Türk basınının kara tarihi ve talihi

90’lı yıllardan sonra öldürülen gazeteci sayısı İttihat-Terakki ve 12 Eylül dönemlerinden fazla.

Bugün 6 Nisan… Türk basınının ‘’Öldürülen Gazeteciler’’ günü…

Galata Köprüsü üzerinde  6 Nisan 1909 günü kurşunlanarak öldürülen Serbesti Gazetesi Başyazarı Hasan Fehmi'nin ölüm tarihini  ‘’Öldürülen Gazeteciler’’ günü  olarak belirleyen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti  o tarihten bu yana her  yıl öldürülen gazetecileri anıyor.

Türk basınının bu kara tarihine bakınca, 90’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar geçen süreçte öldürülen gazeteci sayısının, İttihat ve Terakki döneminden de 12 Eylül döneminden de daha fazla olduğunu görüyoruz. 
 
12 Eylül döneminde -78 yılından başlayarak- sekiz gazeteci öldürülmüş.

Darbeden sonra 8 yıl ara verilen cinayetlere 1988 yılından sonra tam gaz devam edilmiş.
 
Gazeteci ölümleri 1988’den 90’lı yılların sonuna kadar tırmanarak sürüyor ve tam 41 gazeteci öldürülüyor bu süreçte*.

Cinayetlerin en  yoğun olduğu zaman dilimi ise 1992 ve 93 yılları.

1992’de on dört gazeteci, 93’te ise sekiz gazeteci öldürülüyor. (Bu arada, 1993-94 yılında kurulan ‘’kontrterör’’ dairesini de hatırlamakta yarar var.)
 
1999’da Ahmet Taner Kışlalı’nın ölümünden sonra ilginç bir şekilde 12 Eylül dönemindeki gibi  8 yıllık bir durgunluk oluyor ve 2007 yılında Hrant Dink’in öldürülmesiyle yeni sezon açılıyor…

Anlaşılan o ki Ergenekon operasyonu sayesinde ava giden ''kimi'' avcılar avlanmasaydı bugün anmamız gereken gazeteci sayısı çok daha fazla olacaktı.


Hasan Fehmi’den Hrant Dink’e öldürülen gazetecilerin listesi:

