Türkiye - İsrail gerginliği ve MEDYAmız!..
İplerin koptuğundan tutun da Akdeniz’de Türkiye – İsrail savaşı çıkacağına kadar her konuda yine mutabık kaldı mübarekler…
ADNAN BERK
OKAN
Çocukluğumdan beri Türkiye - İsrail; Türkiye -
Yunanistan arasında bu kabil kavgaların
basında abartılarak verildiğinin canlı
tanığıyım…
Belki bin kere “Türkiye – İsrail arasında ipler
koptu” diye manşet okudum gazetelerimizde…
Karşılıklı olarak büyük elçiler çekildi, ilişkiler 2.
Kâtip düzeyine düşürüldü falan...
Ya da Türkiye ile
Yunanistan'ın savaşın eşiğine geldiğini
okudum gazetelerde...
Neden?..
Çünkü...
Haydi hayırlısı!.. Ak Parti Hükümeti'nin "muktedir" olmaya başlamasıyla birlikte alışıldık bir habercilik gazetelerimizde yapılmaz oldu. Kısaca anlatayım... Bir zamanlar, yıl sonuna yakın TSK'nın bütçesinde kalan para ana bütçeye devredilirdi... Daha doğrusu para kalmışsa kanun gereği devredilmesi gerekirdi... İşte o bakiye para ana bütçeye devredilmesin diye paşalar, silah komisyoncusu eski büyükelçiler ve kimi medya patronları el ele verir bir oyun plânlardı... Oyun gereği medya patronları en başarılı(!) muhabirlerini Yunanistan'a gönderir, Türkiye ile savaşa hazırlandıklarını, çok büyük paralar harcayıp yeni silâhlar, uçaklar, tanklar, denizaltılar satın aldıklarını falan fotoğraflarıyla haberleştirirlerdi... Bunun üzerine Türk halkı galeyana gelir, ordumuzun da aynı silâhların daha pahalılarını almasını isterdi... Bizim paşalarımız da alırlardı tabi... Böylece o silâh satın alımından elde edilen komisyon guruplar arasında pay edilir, bu arada silâhları sigorta eden medya patronları ayrıca bir de sigortacılıktan malı götürürlerdi... Yani dostlar... Medya patronlarından kimilerinin Türkiye ile Yunanistan'ı savaşın eşiğine getirdiklerine o kadar çok tanıklık ettim ki; medya dünyasının patronlarından soğudum... Şİmdi dikkat ediyorum... Daha düne kadar birbirlerini yiyen medyalar; İsrail'le savaşı kaşımak için bir anda kanka oldular... Haydi hayırlısı!.. |
Bu tür gerginliklerle iki ülkede de hükümetler, seçmenleri
gazını alıyor…
Bir tür “toplumsal mastrübasyon” da
diyebiliriz bu gerginliklere…
Serdar Turgut’un köpeğine kendi eliyle
yaptırdığı boşaltımın bir benzeri yani…
Ve tabii bu gerginlikler siyasetçilerin, "ne onlarla ne
de onlarsız" yapamadığı gazetelere tiraj
aldırıyor…
6-7 Eylül 1955 olaylarının temelinde
Hürriyet’in “tiraj
alma” ihtirası yatar…
Keza Kıbrıs’ı
Türkiye’nin başına belâ olarak saran da
yine aynı gazetenin bitmez tükenmez tiraj
hırsıdır…
Terör örgütünü bu kadar ünlü eden
kim?..
Türkiye medyası tabii ki...
Örgüt bir taraftan daaağlarda ve kentlerde katliam yaparken, diğer
taraftan da ünlü ve etkin köşe yazarlarımız örgütün
lideriyle söyleşiler yapıyor, onun görüşlerini
kamuoyuna duyuruyorlardı...
Çünkü örgüt lideriyle yapılan söyleşi ve fotoğraflaı
satıyordu...
Müşterisi vardı...
Hâsılı...
Türkiye - İsrail, Türkiye - Yunanistan gerginlikleri
de hem halkın gazını alır hem de gazeteler tiraj…
Son 20 yıldır da özel televizyonların
“reyting” kaynağıdır
Türkiye ile bu iki ülke arasındaki
gerginlik haberleri…
Hatırlayın…
Ortada İsrail’in özür dileyeceğine
ilişkin tek bir emare yokken; gazetelerimiz hemen her gün
İsrail’in özür dileyeceğini neredeyse
aynı başlıklarla haber yaptılar…
Neden?..
Kamuoyunu hazırlamak için…
Germeye, daha fazla tahrik olmaya hazır hale getirmek için…
Ön sevişme gibi bir şey yani…
Kamuoyu İsrail’in özür dileyeceğine
şartlanacaktı…
Ve…
Aksi olursa ki öyle olacağını hepsi biliyordu; o zaman da şimdiki
gibi “savaş tamtamları” çalacaklardı…
Çalıyorlar…
İplerin koptuğundan tutun da Akdeniz’de Türkiye –
İsrail savaşı çıkacağına kadar her konuda yine
mutabık kaldı mübarekler…
Böylece borsalarda istedikleri kâğıtla diledikleri gibi
oynayacaklar, kerizleri bir güzel
silkeleyeceklerdi…
Bir gün, iki ülkenin dışişleri bakanlarının aylardır gizlice
buluşup, NATO tatbikatları ve Ortadoğu’daki
gelişmeler karşısında ortak tavır almak için
çalıştıklarını öğreneceksiniz…
“Vay anasını” diyecek bir sonraki kavgaya
kadar da zaman zaman hatırlayacak ama sonunda unutacaksınız…
14 KASIM 1994 TARİHLİ MLLİYET'İN 1. SAYFA
MANŞETİ
Bugünkü gerginliğin aynısını yaşadığınızdaysa çoğunuz bugünleri,
hatırlamayacak bile; yine gazete manşetleri ve TV haberlerindeki
yaygaralara bakarak telâşlanacak, o
haberlere göre strateji
belirleyeceksiniz…
Hayat böylece akıp gidecek…
Çünkü yaklaşık 60 yıldır böyle aktı geçti bu zaman
denilen “süreç”…
adnanberkokan@gmail.com