Tevfik Güngör kazandı...

Tevfik Güngör’ün bugünkü Dünya’da “Milli gelirdeki gerilemeyi ‘ciddiye almak’ zorundayız” başlıklı yazısıyla kazandı...

Biz anayasa değişikliğiyle hiç ilgilenmiyoruz…

Kimilerinin “öcü” muamelesi çektikleri değişikliklerden de zerrece korkmuyoruz…

Nihayet bir sistem değişikliğidir…

Parlamentonun falan da bir yere gittiği yoktur…

Konunun Erdoğan üzerinden tartışılması ise muhalefet partilerinin ayıbıdır…

Seçmenlerine “Biz asla iktidar olamayız” mesajı vererek umutlarını kırmaktır…

Ekonomiye gelince…

Bizi asıl ilgilendiren ekonomidir…

Çünkü…

Ekonomiden gelen sinyaller iyi değil hatta tehlikelidir…

Hükümet içinde bu sinyalleri ciddiye alan ise sadece Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’tir…

Ve fakat…

Ve ne yazık ki…

Yaptığı eleştiri ve uyarılar ya medyada kendinde yer bulamamaktadır…

Ya da, iktidara “dostluk” ettikleri zanneden “düşmanlar” tarafından hakaretlere boğulmaktadır…

Bu çerçevede…

Tevfik Güngör’ün bugünkü Dünya’da “Milli gelirdeki gerilemeyi ‘ciddiye almak’ zorundayız” başlığı altında yayımlanan makalesi; anayasa tartışmalarından çok daha değerli, çok daha önemli. Çok daha yararlıdır…

Bizim için “günün kazananı” Tevfik Güngör’dür…

Yazısının tamamı aşağıdadır…

MİLLİ GELİRDEKİ GERİLEMEYİ “CİDDİYE ALMAK” ZORUNDAYIZ

Türkiye İstatistik Kurumu, milli gelir hesaplama şeklini değiştirdi. Yeni hesaplama şekline göre yıllık ve üçer aylık dönemlerdeki büyüme oranları (yeni hesaplama ile zincirleme endeks değişimi) yükseldi.

Şimdilerde büyüme oranlama ile değil, zincirleme endeks ile ölçülüyor.

Basit anlatımı ile 2015 yılının üçüncü 3 aylık döneminde bir sektörün büyüklüğü 100 iken, 2016 yılının aynı döneminde 103 oldu ise, “Zincirleme Endeks” yüzde 3 artmış oluyor. Sektör büyüklüğü 100 İken 97‘ye gerilemiş ise, endeks yüzde 3 azalıyor.

Bir ekonomide, büyüme oranlarının (yeni tanım ile zincirleme endeksinin) eksi (menfi) çıkması, sektörde ve ekonomide küçülmeyi gösterir.

Ekonomi tanımında küçülme, sektörde ve ekonomide “kriz”i işaret eder.

Büyüyen ekonomide, az veya çok her sektörde faaliyet gösterenler, ekonominin tamamında faaliyet gösterenler, üretim artışının gelirini paylaşanlar az veya çok büyümeden yararlanır.

Büyüme hızı (menfi) eksi ise belli sektörde ve ekonomide küçülme var demektir. Yatırımlar, üretim, istihdam, gelir geriliyor demektir.

Türkiye İstatistik Enstitüsü yeni hesaplama ile 2016 yılının birinci 3 aylık döneminde zincirleme endeksin yüzde 4.6, ikinci 3 aylık döneminde yüzde 4.5 oranında arttıktan sonra üçüncü 3 aylık döneminde yüzde 1.8 gerilediğini açıkladı. Bunun anlamı ekonominin 2015 yılının üçüncü 3 aylık dönemine göre, 2016 yılının Temmuz-Ağustos- Eylül aylarında küçüldüğüdür.

Küçülme ve boyutları kamu oyunda yeterince değerlendirilmedi.

Tarımda yüzde 7.7, sanayide yüzde 1.4, imalat sanayinde yüzde 3.2, hizmetler kesiminde yüzde 8.4 oranında küçülme var.

Bu tablo ekonominin yılın üçüncü 3 aylık dönemindeki kötü gidişini ortaya koyuyor.

Kötü gidişin yılın dördüncü 3 aylık döneminde de devam edip etmediğini bilemiyoruz.

Büyük risk 2017 yılında, ekonomi 2017 yılına girdikten sonra da küçülme devam ederse, işte o zaman ekonomide “kriz” durumu ortaya çıkar.

Dolar fiyatının artması kriz değildir. Kriz her ne sebep ile olur ise olsun ekonominin küçülmesi ile ortaya çıkan tablonun adıdır.