Türker Ekşi'nin defterini dürdü!
Radikal yazarı Yıldırım Türker Oktay Ekşi'nin istifasına yol açan süreci basın özgürlüğü bağlamında değerlendirmemek gerektiğini söyledi ve bakın neler yazdı...
GAZETECİLER.COM -
Oktay Ekşi'nin istifası ile sonuçlanan süreci
"Cuşuhuruşa kapılan cengâverlerin zaafıdır. Hep daha ileri,
daha ileri derken kendilerini kıçüstü buluverirler." diye
sorumlayan Radikal'in sol kanat yazarı Yıldırım Türker, yazısında
ilginç bir analiz yaptı.
"Meseleyi basın özgürlüğü bağlamında tartmaya hiç niyetim yok. Demokrat olmakla peygamberliğe heves etmek arasındaki farkı biliyorum, çok şükür. Voltaire’in ünlü sözüyle yiğitlik taslayanlara da gülüp geçiyorum doğrusu. Üstat elbette fikirlerden söz ediyordu. Muhbir, vahşi devlet işbirlikçisi, oturduğu yerden gözünü kırpmadan insanları ölüme gönderebilen, linç çağrıcısı, ayrımcı zevatın haklarını demokrat olmak adına korumaktan değil.
Ekşi beyin pek efendi, pek saygılı, pek ince biri olduğunu dinleyip okuma fırsatı bulmuş olduk böylece. Benim son gördüğümde, karşısındaki nefret ettiği Kürt yazarın sözlerini küçümsediğini belirtmek için kirli bir sırıtışla ekranda rol çalıyordu."
"Küfretmek rahatlatır. Öfkeyle dolup taşan, aradığı şefkati kaba küfrün iğneli kollarında bulur. Ama kaba küfür, azgın öfkeyi yatıştırmaz, aksine zehrini güçlendirir. Çünkü akılla yoğrulmamıştır." diyen Yıldırım Türker'in yazısının tamamını okuyabilirsiniz.
"Meseleyi basın özgürlüğü bağlamında tartmaya hiç niyetim yok. Demokrat olmakla peygamberliğe heves etmek arasındaki farkı biliyorum, çok şükür. Voltaire’in ünlü sözüyle yiğitlik taslayanlara da gülüp geçiyorum doğrusu. Üstat elbette fikirlerden söz ediyordu. Muhbir, vahşi devlet işbirlikçisi, oturduğu yerden gözünü kırpmadan insanları ölüme gönderebilen, linç çağrıcısı, ayrımcı zevatın haklarını demokrat olmak adına korumaktan değil.
Ekşi beyin pek efendi, pek saygılı, pek ince biri olduğunu dinleyip okuma fırsatı bulmuş olduk böylece. Benim son gördüğümde, karşısındaki nefret ettiği Kürt yazarın sözlerini küçümsediğini belirtmek için kirli bir sırıtışla ekranda rol çalıyordu."
"Küfretmek rahatlatır. Öfkeyle dolup taşan, aradığı şefkati kaba küfrün iğneli kollarında bulur. Ama kaba küfür, azgın öfkeyi yatıştırmaz, aksine zehrini güçlendirir. Çünkü akılla yoğrulmamıştır." diyen Yıldırım Türker'in yazısının tamamını okuyabilirsiniz.