Tönbekici internet yasaklarına isyan etti!

Vatan yazarı Mutlu Tönbekici sonu gemleyen internet yasaklarına isyan etmiş bugün.

GAZETECİLER.COM
Vatan yazarı Mutlu Tönbekici sonu gemleyen internet yasaklarına isyan etmiş bugün. "Şu an ülkemizde çok büyük bir rezalet ve felaket yaşanıyor. Ama öyle böyle değil..." diyen Tönbekici acil değişim istiyor...

İnternet ablukasına son!

Şu an ülkemizde çok büyük bir rezalet ve felaket yaşanıyor. Ama öyle böyle değil.

Sözünü ettiğim rezalet youtube’a veya yasaklı 7500 siteye daha girmek veya girememek değil. Sözünü ettiğim rezalet çok daha büyük.. Geçen gün yazdım, ancak uzman internet kullanıcısı olmayanlar olayın NE kadar vahim olduğunu tam olarak anlamış değil.

Geçtiğimiz hafta, Türk internet kullanıcıları birden bire internette bir yavaşlık hissetmeye, sitelere erişimde bir zorluk çekmeye başladılar. Kimi siteler aramalarda hiç çıkmıyor, kimi sitelerin içindeki haritalara ulaşılamıyor, kimi sitelerdeki fotolarda bir acayiplik var. Sonra site sahipleri siteleriyle ilgili verilere ulaşamaz oldular. Kaç kişi ziyaret ediyor, hangi kelimeleri aratıp gelmişler, kaç dakika kalıyorlar, kaç sayfayı tıklıyorlar, hangi ülkelerden gelmişler... Dahası şirketler belge paylaşım adreslerine giremez oldular. Google Earth, Google Maps, Google Translate gibi sitelere de girilmez oldu. Ve kimse ne olduğunu anlamadı. Herkes önce web masterini sonra birbirini aramaya başladı. Ne oluyor bilen var mı?

Sonra anlaşıldı.

Biliyorsunuz 2 yıldır YouTube’a erişim engelleniyor ülkemizde. 2008’de alınan bir mahkeme kararıyla YouTube’a biz Türkiyeli kullanıcıların girmesi yasak. Ancak yasak rahat rahat delinebiliyordu. Bu yasağı delinemez hale getirmek için bu sefer bizim çıkış kapımız değil onların giriş kapısı kilitlendi. Ve lakin YouTube ile Google’un Analytics, Earth, Map, Doc gibi hayati önemdeki 30’a yakın servisi aynı kapıdan girip çıkıyor. Zira Google, YouTube’u satın aldı ve bu ikisi aynı IP havuzunu kullanmaya başladılar. Yani bizim Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) apartmandaki 5 nolu daireye giremeyelim diye apartmanın ana kapısı kilitledi. Bize da haber vermeye zahmet etmedi.

Bu ne demek? Bu tam bir rezalet demek. Hadise çoluk çocuk eğlencesine girip çıkamamak değil artık. Hadise Türkiye’deki on binlerce sitelerin çalışmaz hale gelmesi demek. Zira kullanılamayan Google servisleri on binlerce sitenin can damarı, temeli, ölçüm ve analiz enstrümanı. Şu an Türkiye’de o siteler üzerinden yayın yapan, iş yapan, işlem yapan on binlerce, belki yüz binlerce insan saçını başını yolmakta. Bir internet sel felaketi yaşanmakta.
Üstelik bu dalga dalga yayılmakta. Önümüzdeki günlerde daha beter olacak. Daha binlerce insanın canı yanacak.
Peki hukuki bir dayanağı var mı?

Yok. Mahkeme kararı sadece YouTube’un IP numaralarına (yani kapısına) kilit vurabilirsin diyor. Başka bir siteye erişimi engelleyemezsin diyor.


***


Düne kadar “Google’a yasak getirmedik. Ne yapalım yani YouTube ile kapıları aynıysa. Ayırsalardı.. Onların suçu” gibi açıklamalar yapılırken bugün, itirazlar yükselip ve işin hukuki dayanağının olmadığı ortaya çıkınca Ulaştırma Bakanlığı işi çok daha tuhaf bir yere getirdi.

Google’ın, sahibi olduğu YouTube sitesine konulmuş erişim yasağına dikkat çekmek için bilerek ve isteyerek ikisinin IP numaralarını ortak bir havuza attığını, bu nedenle bizlerin Google servislerine ulaşamadığımızı, suçun tümüyle Google’da olduğunu iddia etti. (Bkz: Sansürcü zihniyeti düşünemeyip, önlem almadıkları için suçlu duruma düşmek)
Ayrıca konuyla hiç ilgisi olmadığı halde adamları vergi kaçakçısı ilan etti. Türk vergi mükelleflerinden dünyanın reklam parasını topladığı halde Türkiye’ye vergi vermediğini çünkü bir Türkiye ofisi olmadığını... Vatandaşların bundan rahatsız olduğunu.
Ah bu sıkışılınca ortaya çıkıveren “rahatsız vatandaşlar”.. Kim farkındaydı acaba şimdiye kadar?

Ekonomi servisinden öğreniyorum ki Google’a daha önce de 71 milyon TL vergi cezası kesilmiş zaten. Şimdi de YouTube’e vergi mükellefi olmadığı halde 30 milyon TL vergi tahakkuk ettirilmiş.

Vergi başka bir şeydir, vatandaşını mağdur ettirmek başka bir şeydir. Onlardan vergi alamıyorum diye kendi vatandaşını iflas ettirince mutlu olacak mısınız? Bizler vergi veremez hale gelince kim kurtaracak devleti?

Ayrıca vergi kaçıran/kaçırdığı iddia edilen üretime devam edemez diye bir şey de yok. Bu ülkede vergi borcu olmayan büyük şirket tanımıyorum ben. Sen, ben, yenge ödüyor sadece vergisini..

Konuya devam edeceğiz, hem de çok fena devam edeceğiz.
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları