Tunca Bengin ve Bünyamin Aygün
Milliyet
12 Botta 1000 mültecinin Midilli Adasına varmak için yaşamlarını tehlikeye attığı anları gösterke karelerle desteklenen haberde, gitmelerine izin verilmezse bebeğini suya atmakla tehdit eden babalardan tutun, mültecileri Sahil Güvenlik teknesine alınca bisküvi ve süt dağıtan askerlere kadar pek çok unsur var.
Biz de Tunca Bengin ve Bünyamin Aygün'ü günün muhabirleri ilan ettik.
İŞTE MİLLİYET'İN BUGÜNKÜ BİRİNCİ SAYFASI
Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp insanca yaşayabilmek umuduyla ölümü bile göze alan göçmenler, her türlü engellemeye rağmen bir yolunu bulup Yunan adalarına geçiyor. 24 saat canla başla görev yapan Türk Sahil Güvenlik botları, göçmenlerin büyük bölümünü engelliyor ancak arada kaçanlar da oluyor
Ege sahillerimiz Yunan adalarının yakınlığı nedeniyle göçmenlerin ve insan tacirlerinin en gözde bölgesi... İki kıyının daha yakın olması nedeniyle Kuzey Ege’de yoğun olarak lastik botlar kullanılırken, Güney Ege’de ise daha çok çalıntı ya da hurda teknelerle kaçakçılık yapılıyor. Yani Ege sahillerimizdeki birçok noktadan yüzlerce tekne ya da lastik botlarla her gün binlerce göçmen hedeflerindeki 7 Yunan adasına ulaşmayı deniyor.
Bu hedeflerin başında da lastik botla geçiş denemelerinin en
yoğun görüldüğü Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi sahillerine 5 mil uzaklıktaki Midilli
Adası var. Bu nedenle Behramkale sahillerinde hergün, sabah saatlerinden başlayarak gün boyunca büyük
hareketlilik yaşanıyor. Kaçakçılar kıyılara getirdikleri lastik
botları şişirip üstüne çalıntı bir motor takıyor. Şişme bot denize
indirildikten sonra çakma can yelekli göçmenler balık istifi
üzerine bindiriliyor. Aralarında denizciliğe en yatkın kişiye de
kısa bir sürüş eğitimi verdikten sonra, yeni uygulanan taktik
gereği iki- üç lastik bot aynı anda Müsellim Boğazı’nı aşmak üzere
Ege’ye açılıyor.
Dört saatte 12 lastik bot
Türk Sahil Güvenlik botları da onları çıktıkları bu ölüm yolculuğundan döndürmek amacıyla 24 saat aralıksız müdahale ediyor, daha doğrusu kurtarmak için çabalıyor... Özetle Anadolu ile Midilli arasında kalan Müsellim Boğazı’nda her gün ölümle - yaşam çizgisi arasında bir gel-git yaşanıyor. Ve bu hareketlilik ölümlere ya da kötüleşen hava koşullarına rağmen azalmıyor aksine yoğunlaşıyor. Nitekim bu duruma Genelkurmay Başkanlığı’nın özel izniyle bindiğimiz Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ait botta yaşadıklarımızla biz de tanık olduk.
İçinde bulunduğumuz Üsteğmen Uğur Özdoğan komutasındaki 28 bordo numaralı Küçükkuyu Sahil Güvenlik botu, dört saat içinde Ayvacık ilçesi sahillerinden ayrılarak Midilli’ye doğru yola çıkan ve üzerlerinde bine yakın göçmen bulunan 12 lastik bot tesbit etti. Müsellim Boğazı’nın derin sularında bata çıkan ilerleyen bu lastik botlardaki göçmenler önce sirenle ve Türkçe- İngilizce yapılan sözlü anonslarla durmaları için uyarıldı.
Göçmenlerin aksi yönlere kaçmalara üzerine de ileri-geri
manevralarla önleri kesilerek sabırla ikna denemeleri yapıldı.
Saatler süren bu müdahalenin sonunda da Aylan bebeklerle dolu 12
lastik bottan 7’si bölgede devriye görevi yapan iki Sahil Güvenlik
botunun da desteğiyle durdurularak, üzerlerindeki göçmenler
güvenliğe alındı. Yola devam edemeyeceğini anlayan 3 lastik bot ise
geri döndü. Bu kargaşa da iki lastik bot Yunan karasularına
geçti.
Aylan’lar nasıl kurtarıldı?
Hemen söyleyelim bu hiç de kolay olmuyor. Çünkü yanlış bir hareket ya da aşırı dalgalanmada lastik botun alabora olması söz konusu. Dahası karşıya geçmeyi kendileri için kurtuluş olarak gören bu insanlar durmaya hiç niyetli değil, sonuna kadar direniyorlar.
Sahil Güvenlik ekiplerini durdurmak için erkekler bağırıyor, kadınlar ağlıyor, Aylan bebekler havaya kaldırılıp, denize atılmakla tehdit ediliyor. Yani oldukça riskli, vicdanları yaralayan ve sabır isteyen bir müdahale. Ve bu yaşananlardan etkilenmemek mümkün değil İşte fotoğraf editörümüz Bünyamin Aygün’le beraber tanık olduğumuz o hayat kurtarma operasyonunun detayları:
08.00:Üsteğmen Uğur Özdoğan komutasındaki 28 numaralı 2014 yapımı “Kaan” tipi botla Küçükkuyu Sahil Güvenlik İskelesi’nden hareket ediyoruz. 22 metre uzunluğundaki teknede komutan dışında dördü rütbeli beş mürettebat var. Botu Komutan Özdoğan kullanıyor, astsubaylardan biri masa başında radarı diğeri ayakta dürbünle ufku gözlüyor, Çarkçıbaşı’nın dikkati de motorun üzerinde. Tam yol (yaklaşık 100 kilometre hız) Müsellim Boğazı’na ilerliyoruz.
08.33:Behramkale açıklarında kıyıdan uzaklaşan bir karaltı farkediliyor. Yaklaştıkça büyüyor ve üzerlerinde portakal rengi can yelekleri bulunan insanları görüyoruz. 28 numaralı bot hız kesip, siren çalarak suda batıp çıkan lastik bota yöneliyor. Aynı anda da komutan Özdoğan Türkçe ve İngilizce anonsa başlıyor. ‘Can güvenliğiniz için motorlar stop.’ Lastik bot durmak yerine kaçmaya çalışıyor.
08.46:Sahil Güvenlik botu dalga yaratmamak için düşük hızla ileri-geri manevralar yapıyor. Yanlış ya da aşırı bir hareket lastik botun alabora olmasına yol açabilir. 28 numaralı bot göçmenlerin bulunduğu lastik bota yanaştığında durumun vahametini görüyoruz. İki sıra halinde dizilen erkeklerin arasında çok sayıda kadın, çocuk ve bebek var. Israrla ‘makineler stop’ anonsu devam ediyor, bu sırada göçmenler arasında durma ile kaçma arasında anlaşmazlık yaşanıyor.
09.00:Göçmenler, 28 numaralı bottan atılan halatı tutuyor. Bağıran erkeklere, ağlayan kadınlara Arapça, Farsça sözcüklerle sakinlik çağrısı yapılırken, lastik bota atlayan bir astsubay, kıçtaki motorun ateşleme düzeneğini söküyor. Ardından da önce çocuklar ve kadınlar olmak üzere göçmenler hızla Sahil Güvenlik Botuna alınıyor. 7 metrelik bottan yaklaşık 60 kişi sayıyoruz.
