Tecavüz karşısında muhafazakar sessizlik
"Cevval değiller de ondan sessizler" desem... Ergenekon, asker vs. konusunda gösterdikleri muhteşem cevvaliyet aklıma geliyor...
Ahmet Hakan (Haklı olarak)
Siirt'teki tecavüz olayını ve o olaya sessiz –
tepkisiz kalan eski dostlarını kaşıyor. O vahim, o
iğrenç, o vahşi tecavüzü ve
tecavüzcüleri kınamayışlarını sorguluyor.
Bakın neler yazıyor o konuda...
Tecavüz karşısında muhafazakâr sessizliği
"Cevval değiller de ondan sessizler" desem...
Ergenekon, asker vs. konusunda gösterdikleri muhteşem cevvaliyet
aklıma geliyor...
"Hoş görmedikleri bir olayı susarak
geçiştiriyorlar" desem... "Eşcinselliği de hoş
görmüyorlar ama maşallah o konuda bülbül gibi şakıyorlar"
cümlesi aklıma geliyor.
"Genelleme yapmayayım" desem... Siirt olayının
gazetelerinin hiçbirinde kibrit kutusu kadar bile haber olmayışı
aklıma geliyor.
"Teori ayaklarına bağ oluyor" desem... Teoriye
büyük iftira atmış olurum, çünkü teorinin en şiddetle itiraz ettiği
suçtur tecavüz...
E peki nedir bu sessizlik?
Neden Ali Bulaç şöyle okkalı bir yazı patlatmaz?
Neden Hayrettin Karaman Hoca töreleri falan darmadağın edecek bir
çıkış yapmaz?
Neden Hüseyin Gülerce, "hocaefendi" konusunda
titizlendiği kadar Siirtli kızlar konusunda titizlenmez?
Neden Mehmet Metiner haykırmaz? Neden Ahmet Taşgetiren Siirt'in
bahtı kara kızlarını ısrarla görmez?
Neden Abdurrahman Dilipak, küçücük kızlara
yönelik organize tecavüz olayını deşmez?Hadi diyelim ki Hüseyin
Üzmez konusundaki suskunlukları, şirret Vakit Gazetesi'nin alçakça
iftiralarına maruz kalmamak için çekinmelerinden
kaynaklanıyordu.
Peki Siirt konusundaki suskunluklarını neye bağlayacağız?
Ahmet Hakan diğer yazılarını