapıyor. Kürtçe'nin iki lehçesi Sorani ve Kurmanci lehçesinde yayın başladı. Kurmanci lehçesinin yayın merkezi Ankara, Sorani lehçesinin merkezi ise Erbil'de bulunuyor.

YİRMİ YIL ÖNCE OLMALIYDI

Siz Kürtçe yayın yapan ajansın editörlüğünü yapıyorsunuz. Kürtçe haberlerin editörü ve Irak temsilcisisiniz. Yayının içeriğini neye göre belirlediniz?

Erbil'de Kürtçe, Arapça ve Türkçe yayın yapıyoruz. Bir haber aynı anda üç dilde servis ediliyor. Haber servisinin(metin) yanı sıra görüntü ve fotoğraf servisi de yapıyoruz. 1 Eylül'den itibaren haberlerimiz, Anadolu Ajansı'nın Haber Akış Sistemi'nden(HAS) medya kuruluşlarına gönderiliyor. Anadolu Ajansı doksan yılı aşkın nasıl yayın yapıyorsa Kürtçe haberler servisi olarak da benzer yayınlar yapacağız. Erbil medyası hedef kitlemiz. Ürettiğimiz her haberin, fotoğrafın, görüntünün buradaki medyada yer almasını sağlayacağız. Burada olup biteni Türkiye Anadolu Ajansı'nın Kürtçe haberler servisinden öğrenecek. Mesela Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sözlerini buradaki medya organları Soranice olarak Anadolu Ajansı'ndan öğrenecek. Her iki halkın ve ülkenin bölgede olan biteni dünyaya her iki dilden ulaştırmaya çalışacağız. Devlet daha doğru, kesin, net haberlere ulaşmış olacak. Yapılması gereken adım atılmıştır. Bu kararı veren herkese teşekkür etmek gerek.

Sizin bu yeni oluşum hakkındaki düşünceniz nedir?

Ben Kürdüm. Kürtçe yayın kararı 20 yıl önce verilmiş olsaydı çok daha büyük kazanımlar elde edilirdi. Şimdi başlamış olması çözüm sürecine katkıdır. Türkiye, kendi Kürtleriyle var olan sorunlarını ortadan kaldırıyor. Bu doğal bir haktır.

MEDYA SADDAM GİDİNCE GELİŞTİ

Kürt medyası nasıl işliyor?

Kürt bölgesi yönetimi Irak'ın bir parçasıdır. Parlamentosu, başbakanı ve yardımcılarıyla federatif sistem içinde yer alıyor. Medyası da son yıllarda epey bir gelişme gösterdi. Özellikle Saddam diktatörlüğünden kurtulunca medyası hızlandı. 27'ye yakın televizyon kanalı var. Ciddi anlamda satılmasa bile bir şekilde ulaştırılan gazete, dergi ve çok okunan web siteleri var. Bizdeki kadar yaygın olmasa bile beş milyon insanın yaşadığı bölge için azımsanmayacak rakamda bir medya kuruluşu mevcut.

Ne kadar etkili?

Buradaki tüm medya organları bağımsızlık iddiasında ama bağımsız medya grupları yok denecek kadar az. Çoğu siyasi partilere yakın. Yine de bölgelerinde ne olup ne bittiği hakkında halklarını haberdar ediyorlar. Kürt medyası, Türkiye'de olup bitenlerle de yakından ilgilidir.

SANATÇILARI TAKİP EDİYORLAR

Peki, saldırılarla ilgili Türkiye'de yayınlanan haberler Kürt basınına nasıl yansıyor?

Taraflı yaklaşan medya organları olduğu gibi tarafsız yaklaşanlar da var. Bir patlamada hayatını kaybedenler için 'şehit' demiyorlar. Bölgede ve Türkiye'de yaşayan Kürtlerle ilgililer. Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Şırnak, Malatya, Urfa'da Kürtlerin yoğun olduğu yerlerdeki yaşam haberleriyle daha fazla ilgileniyorlar. Yılmaz Erdoğan gibi Kürt kökenli sanatçıların yaptıklarıyla daha fazla ilgileniyorlar.