09.10:Göçmenlere, battaniye su dağıtılırken, kıyıdan uzaklaşan
iki lastik bot daha fark ediliyor. 28 numaralı bot siren çalarak
rotasını onlara çevirdiğinde aksi yönlere doğru kaçmaya
başlıyorlar. 28 numaralı bot birine odaklanıyor ve komutan Özdoğan
anonsa başlıyor: ‘Can güvenliğiniz için durun, makinalar stop.’
Lastik bot durmak yerine sert bir manevrayla yönünü Behramkale’ye
çevirerek karaya dönüyor. Kıyıda hazırlık yapan iki bot daha var ve
arkadaki ağaçların arası derme çatma çadırlar ve üzerlerinde
portakal rengi can yelekleri bulunan insanlarla dolu...
09.15:Komutan Özdoğan, o bölgeye karadan müdahale için Jandarma ile temasa geçiyor, ardından da aksi yöne kaçtıktan sonra uzaklaşan lastik bot için yakındaki bir başka Sahil Güvenlik botunu bilgilendiriyor. Çünkü 3-4 mil ileride radarda tespit edilen 2 lastik bot daha var.
09.40:Yunan karasularına doğru yaklaşan iki lastik botla temas kuruyoruz. Görüntü yine sağlı sollu dizilmiş erkekler, ortada çocuklar ve üzerlerine kapanmış ağlayan kadınlar. Göçmenler ‘direnmeyin’ çağrısı üzerine bebekleri havaya kaldırıp ‘denize atarız’ diye tepki gösteriyor. Yunan sahil botu burnumuzun dibinde kendi karasularından gelişmeleri seyrediyor.
10.02:Kaçamayacağını anlayan göçmenler arasında tartışma yaşanıyor. Dümendeki zorluyor, baştakiler ‘duralım’ diyor. Daha fazla direnemeyen göçmenlerin bulunduğu lastik bot, güvenli bir şekilde 28 numaralı bota bağlanıyor. Çocuklardan başlayarak 50’den fazla ikinci göçmen grubu bota alınıyor. ıslanan çocuklar battaniyelere sarılıyor, ardındanda çikolatalı bisküvi ve süt veriliyor. Artık güvendeler. Botun kıç tarafında toplanan göçmenlerin sayısı sayısı 100’ün üzerine çıkıyor. Bunu fırsat bilen takipteki lastik botlardan biri Yunan karasularına geçiyor.
10.22: Göçmenlerin bir bölümünü aktarmak için beklenen 8
numaralı Sahil Güvenlik botu geliyor. Aldıktan sonra Küçükkuyu’ya
götürmek üzere uzaklaşıyor.
Kıyıda yeni süreç başlıyor
11.00: İçinde bulunduğumuz 28 numaralı bot da göçmenleri bırakmak için rotasını Küçükkuyu’ya yönlendiriyor. Sahile yakın seyrederken kıyıdan açılan 3 lastik bot daha farkediliyor ve rota değiştirerek üzerlerine gidiyoruz. Sahil Güvenliğin kendisini gördüğünü anlayan botlar hızla geri dönüyor.
11.10:Ege’de devriye görevi yaparken aldığı göçmenleri Ayvalık’a bırakan bir başka Sahil Güvenlik Botu Müsellim Boğazı’na giriyor. Kıyıdan açılan yeni lastik botlara siren çalarak ve anonslarla müdahaleye başlıyor.
11.45:Küçükkuyu Sahil Güvenlik İskelesi’ne yanaşıyoruz.
Botlardan indirilen göçmenler Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın
çeşitli birimlerinden takviye olarak gelen destek ekiplerine teslim
ediliyor ve yeni bir süreç başlıyor. Göçmenlerin önce kimlik
tesbitleri yapılıyor, kısa bir sorgudan sonra da sağlık kontrolünden geçirilmek üzere,hastaneye oradan
da Ayvacık’taki Göçmen Geri Gönderme Merkezi’ne sevk ediliyor.
‘Yamalı botlarla yola çıkarıyorlar’
İzmir, kaçakçılarla mücadelenin kalbi