TMSF'nin kararı Türkiye'yi 50 yıl geriye mi götürdü?
TMSF yönetimindeki Show TV, 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde Hollanda ile oynayacağımız kritik mücadeleyi yayınlamıyor
Konuyu köşesine taşıyan Milliyet Gazetesi yazarı Attila Gökçe'nin 'Düğmeye kim basacak?' başlıklı yazısının bazı bölümleri şöyle:
TMSF KARAR ALDI TÜRKİYE 50 YIL GERİ GİTTİ
"Futbolumuz, bugüne kadar eşine rastlanmamış bir krizle karşı
karşıya. Hollanda- Türkiye milli maçını televizyondan izleyip
izleyemeyeceğimiz henüz belli değil.
TMSF'nin 11 Mart'ta aldığı "Show TV'nin maçı
yayınlamaması" kararı, son anda değişmezse, bilin
ki 50 yıl geriye gidip Hollanda- Türkiye maçını radyodan dinleyip
gazetelerden okuyacağız. Tıpkı 60'lı yıllarda olduğu gibi.
O yıllarda sınırlı da olsa maçın iki - üç dakikalık özetini
sinemalarda "Dünya Haberleri" gösterimi ile
izleyebiliyorduk. Ama TMSF'nin kararı hukuk açısından o kadar
bağlayıcı ki, bugünkü yayın hakları nedeniyle hiçbir kanalda özeti
bile yayınlanamaz. Dijital çağımızda maç görüntülerine ulaşmak
teknolojik olarak sonsuz kolaylıklarla mümkün olsa da -internet
dahil- canlı yayını elde edemezsiniz.
TMSF, SHOW TV'NİN
YÖNETİMİNİ ÜSTLENMİŞ DURUMDA
Futbolda 2016 Avrupa Şampiyonası ile 2018 Dünya Kupası
eleme maçlarının yayın hakkı 2014 Mart'ında UEFA tarafından ihaleye
çıkarıldı. Bu ihalenin Türkiye haklarını Sadettin Saran'ın
şirketi kazandı. Saran, daha sonra alt lisans anlaşmasıyla bu
hakkını AKS TV'ye verdi. Bilindiği gibi TMSF, AKS TV'nin yayın
kanalı olan Show TV'nin yönetimini üstlenmiş durumda. Bugüne kadar
kanal yönetiminin personeline dokunmadılar. Ne var ki konu
Show TV'den yayınlanacak maçlara geldiğinde üst yönetim 11 Mart'ta
Hollanda maçını "yayınlamama" kararı aldı.
Öğrendiğime göre, Saran Holding ile TMSF ya da AKS TV arasında karar sonrası hiçbir resmi görüşme yapılmamış. Temsilciler ya da teknik ekipler arasında bir diyalog olabilir. Ama o düğmeye kim basacak? TMSF ile Saran arasındaki sözleşme şu ana kadar feshedilmiş değil. Dolayısıyla bu maçın Show TV dışında bir kanaldan yayınlanması hem hukuk açısından, hem de teknik koşullar bakımından adeta imkansız!"