Tarık Akan köy köy gezip böyle bağıracak
Tarık Akan son dönemde filmleriyle değil demeçleriyle gündemde. Ünlü oyuncu iktidarı yaylım ateşine tuttu.
GAZETECİLER.COM - PKK'nın silah
bırakacağına inanmayan Tarık Akan, İmralı sürecinin seçim yatırımı olduğunu düşünüyor.
Akan, Atatürk'ün olmadığı bir anayasaya ya karşı. Anadolu'yu karış
karış gezip 'bu anayasaya oy vermeyin' diyeceğini
söylüyor.
Ergenekon, Balyoz davalarına karşı muhalefetiyle öne çıkan Akan,
Menderes'in asıldığı 1960 darbesini devrim olarak niteliyor.
Sanatçıya göre parçalanma görüldüğünde dünyanın her yerinde olduğu
gibi ilk harekete geçen ordu olmalı. Akşam Gazetesinden Barış
Kocaoğlu sordu, Tarık Akan cevap verdi.
İşte o söyleşiden bir
bölüm:
BU ANAYASADA
ATATÜRK, LAİKLİK DEMOKRASİ YOK
-Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce
Atatürk unutturulmaya mı çalışıyor?
Apaçık
ortada. Bunu Tayyip (Erdoğan) kendisi de söylüyor. AİHM'de 'Kararı
ulemaya sormak gerekir' diye başladı, bugüne getirdi. 'Toplum
isterse laiklikten de vazgeçer' diyen o. Anayasanın 1, 2, 3.
maddelerinden rahatsızlık duyan o. Şu anda müthiş bir laf etti.
Mart sonuna kadar hedefi koydu, sonra kendi yazdığı anayasayı
kamuoyuna götürmeye karar verdi. Hazırladığı anayasanın maddelerini
biliyoruz. Bunlar içerisinde Atatürk, laiklik, demokrasi yok.
Tamamen ABD'nin istediği, onun da İslam mantığına dayalı bir
anayasa çıkarma peşinde. Bana zor geliyor. Eğer başarırsa, bir
Tarık Akan olarak ne işe yarar
bilmiyorum ama herhalde tüm ülkemde adım adım, köy köy, kasaba
kasaba dolaşarak bağırırım. 'Bu anayasaya oy vermeyin' diye.
Sanatçı arkadaşlarımla Anadoluyu karış karış dolaşırız, sonuç ne
olur bilmiyorum.
ORDU İKİ KEZ HATA
YAPTI
- Ordunun hatası olmadı mı hiç?
Bu ordu, her zaman
Atatürkçü ve laiktir. Evet, iki defa hata yapmıştır. 70/80
dönemlerinde ABD'nin gücü ve isteği doğrultusunda hareket etmiştir.
Ama 1986'dan sonra bu ordu Amerika'yla tüm ilişkilerini
koparttı.
Demokrasinin üzerinde bir baskı, parçalanma görüldüğünde ilk hareketlenen o ülkenin silahlı güçleri. Başta ordu, arkasından polis, arkasından milli istihbarat, onun arkasından bilim insanları ve öğretim görevlileri olur. Sonra halk gelir. Bu, yok olmayı önleyen güçlerdir. Dünyanın her yerinde böyledir.
28 ŞUBAT DARBE DEĞİL
Mİ?
- 28 Şubat'tan darbe olarak söz etmiyorsunuz.
Solcu arkadaşlarım da kızar. Benim düşüncem öyledir. 1960 darbe
değil, devrimdir. 28 Şubat kararları 'Postmodern darbe' derler.
Asla öyle bir kelimeyi kullanmam. 28 Şubat kararları alınmadan önce
Necmettin Hoca'nın yaptıklarına bakarsanız, bir beş yıl sonra
Türkiye'nin geleceği nokta 28 Şubat'ta hemen geliyordu. Ve buna
darbe yapılmadan bildirim yaptılar, kendileri de imza attılar. O
günkü iktidarın imzası var.
Ben bir Albay çocuğuyum. Dedem Çanakkale Savaşı'na girmiş,
yaralanmış. Sonra Arabistan'a gitmiş, dönmüş Kurtuluş Savaşı'na
girmiş. Adamın ömrü savaşla geçmiş. Ben onların çocuğuyum. Bu
ülkede Atatürk'ün aleyhinde olmak mümkün değil. Bunu yapmak ve
düşünmek ülkeme en büyük acıyı verir.
- İmralı görüşmeleriyle
başlayan süreci destekliyor musunuz? Sizce PKK silah bırakır mı?
Bana göre bırakmaz. Neden dersen; cevap vermem zor. Güneydoğu'yu
çok iyi bilirim. O insanları severim. Kürtleri çok severim,
muhteşem insanlardır. Burada bütün yatırım bana göre seçimlere
kadar PKK'nın harekâtını bir ölçüde alt seviyeye düşürmek. Ondan
sonra oy toplama meselesidir. Kolay kolay bunun önüne
geçebileceklerini sanmıyorum.
Röportajın tamamını okumak için