Çözüm süreci hakkında ne düşünüyorlar?

Geliştirilen ilişkiler ve devam eden çalışmalar, Türk iş adamlarının burada yaptığı yatırımlar bölge ile ilişkilerde bazen gündeme getirilen kırmızı çizgileri ortadan kaldırdı. Her iki taraf da birbirine daha sıcak yaklaşıyor. Barzani Ailesiyle, Türkiye'deki iktidar arasında ilişkiler çok iyi. Türkiye'de Kürtlerin arasında silahlı bir çatışmanın olmasını istemiyorlar. Hatta örgütün silahlara veda etmesi için çabaları da var.

Çözüm sürecinden sonra üslupta bir değişiklik var mı?

Daha önce gergin ilişkiler yaşanmış olsa bile hiçbir zaman Türkiye ile Kürt bölgesinin arasına kan girmemiştir. Düşmanlık değil, aksine bir dostluk söz konusu. Türkiye'ye giden bütün uçaklar dolu gidip dolu geliyor. Bölge halkı kazandığını Türkiye'de harcıyor. Türkiye'deki iş adamları da burada kazanıyor. Türkiye, Kürt bölgesinin Avrupa'ya açılan kapısı noktasındadır. Bu ilişkiyi devam ettirmek istiyorlar. O yüzden hiçbir silahlı çatışmaya girmek istemiyorlar.

KÜRTLERE BAKIŞ DEĞİŞTİ

Anadolu Ajansı'nın Kürtçe yayın yapmasının anlamı nedir?

Devlet eliyle böyle bir yayın yapılması iyi bir adım. Keşke çok daha önce yapılmış olsaydı. Vizyonu geniş insanlar bu işi hızlandırdılar ve bir şekilde başlamış oldular. AA'nın Kürtçe yayın yapması devletin, Kürtlere bakışının tamamıyla değiştiği anlamına geliyor.

Anadolu Ajansı'nın başka bir rolü var o da şu: bunu yaparken mükemmele yakın yapmak zorundayız. Diğer medya organlarındaki Kürtçe yayınını baz alarak değil, nasıl olması gerektiği konusunda örnek oluşturarak yapmak durumundadır.

KİMSE BİR ŞEY DİKTE ETMİYOR

Barışa bir adım daha yaklaşıldığının göstergesi mi?

Açılıma katkı sunacağı görüşündeyim. Dil ve üslup çok önemli. Tarafsız bir yayın yapmaya azami dikkat gösteriyoruz.

Bunu ne kadar başarabiliyorsunuz?

Aylardır çalışıyoruz. Şimdiye kadar Devletin kurumlarından herhangi olumsuz bir tepki gelmediği gibi nasıl bir yayın yapmamız gerektiği konusunda da telkinlerde bulunulmadı. Kimse bize bir şey dikte etmiyor. Gerekmiyor da. Zira Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz. Gazeteciliğin kriterleri bellidir. Kim ne söylüyorsa şayet sözü bir haber niteliği taşıyorsa, onu topluma aksettirmeyi görev olarak telaki ediyoruz.

İMKANIM OLSAYDI GAZETECİ OLMAZDIM

Karakol baskınında çatışmanın ortasına düştünüz. Bir süre alıkonduktan sonra 04.08.2012 tarihinde ellerinden kurtuldunuz. Bugün bu olayı nasıl yorumluyorsunuz?

Gazetecilik zor ve yıpratıcı. Benim gibi kriz bölgelerinde muhabirlik yapanlar her şeyi çıplak görüyorlar. Bu gördüklerinden dolayı zaman zaman travmaları yaşayan bir muhabirim. Ama Kürtçe haber servisinin açılması, AA'nın Kürtçe yayına başlaması benim için büyük bir mutluluk oldu. Ama bu benim hayat alanlarımı mutlu etmiyor.

Neden?

