Tebrikler sayın Erdoğan...
Erdoğan’ın, iki kişiden birinin oy vermediği bir siyasi partinin genel başkanı olması, onun yasal olarak cumhurbaşkanımız olmasına mani değil…
Bu ülke
hepimizin…
*
Siyasi tercihlerimiz farklı olsa da…
Ki olmalı…
*
Yaşam ve inanç tarzlarımız
birbirine benzemese de…
Ki benzemeyecektir…
*
Hepimiz aynı milletiz…
Tek bayrağımız var…
Tek devletimiz var…
Tek ülkemiz var…
*
Her iki kişiden biri oy vermese de, aynı kişiye
“cumhurbaşkanımız” diyoruz…
Diyeceğiz…
Demeliyiz…
*
Erdoğan’ın, iki kişiden birinin oy vermediği bir
siyasi partinin genel başkanı olması, onun yasal olarak cumhurbaşkanımız
olmasına mani değil…
*
Yurttaşlık olarak sorumluluklarımız onun bu yasal hakkına, yasal
makamına saygılı olmak, cumhurbaşkanlığını kabul
etmek…
*
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti
Genel Başkanlığı milletimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile
olsun…
*
Amin…
*
Tebrikler Sayın Erdoğan…
EY ERDOĞAN
MUHALİFİ!..
Nehri zorla dize getiremezsin...
Akışına bırak kendini, kendi gücün gibi kullan onun
gücünü…
*
Her şeyin gelip geçici olduğunu unutma ve olduğu gibi kabullen
bugünü...
*
Erdoğan’ın doğruları
bugün için sana yanlış gelebilir… Bil ki
yarın; senin doğruların, Erdoğan’a yanlış gelecektir…
*
(Sandık gününe kadar) Bırak kendini zamanın
akışına…
*
Oy vermediğin Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığından aldığı gücü, kendi
gücün gibi kullan…
*
Bunun adı “sessizlik” değildir ey muhalif…
Bunun adı:
Sessiz kalmadan yasalara uymak
sorumluluğudur…
*
Dikkat lütfen…
“Zorunluluk” değil, “sorumluluk”…
BİLİYOR
MUSUNUZ?..
Trakyalılar etçi Nusret’in “tuz atma” hareketinin aynısını,
sevmedikleri ya da öfkelendikleri birinin yüzüne tükürerek şöyle
derler:
“Tüüüü… A be tuzlayım da kokmayasın
bâri…”
*
Gelişmiş ülkelerin alâmetifarikaları yeni icatları ve teknolojik
gelişmeye katkı sağlayan gençleri…
Sanatçıları…
Sporcuları…
İhracatları…
Demokrasileri falan…
*
Türkiye’nin yeni alâmetifarikası ise:
“Tuzlama” yapan etçi Nusret…
*
Ne yapalım?..
Böyle başa böyle tarak…
Böyle sofraya böyle börek…
ALACAĞIN OLSUN GÜLSE…
Gülse Birsel’in dünkü Hürriyet’te yayımlanan yazısının başlığı
şöyle:
“Akıl akıl, gel İstanbul’a takıl!“…
*
Aaahhh
Gülse ahhh…
Sen de biliyorsun ki…
Ona öyle demezler...
Peynir ekmek
yemezler...
*
İki gündür içimden sürekli o
ünlü “erke deyişini” söyleyip duruyorum…
*
Var ya…
Alacağın olsun
senin…
Alacağın olsun…
*
Bugün onlarca hanımefendiye
sanat ve insanı
anlatacağım…
Ama…
Dilimin ucunda sürekli “akıl akıl gel ….takıl…”…
*
Ya
konuşurken bugün ağzımdan o “erkek deyişinin” aslı çıkarsa be Gülse?...
*
Alacağın olsun Gülse…
Alacağın olsun…
SAVCININ YÜZÜNÜ KIZARTACAK İDDİALAR
VARSA…
Sözcü’nün avukatı Celâl Ülgen, savcıya meydan
okudu:
“Her yer karanlık, her şey gizlilik içinde.
Delillerin sağlamsa aç dosyanı, neyi
saklıyorsun?..”…
*
Celâl Bey
kardeşim…
Dosyada müvekkillerinin ve senin yüzünü
kızartacak şeyler olmayabilir…
Ama…
Ya…
Savcının yüzünü kızartacak iddialar
varsa…
TEBRİKLER…
İşte Türkiye…
İşte basketbol…
İşte Fenerbahçe…
*
Hepimiz Obradoviç’iz…
Hepimiz Fenerbahçeliyiz…
Hepimiz Aziz Yıldırım’ız…
*
Tebrikler Avrupa Basketbol şampiyonu
Fenerbahçe…