Turgay Güler'den özgür propaganda örnekleri!

Turgay Güler bugünkü yazısında medya kanallarıyla özgürce propaganda yapılabildiğini örnekleriyle gösteriyor.

Turgay Güler seçime 13 gün kala ses kayıtlarının özgürce yayınlandığı, Best FM'de işten çıkarılan radyocu Arzu Çağan'ın "ecelinizle ölmeyeceksiniz" sözlerini, köşe yazarlarının ve siyasetçilerin söylemlerini köşesine taşıdı. 

Turgay Güler bu ortamında, seçime 13 kala kirli bir ittifak olduğunu söylüyor ve bunu neden yaptıklarını bakın nasıl açıklıyor?

Türkiye'de 13 gün sonra seçim var. Siyasetçiler meydanlarda hiç olmadığı kadar özgürce propaganda yapıyor. 

Öylesine özgürce ki; kimileri rakibi hakkında her türlü hakareti, küfrü edebiliyor. 
Öylesine özgürce ki; suç olmasına rağmen dinleme kayıtlarını yayımlayabiliyor. 
Bunlara gazete, radyo, televizyon ve internet medyasında yapılanları da dâhil edebilirsiniz. 
Mesela bir radyocu çıkıp "Ecelinizle ölmeyeceksiniz, acılar içinde öleceksiniz" diyebiliyor. 
Bir köşe yazarı kalkıp "Yatacak yerin yok bilesin. Tükürmesinler diye mezar taşına, toma bekleyecek başında" diyebiliyor. 
Bir terör örgütü 22 yaşındaki bir genci öldürebiliyor. 
Dahası "ben öldürdüm" diyebiliyor. 
Bir genel başkan "Yok sen öldürmedin, elektrikler kesildi!" diyebiliyor. 
Devlete sızmış bir çete ülkenin cumhurbaşkanını, meclis başkanını, başbakanını, genelkurmay başkanını dinleyebiliyor. 
Birileri kalkıp ortalığı savaş alanına çevirebiliyor. 
İşadamları yakıp yıkanlara, kırıp dökenlere, öldürenlere, yağmalayanlara sponsor olabiliyor. 
Sonra da hepsi ağız birliği etmişçesine koro halinde "diktatör" diye bağırabiliyor. 
Çoğu gitti azı kaldı; 13 gün sonra sandık milletin önüne gelecek. 
Millet kendi kaderini tayin edecek bir seçim yapacak. 
Gel gör ki, bu Vandalların milletin tercihine de saygısı yok. 
Onu yok saydığı gibi, vereceği oyu da önemsemiyor. 
"Yüzde seksen de alsan, nafile" diyebiliyor. 
Çünkü o yüzde sekseni "bidon kafalı" olarak görüyor. 
"Göbeğini kaşıyan adam" olarak! 
Peki tüm bunları niçin yapıyor? 
Onu da cemaatçi yazarın ağzından dinleyelim: 
"Yarının Türkiye'sinde AKP'yle teması olan hiçbir kurum, kuruluş ve yapı kalmayacak. Erdoğan'la birlikte hareket eden bütün yapılar, buna cemaatler ve tarikatlar da dâhil, tasfiye edilecek." 
Böyle söylüyor muhterem! 
Soralım o halde neye güvenerek söylüyor? 
Şüphesiz yaptığı kirli ittifaklara! 
Yere göğe sığdıramadığı 
İsrail'e. 
Kucağında uyuduğu Amerika'ya
Ananas gönderdiği işadamına. 
Oyunu vereceği partiye. 
Kurtardığı medya patronlarına. 
Anglosakson şeytani zekâya.  
Sokakları yakıp yıkanlara. 
Tek bir amaçları var. Bürokratik bir vesayet oluşturmak, kukla bir iktidar kurmak. 
Bu iktidarlarını önümüzdeki yüz yıl boyunca sürdürmek. 
İşte bu yüzden 30 Mart çok tarihi bir gün. 
CHP'li Savcı Sayan'ın dediği gibi 30 Mart seçimleri, millilerle, gayri milliler arasında olacak. 
O yüzdendir ki; Türkiye gerçek bağımsızlığa hiç bu kadar yakın olmamıştı. 

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Salih Tuna: Ne yapmalı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Melih Altınok: Affı kaldırın Cem Küçük'ten muhalif medyaya milyon dolarlık soru