Çünkü insanın farklı farklı anları olur. Gazeteci, baba, amca ve aynı zamanda dayıyım. Bu alanlardaki her türlü reaksiyonum farklı olur. Bazen rol çatışması yaşıyorum. Sadece Kürt bölgesi değil, Müslüman ülkelerin bulunduğu coğrafyada huzur yok. Linç edilme olaylarını haberleştiriyoruz. İmkânım olsaydı, yürek yakan o hadiseleri görmek ve göstermek istemezdim, yani gazeteci olmazdım.

KÜRT KONFERANSININ YAPILMASI ZOR

Erbil'de Uluslararası Kürt Konferansı toplanacak. Türkiye, İran, Suriye ve Irak'taki Kürt hareketleri temsilcilerinden 600 delegeyle katılacağı bu toplantı derin bir siyasi anlam taşıyor mu? Beklentiler nelerdir?

Tarih değiştirildi. Toplantı 24 Kasım'a alındı. Burada bir Kürt Konferansının yapılabilmesinin çok zor olacağını düşünenlerdenim.

Neden?

Çünkü siyasi gruplar arasında fikir ayrılıkları var. Çelişkiler söz konusu. Bundan dolayı herkesin iştirak edebileceği Türkiye, Suriye, İran ve Avrupa'daki Kürtlerin katılımının sağlanabileceği bir konferansın yapılması zor. Komşu ülkeler de bundan rahatsızlıklarını dile getirdiklerinden üçüncü kez erteleniyor.

ERBİL SOĞUKKANLI

AA'nın Kürtçe yayınına, Kürt medyasının yaklaşımı nasıl? Samimi buluyorlar mı?

Bu hemen değerlendirilebilecek bir durum değil. İnsan ölçer biçer, tartar dener, diline üslubuna bakarak hükmünü ona göre verir. Anadolu Ajansı, 93 yıldır devlet eliyle yayın yapıyor. Yüzlerce abonesi var. Elbette ön yargılı ve peşin hükümlüler olabilir. Ama şimdiye kadar hep olumlu tepkiler aldık. Kürtler, Türklerin komşusu. Buradaki ilişkiler devam ediyor. Anadolu Ajansı Türkiye'nin bir kurumu. Türkiye'de yaşayan Kürtlerin bölgesel ilişkilerin sağlanmasına katkıda bulunmak ve toplumu bilgilendirmek amacıyla bir girişim başlatmış. Ben şahsen bununla ilgileniyorum.

Erbil'deki atmosfer nasıl? Suriye meselesinden sonra nasıl bir tavır var?

Suriye meselesi üç yıldır devam ediyor. Suriye'nin kuzeyi yani Rojova denilen bölgede Kürtlere yönelik bir katliam gündeme geldi. Kürt konferansı 7 kişilik bir heyet belirledi. Heyet orada inceleme yaptı ve inceleme sonucunda rapor hazırlandı. Raporu hem Kürt konferansı hazırlık komitesine hem de Barzani'ye sundular. Daha tedbirli ve temkinli görüşmeler oluyor. Suriye meselesine elbette insanlar üzülüyorlar ancak Türkiye'deki duyarlılık burada yok maalesef.

Peki Mısır?

Aynı şekilde. 'Halepçe'den kimyasal bomba yağdırılırken bize sahip çıkmadınız' duygusunu yaşayan bir kısım Kürt var. Suriye'ye kimyasal bomba atıldığında bütün medya çok ilgilendi. Türkiye'nin çevrisindeki tüm komşularıyla teması var. Orada olan bir hadise Türkiye'de yaşayan insanları daha çok etkiliyor. Ama burada soğukkanlılık hakim. İnsanlar daha sabırlı yaklaşıyorlar. Onun için biraz daha rasyonel adımlar atabiliyorlar. Rojova'daki komisyonun hazırladığı raporda katliam olmadığı, katliamın olduğuna ilişkin herhangi bir belgeye ulaşılmadığını söylediler.