Hasan Fehmi Bey/Serbesti  İstanbul 6 Nisan 1909
 
Ahmet Samim/Sada-yı Millet  İstanbul 19 Temmuz 1910
 
Zeki Bey/Şehrah  İstanbul 10 Temmuz 1911
 
Şair Hüseyin Kami/Alemdar  Konya 1912 veya 1914

Silahçı Tahsin/Silah ve Bomba  İstanbul 27 temmuz 1914
 
Hasan Tahsin/Hukuk-u Beşer  İzmir 27 Temmuz 1919
 
 İştirakçi Hilmi/iştirak,Medeniyet  İstanbul 1922
 
Ali Kemal/Peyam-ı Sabah  İzmit 1922
 
Hikmet Şevket  1930
 
Sabahattin Ali/Marko Paşa  Edirne 1948
 
Adem Yavuz/Anka Ajansı  Kıbrıs 27 Ağustos 1974
 
Ali İhsan Özgür/Politika  İstanbul 21 Kasım 1978
 
Cengiz Polatkan/ Hafta Sonu  Ankara 1 Aralık 1978
 
Abdi İpekçi/Milliyet  İstanbul 1 Şubat 1979
 
İlhan Darendelioğlu/Ortadoğu  İstanbul 19 Kasım 1979
 
İsmail Gerçeksöz/Ortadoğu  İstanbul 4 Nisan 1980
 
Ümit Kaftancıoğlu/TRT  İstanbul 11 Nisan 1980
 
Muzaffer Fevzioğlu/Hizmet  Trabzon 15 Nisan 1980
 
Recai Ünal/Demokrat  İstanbul 22 Temmuz 1980

 
Mevlüt Işıt/Türkiye  Ankara 1 Haziran 1988
 
Seracettin Müftüoğlu/Hürriyet  Nusaybin 29 Haziran 1989
 
Sami Başaran/Gazete  İstanbul 7 Kasım 1989
 
Kamil Başaran/Gazete  İstanbul 7 Kasım 1989
 
Çetin Emeç/Hürriyet  İstanbul 7 Mart 1990
 
Turan Dursun/İkibine Doğru veYüzyıl Dergileri  İstanbul 4 Eylül 1990
 
Gündüz Etil  1991
 
Mehmet Sait Erten/Azadi  Denk Diyarbakır 1992
 
Halit Güngen/İkibine Doğru  Diyarbakır 18 Şubat1992
 
Cengiz Altun/Yeni Ülke  Batman 25 Şubat 1992
 
İzzet Kezer/Sabah  Cizre 23 Mart 1992
 
Bülent Ülkü/Körfeze Bakış  Bursa 1 Nisan 1992
 
Mecit Akgün/Yeni Ülke  Nusaybin 2 Haziran 1992
 
Hafız Akdemir/Özgür Gündem  Diyarbakır 8 haziran 1992
 
Çetin Ababay/ Özgür Halk  Batman 29 Temmuz 1992
 
Yahya Orhan/Özgür Gündem  Ceylanpınar 9 Ağustos 1992
 
Hüseyin Deniz/Özgür Gündem  Ceylanpınar 9 Ağustos 1992
 
Musa Anter/Özgür Gündem  Diyarbakır 20 Eylül 1992 

Yaşar Aktay/Serbest  Hani 9 Kasım 1992
 
Hatip Kapçak/Serbest  Mazıdağı 18 Kasım 1992
 
Namık Tarancı/Gerçek  Diyarbakır 20 Kasım 1992
 
Uğur Mumcu/Cumhuriyet  Ankara 24 Ocak 1993
 
Kemal Kılıç/Yeni Ülke  Şanlıurfa 18 şubat 1993
 
Mehmet İhsan Karakuş  Silvan 13 Mart 1993
 
Ercan Güre/ HHA  20 Mayıs 1993
 
İhsan Uygur/Sabah  İstanbul 6 Temmuz 1993
 
Rıza Güneşer/Halkın Gücü  14 Temmuz 1993
 
Ferhat Tepe/Özgür Gündem  Bitlis 28 Temmuz 1993
 
Muzaffer Akkuş/Milliyet  20 Eylül 1993
 
Nazım Babaoğlu/Gündem  12 Mart 1994
 
Erol Akgün/Devrimci Çözüm  1994
 
Seyfettin Tepe/Yeni politika  28 Ağustos 1995
 
Metin Göktepe/Evrensel  İstanbul 8 Ocak 1996

 Kutlu Adalı /Yeni Düzen  Kıbrıs 8 Temmuz 1996 

Selahattin Turgay Daloğlu  İstanbul 9 Eylül 1996 

Reşat Aydın/AA, TRT  20 Haziran 1997
 
Ayşe Sağlam Derince  3 Eylül 1997
 
Abdullah Doğan Candan Fm  Konya 13 Temmuz 1997
 
Ünal Mesutoğlu/TRT Manisa  8 Kasım 1997
 
Mehmet Topaloğlu Kurtuluş  Adana 1998
 
Ahmet Taner Kışlalı/Cumhuriyet  Ankara 21 Ekim 1999 

Hrant Dink/Agos  İstanbul 19 Ocak 2007
 

* Aşağıdaki iki ölümü de bu listeye eklemekte yarar var:

- 1992’de kaza sonucu ölen Star TV’nin Yayın Koordinatörü Yekta Okur’un şüpheli ölümü: Okur, yaşamının son üç ayında sürekli ölüm tehditleri alıyordu. Bu yüzden de iki defa savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Trafik kayıtlarına göre kaza sonucu ölmüştü. Ama bir tanık aracın 34 F 1100 plakalı kamyon tarafından sıkıştırıldığını söyledi. Araştırılınca, bu plakanın  yıllar önce hurdaya çıkarılmış bir kamyona ait olduğu ortaya çıktı.

Tayfun Talipoğlu da anılarını derlediği ‘‘Benim Yolum’’ adlı kitapta, Yekta Okur’un şüpheli ölümünü şöyle anlatıyor:

Yekta Okur telefon etti: ‘‘Adalet Bakanı Seyfi Oktay'dan bana randevu al’’ dedi. Temsilci varken bana niye söylüyordu ki...?

Tabii bunları soramazdım. Rica ettim Bakan Oktay'a. Ve günü geldi. Yekta Okur'la ben girdik önce odaya. Ben çıkmaya yeltenince, ‘‘Otur’’ dedi Yekta Okur ve beni ‘‘Ankara Temsilcimiz’’ diye tanıttı. Çıkışta, araba istemedi, ‘‘Yürüyelim biraz’’ dedi. Yeri geldi:
‘‘Efendim, beni öyle tanıttınız ama bu mesleği biliyorsunuz. Duyarsa Orhan Uğuroğlu üzülür, anlatamam da nedenini...’’
Bir an durdu. Bana doğru döndü: ‘‘Bazı problemler var. Onları çözersem, sen temsilci olacaksın. Çözemezsem zaten ben de giderim, sen de’’ dedi.
Aynı gün İstanbul'a döndü. Ve ertesi gün garip bir trafik kazasında öldü...

- Uğur Mumcu cinayeti tanığı Ertuğrul Berkman:  27 Ağustos 1997 tarihinde Bursa-Eskişehir arasında, Bursa yakınlarında geçirdiği bir trafik kazasında öldü. Berkman MİT mensubuydu, ilgi alanı ise Kürt örgütleri ile Batılı gizli servisler arasındaki ilişkilerdi. Ölümünden kısa bir süre önce CHP milletvekili ve Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar ile görüşmüş, Mumcu olayına ilişkin bilgisi olduğunu ancak korktuğunu anlatmıştı. Fikri Sağlar, Berkman'ın ölüm haberine yayın yasağı konduğunu ileri sürdü.  Cenazesine Mahir Kaynak dışında hiçbir MİT mensubunun katılmaması dikkat çekiyordu.